38. Bölüm

3.2K 213 595
                                    

 Merhaba arkadaşlar. 38.bölüm ile karşınızdayım. Destekleriniz ve ilginiz için çok teşekkür ediyorum. Verdiğiniz oy ve yaptığınız yorumlarla beni çok mutlu ediyorsunuz. Sizinle bu kitabı tamamladığımızda çok güzel beklentilerim var. Sizi çok seviyorum.

Oy ve yorumları unutmayım. Görüşürüz. 🥰😘😘😘

Telefonu kapattığında Ateş’in gözlerinden alev çıkıyordu. Anlam veremediğim gözlerle ona baktığımda, “kız kardeşim Güneş Esra’yı aramış ve ondan o akşamki gün için özür dilemiş. Ayrıca onunla tanışmak istediğini, abisinin yani benim onu çok beğendiğini de özellikle belirtmiş.” Dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Bunların hiç birini  yapmamıştım. Ateş büyük ihtimal yine onun sözünü dinlemediğimi ve yok saydığımı düşündüğü için çok kızgındı. Kendimi nasıl inandıracağımı bilmiyordum. Onu kaybedemezdim. Artık o nefesim, tenim, kokum, her şeyimdi. Ateşi kaybetme korkusunu hissettiğimde yaşadığım duygu ile ellerim titriyordu. İstemsizce gözlerimden yaşlar akmaya başlamış, yaşlardan dolayı net göremiyordum.

Titreyen ellerimi uzatarak, “Ateş yemin ederim ben aramadım. Kadının adını bile bilmiyordum. Sen söyleyince öğrendim. Telefon numarasını bile bilmiyorum. Ne olur inan bana Ateş, ne olur. Bana inanmazsan dayanamam” Diye yalvardığımda Ateş, endişeli gözlerle bakıyordu.

Bilmiyorum sana kendimi nasıl inandıracağımı. Ancak inanman gerek. Lütfen inan bana. Lütfen, lütfen, lütfen Ateş” diye tekrarladığımda kollarımı beline dolamış alnım göğsünde  ağlıyordum.

Bir süre sessizlik içinde hıçkırıklarımı dinledi. Daha sonra  kollarımı çözerek gözlerime baktı. O bakış bir kaç saniye sürmüştü, ancak bana dakikalar gibi uzun gelmişti. Bakışlarından yine ne düşündüğünü anlayamıyor , daha çok korkuyordum.

Ellerini yanağıma koyarak gözümden akan yaşları işaret parmağı ile sildi, “gözünden akan yaşlara sebep olan kişiye her damlası için tek tek hesap soracağım.” Dedi sıktığı dişlerinin arasından. O an gözlerinde ne düşündüğünü bir nebze olsun anlayabilmiştim. Gözlerinde merhamet, pişmanlık, hüzün, hepsinden vardı. Belki de sözlerinden dolayı böyle görmek istediğim için görüyordum.

Hıçkıra hıçkıra ağlayan ben bir anda susup Ateş’in sözlerini anlamaya çalıştım. Yaşadığım şaşkınlığımın üzerine, “senin aramadığını biliyorum Güneş. Seni senden daha iyi tanıyorum. Luca olayında da tahmin etmiştim senin plana sadık kalmayacağını. Bu günkü olayda da benden habersiz bir işe kalkışmayacağına emindim. Aramış olma ihtimalin aklımın ucundan  geçmedi.” Dedi kollarının arasına tekrar alarak.

Ateş’in sözlerinden sonra kuş kadar hafiflemiştim. Bu seferde göz yaşlarım mutluluktan durmaksızın akıyordu. Sinirlerim boşalmıştı ve kedimi durduramıyordum. Ateş ise, “şşşş, tamam, sakinleş artık” gibi kısık ses tonu ile dinlendirici seslerle sakinleştirmeye çalışıyordu.

 Bir süre birbirimize sarılarak kaldık. Daha sonra beni kucağına alarak salona geçip oturdu. Oturduğunda kucağından inmeme müsaade etmedi. Sadece kendinden birazcık uzaklaştırdı. Gözümden akan yaşlara dikkatlice baktı. Sanki o damlalar canını yakıyormuş gibi gözlerinde ifade vardı. Dudaklarını gözlerime yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. Damlaları tek tek öptü. Geri çekildiğinde parmaklarının tersi ile damlaları özenle sildi.

Gırtlağından çıkan boğuk ses tonu ile “Ağlama artık. Sen ağladıkça kendimi zor tutuyorum. Buna sebep olan kişiyi öldürmemek için sabrım tükeniyor ” Dedi. Söylediğini yapabileceğine gözlerindeki ifadeden anlayabilmiştim.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt