37. Bölüm

3.4K 228 830
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Oy ve yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Lütfen bu bölüm içinde oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Keyifli okumalar. 😘🥰😘🥰😘🥰

Odamıza geldiğimizde Ateş balkona çıktı. O çok nadir yaktığı sigaralarından birini yakarak elleri ceplerinde dışarıyı seyrediyordu.

Ben ise, koltukta oturup Ateş’in vereceği tepkiden korkarak bekliyordum. Onun hayır demesine rağmen, yapılan teklife olumlu cevap vermiş ve yine sinirlendirmiştim. Aslında amacım karşı gelmek değildi. Tek istediğim şey, sebep olduğum hataları telafi etmekti. Ateş’in bu kadar sinirlenip masayı terk edeceğini düşünememiştim.

Kafamı çevirip balkona baktığımda sırtının dönük olmasına rağmen korkarak gözümü o taraftan kaçırdım. “Ya şimdi gelip bağırıp çağıracak. Beklide beni Türkiye’ye yollayacak. Uff yaa yeni yeni düzelmişti aramız. Gene benim düşük çenem yüzünden bozulacak.” Diye kendi kendime hayıflanırken, sigarasını bitirmiş balkon kapısına yönelmişti. Kapıdan içeri girdiğinde yüzünde karmaşık bir ifade vardı. Ne kızgın gibiydi nede değildi. Hızla gözlerimi ellerime indirerek dudaklarımı kemirmeye başladım.

 O ise ağır adımlarla yanıma geliyordu. Korku ve endişe içinde onu bekliyordum.

Ateş koltuğa sessizce oturdu. Onun oturması ile kafamı kaldırıp endişeli bir şekilde gözlerine baktım. Endişemi hissetmiş olmalı ki  kollarını dolayarak göğsüne yatmamı sağladı. Bu hareketi içimi rahatlatmıştı. Demek ki kızmayacaktı. Daha sonra saçlarımı koklayarak öptü. Bir kaç saniye bekledikten sonra, “Güneş dünkü olayda senin suçun yok. Bu konuda kendini suçlu hissetmene de gerek yok. Masada da söylediğim gibi asıl suçlu olan benim. Bu işe karışmanı istemiyorum. Yeterince başın dertte. Birde yenisi eklenmesin. Ayrıca nasıl çözerlerse çözsünler. Beni bulaştırmamalarını defalarca söyledim onlara. Artık gizli görevlere gitmediğimi bildikleri halde ısrarla yapmamı istediler. Sonuçlarına da katlanacaklar.” Dedikten sonra kafamı göğsünden kaldırarak göz göze gelmemizi sağladı. “ anlıyorsun beni değil mi?” cevap vermemi bekledi.

“Ya bu adam nasıl ters köşe yapmayı becere biliyor. Kızacağını düşünürken gelip suçun kendine olduğunu ve kendimi iyi hissetmemi istiyor.

Aslında bu tarz, hareket ve davranışından dolayı ona çekilmemiş miydim. Yine ve yeniden aşkımı pekiştiriyor işte.”

Kafamı evet anlamında salladığımda gözlerimin içine emin olmak için dikkatlice baktı. “söz ver bana. Benden habersiz hiçbir davranışta bulunmayacaksın.” Gözleriyle yüzümü tararcasına gezdirdi. “Luca olayını tekrar yaşamak istemiyorum. Kafana göre plan yapıp uygulamanı ve sorunların içine çekilmeni de istemiyorum” dedi. Gözlerinde endişe vardı ve bu beni çok üzmüştü. Ateşi çok nadir bu yüz ifadesinde görüyordum. Ve gördüğümden de hiç memnun değildim.

 Ellerimi kirli sakalında gezdirdim, kısa bir süre gözlerine baktıktan sonra “Söz veriyorum senden habersiz ve iznin olmadan hiç bir şey yapmayacağım. Sen ne dersen o olacak.” Derken onu ikna etmek istiyordum. Gözlerine yalan söylemediğimi anlatmaya çalışır gibi baktım.

Sözlerim üzerine belimden tutarak kucağına oturttu.  Oturma şeklimden dolayı eteğim çok fazla açılmıştı. Önce gözlerini bacaklarımda gezdirdi. Daha sonra dudaklarıma çıkardı. Bir süre gözlerini dudaklarımda gezdirdiğinde dayanamayarak dudaklarımızı birleştiren ben oldum. Tabii ki hemen karşılığını almıştım.

Parmakları açıkta kalan bacaklarımda dudakları ile organize halinde beni benden almak için yarışıyorlardı. İkimizde kendimizi kaybetmişken her zamanki gibi zamanlama konusunda lüzumsuz olan birisi kapıya vurdu. İsteksiz bir şekilde dudaklarımızı ayırdıktan sonra ağzının içinden küfür ederek kucağından inmemi sağladı.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now