ÖZEL BÖLÜM

12.7K 762 106
                                    

5 YIL SONRA

ALKIM AKSOY 

Koca 5 yıl geçmişti. Büyümüş, olgunlaşmış, istediğim gibi avukat olmuştum. Abilerimin desteğiyle bir büro açmıştım. Tek değişen bu değildi. Meriç ve Asrın abim dışında tüm abilerim evlenmişti, hatta hepsinin çocukları olmuştu. Hemen anlatıyorum.

Cemre ablam ve Baran abimin üçüz çocukları artık beş yaşındalardı. Üçü de oğlandı. Diğer tüm yeğenlerim gibi. Han, Tan ve Can üçlüsü gerçekten çok tatlılardı. Hala olmuştum ilk onlar sayesinde. Çok yaramazlardı. Hele halalarını görünce iyice coşuyorlardı.

Ardından evlenen çift ise Yalın abim ve Melda yengemdi. Baran abimlerden iki ay sonra evlenmişlerdi. Onlarında şimdi 4 ve 2 yaşında iki oğulları vardı. Yağız ve Yamaç. İkisi de dünya tatlısıydı. Halalarına çekişler tabi.

Onlardan sonra evlenen çift ise Mirza abim ve Nur yengemdi. Yalın abimlerden 4 ay sonra evlenmişleri. Şimdi üç yaşında bir oğulları vardı.  Miraç. Kendisi sanırım en enerjik olanıydı. Hiç yerinde durmuyordu yürümeye başladığından beri.

Ardından evlenen çift ise Anıl abim ve Algı yengem idi. Algı yengem ve Anıl abim, bir konferansta tanışmışlardı. Mirza abimden 7 ay sonra evlenmişti. Şimdi ise Henüz bir yaşında olan ikiz erkek çocukları vardı. Doğan ve Sinan. 

En son ise Alkın ve Yaren çifti vardı. Onlar bir buçuk sene önce evlenmişleri. Şimdi ise Yaren 8 aylık bir erkek çocuğuna hamileydi.

Hiç kuzen tayfasından bahsetmedim. Biraz onlardan bahsedeyim.

Batı ve Batın o ülke senin bu ülke benim diye gezip tozup eğlenip baba parası yiyordu.

Barış ve Savaş abim kendileri gibi tek yumurta ikizi iki kız kardeşe tutulmuş ve evlenmişlerdi.

Cem abim kendini işine adayıp işkolik olup çıkmıştı. Cihan ise aldığı bir teklif üzerine yurt dışına çıkmıştı.

Sanırım artık sıra bana gelmişti. Elimdeki tektaş yüzüğe bakıp o güne. Bir sene önce bugüne döndüm.

Bir pazartesi günü mahkeme salonundan tüm sinirimle çıkıyordum. İlk kez bir davayı kaybetmiştim. Halbuki tüm deliller ortadaydı. Bu işin peşini bırakmayacaktım. Hızla arabama bindim. Hırsla eve sürdüm. Eve girdiğimde Asrın abim ve Meriç abim evde değildi. Şirketteydiler. Annem ise bir arkadaşıyla buluşmuştu. Zaten bu evde bu kadar kişiydik. 

Ayakkabılarımı salonun bir köşesine fırlatıp odama gittim. Bir duşa girip çıktım. Sinirimi hala atamamıştım. O sırada Arda'dan bir mesaj geldi. İlişkimiz her geçen gün daha da güzelleşerek 5 yıldır sorunsuz bir şekilde gelmişti.

Sevgilimmiş: 'Kapıdaki paketi al ve saat 7 de hazır ol. Ve sana atacağım adrese gel.Seni seviyorum.' 

Gidip kapıyı açtım. Önüme bir kutu çıktı. Alıp içeri geçtim. Açtığımda karşıma çok güzel bir elbise çıktı. Tozpembeydi. Miniydi. 


Odama çıkıp giyindim. Ayağıma tek bantlı beyaz topuklu ayakkabılar giydim. Bir kolye, birkaç yüzük, bir bileklik taktım. Elime beyaz incili çantamı aldım. Makyajımı çok abartmamıştım. Tek özelliği dudağımda koyu nude bir ruj vardı. Saçlarımı hafif maşalayıp açık bıraktım.

Kabul etmeliyim ki çok güzel olmuştum. Yaptığım sporlar ki çoğu abimle yaptığımız antrenmanlar sayesinde vücudum çok sıkı ve güzeldi. 

Kendimi övme işini bitirince aşağı indim. Telefonuma gelen adresle evden tekrar çıktım. Arabama binip mesaj atılan adrese geldim. 

İlk yanlış geldiğimi düşünsem de sonra görüş açıma giren yerle heyecan basmıştı. İyice yaklaştığımda mumlarla ve gül yapraklarıyla döşeli bir yolda yürümeye başladım. Sonra Arda girdi bakış açıma. Tahta ve ışıklarla dolu bir yerin arkasında üstündeki takım elbisesiyle bana gülümsüyordu. Tamamen yanına varınca diz çöktü önümde. Bir kutu çıkardı ve açtı. Bir yüzük vardı.

KARIŞAN HAYATLARWo Geschichten leben. Entdecke jetzt