BÖLÜM 3

75.2K 3.5K 1.2K
                                    

(Multimedya: Alkın)

ALKIM AKSOY

Akşam karanlık çökmüş amcamlardan dönüyordum. Karşıma aniden ailemin aile dostunun oğlu Ahmet çıktı. ''Merhaba Ahmet abi.'' ben daha 10 yaşındayım  o da 18 sanırım. ''Alkım gelsene benimle baban dedi ki git Alkım'ı sen al çünkü babanlar bize geldi.'' dedi Ahmet abi. ''Tamam.'' deyip yanında yürümeye başladım. Evlerinin olduğu sokaktan başka bir sokağa girince ''Ahmet abi ev bu tarafta değil ki.'' dedim. ''Önce halletmem gereken bir iş var halledelim öyle gideriz.'' dedi. Kafamla onaylayıp yürümeye devam etti. Depo gibi bir yere gelince aniden elimden tutup beni depoya soktu. Ben daha ne olduğunu anlamadan o beni yere itmiş ve üstüme çıkmıştı. Daha çok küçük olsam da ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. ''Yapma abi. Lütfen yapma. Dokunma bana. Yalvarırım yapma. Acıtma canımı.'' dedim. Ama dinlemedi.

Hızla gözlerimi açtım. Gözyaşlarımın akmasına izin verdim. O gün orada yaşananları aileme anlatmıştım. İnanmamışlardı. Aslında gerçek olduğunu biliyorlardı ama ortak oldukları o aileyi suçlayarak ortaklığı bitirmek istemiyorlardı. Onlar inanmayınca polise gittim. İnandılar bana ama sonra ellerine verilen üç beş kuruşla ağızlarını kapattılar. Yıllarca bana bunun bir yalan olduğunu söylediler. Sonrada kendi yalanlarına inanıp bana eziyet etmeye başladılar.

O gün orada ben ruhumu teslim etmiştim. Hayatımda hiç geçmeyecek acıların başını yaşamıştım o gün orada. Aradan geçen yıllar benden neşemi, sevdiklerimi götürmüştü. Sessizleştirmişti beni yıllar, yaşadıklarımı kimseye anlatmamam gerektiğini göstermişti. Çünkü kime anlatsam ya zarar görüyordu ya da parayla susturuluyordu. 

Vücudum titremeye başladı aniden, nefes alamıyordum. İlacım yoktu yanımda ve ilacımı almadığım her saniye krizim kötüye gidiyordu. Sesimi çıkarmaya çalıştım ama çıkmadı. Tüm gücümü kullanıp yattığım yerden kalktım. Kapıya varınca açtım ama artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Kendimi kendi karanlığımda serbest bıraktım.

ALKIN AKSOY

Aniden yere bir şeyin çarpma sesiyle odamdan çıktım. Karşımda gördüğüm görüntüyle canımın acıdığını hissettim. Alkım yerde yatıyordu, titriyordu ve kafasından kan geliyordu. Hızla yanına gidip o minik bedenini kucağıma aldım. ''Anne, baba yardım edin. Alkım'a bir şey oldu.'' diye bağırdım merdivenleri inerken. Annemler sesimi duyarak merdivenin başına gelmişti. ''Ne oldu oğlum kardeşine?'' dedi annem. ''Bilmiyorum anne. Odamdan çıkınca onu böyle buldum.'' dedim kapıdan çıkarken. Hızla babamın çağırdığı arabaya bindim. Annem ağlıyordu, babamın da gözleri dolmuştu. Kucağımda güçlü bir şekilde sarsılan bedene baktım. Gözyaşları akıyordu onunda. İşte yine oluyordu kalbim ağrıyordu. 

Bir şeyler sayıkladığını anlayınca kulağımı ağzına yaklaştırdım.'' Lütfen yapma. Dokunma bana. Yalvarırım yapma. Acıtma canımı.'' diyordu. Neden böyle diyordu? Aniden burnuma gelen kokuyla istemsizce kokuyu daha derin çektim içime. Muhteşem bir kokuydu ve kokunun kaynağı kucağımda yatan bedendi. Parfüm değildi, kendi kokusuydu. Hipnoz olmuş gibi başımı boynuna indirdim ama az sonra ne yaptığımın farkına vararak hızla kafamı çektim.

 O sırada hastaneye varmıştık. Hızla arabadan inip bağırdım. ''Sedye getirin buraya.'' sedye getirip onu acil müdahale odasına aldılar. Artık annemde babamda ağlıyordu. Yanağımda hissettiğim ıslaklıkla kendimin de ağladığımı anladım. Bir dakika ben neden ağlıyorum?

İkizin için endişelendin onun için olabilir mi?

Ne alakası var ? Hem kim olsa aynısını yapardı. Ben insanlık görevimi yaptım o kadar.

Tabi canım. Zaten herkes yardım ettiği kişi için ağlar sonra kokusunu içine çekmek ister. 

İç sesime cevap vermeyip, önüme döndüm. Haklıydı sanırım.

KARIŞAN HAYATLARTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang