34. Bölüm

3.7K 306 196
                                    

Merhaba, 34.bölüm ile karşınızdayım. Çok eğlenceli ve romantik bir bölüm oldu. Keyif alacağınıza eminim. Lütfen oy vermeyi unutmayın🥰😝🥰😝

Elimden tutmuş ve sürükler gibi götürüyordu. Durumum ise, pek de iç açıcı değildi. Başım dönüyor, midem bulanıyordu. Ayaklarım sürekli  birbirine dolanıyordu. Ateş, ne halde olduğumun farkındaydı ancak umursamadan hızlı adımlarla yürümeye devam ediyordu.

Tüm bunların yanı sıra, bir de midemin bulantısı fazlalaşınca dayanamayarak, “ yavaş yürüsene be! Midem bulanıyor” diye bağırdım. Ateş söylediklerimi umursamadan hala aynı hızda yürümeye devam etti.

Sırf bana eziyet olsun diye böyle yapıyor pis domuz. Sen dua et içerdeki kıza. Yoksa zor götürürdün beni otele.” diye içimden söylendim.

Yine dayanamayarak, “ Midem bulanıyor diyorum. Anlamıyor musun? Hem sen arabasız mı geldin? Ne demeye beni yürütüyorsun.” Dedim tekrardan. Tüm söylediklerimi alkolün etkisinden dolayı zor dile getiriyordum.

 Ben söylenmeye devam ediyordum ancak Ateş’ten tek bir tepki gelmiyordu. Elimi bırakmadan aynı hızda yürüyor, beni de yürütüyordu.  

Seninle gelmek istemiyorum anlamıyor musun? Sırf o kız üzülmesin diye kabul ettim bardan çıkmayı. Şimdi bırak elimi seninle gelmiyorum ben.” diye yüksek sesle anlatmaya çalıştım. Yine ve yine Ateş’ten tek bir ses dahi gelmedi.

Ya bu adam delirtecek beni. Kendi deli, beni de delirtecek. O kadar konuşuyorum tek bir cevap vermiyor. Taş olsa bu kadar laftan sonra bir tepki verir. Bu taştan da beter gıcık şey”

Artık ayaklarım birbirine iyiden iyiye dolanmaya başlamıştı. Ve olan olmuş dizlerimin üzerine düşmüştüm. Düşmenin etkisi ile Ateş elimi bırakarak benden tarafa döndü. Tek  dizini yere koyup, diğer dizini de bükerek yanıma çöktü. Ellerimi dizimden çekerek kanayan yere baktı. Kaşlarını çatmış dikkatlice dizimi inceliyordu.

 Ben ise dizimin kanadığını görünce, “senin yüzenden bak ne oldu. Dizim kanıyor işte. Canım da acıyor. Sürekli bir yerlerim kanıyor zaten. Kan görmekten bıktım artık. Canımın acımasından da bıktım. Seni kadınlarla görmekten de bıktım. Sonra tekrar bunun için canımın acımasından da bıktım. Seni sevmekten de bıktım. Kendimden de bıktım. Her şeyden bıktım işte.” Diye tek nefeste ağlayarak söyledim.

Sanki tüm gün yaşadıklarımın acısını çıkarmak ister gibi her şeyi bir bir dile getiriyordum. İçimde Ateşe karşı o kadar çok öfke vardı ki söylediklerim bu duygularımın yanında çok hafif kalıyordu. Daha çok şey söylemek istiyordum aslında. Ancak bu kadarını dile getirebiliyordum.

  Ateş bu halime şaşırmış bir ifade ile   bakıyordu. Biraz önceki sinirli halinden eser kalmamıştı. Hatta dudaklarında yarım bir gülümseme ile gözleri gözlerimdeydi. Gözlerimden gözlerini yanağımdan akan yaşlara indirerek parmağı ile yanağımdaki damlaları sildi.

Anlayışlı bir ses tonu ile, “Tamam  güzelim çok bir şey yok. Az ilerde bırakmıştım arabayı. Birazdan arabaya bineceğiz. Otele gittiğimizde de temizler sararız. Gel hadi kucağıma alayım seni” dedi kucağına alırken.

Ateş’in anlayışlı davranmasının yanı sıra ilgilenmesi şımartmıştı beni . Bunu fırsata çevirerek “İndir beni. Ben sana küsüm. Sen beni aldattın. Seni bir hafta boyunca çok özledim. Biran önce işin bitsin istedim. Ancak ben seni özleyip beklerken, sen gittin kadına kulağını öptürdün. Sil orayı iyice. O pis kadının dudağının değdiği yeri” diye söylendim. O an içimden nasıl geliyorsa öyle konuşmak istiyordum. Kendimi durdurmak istemiyordum. Aklımdakiler dudaklarımdan dökülüyordu. Ve bu beni hiç rahatsız etmiyordu.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now