BÖLÜM 6

65.4K 3.4K 597
                                    

(Multimedya: Anıl)

~~Geçmiş~~

Ardayla beraber dondurmacıdan dönüyorduk. Benden 2 yaş büyüktü yani şimdi 13 yaşındaydı Arda. Bugün evden gizlice kaçtığım günlerden biriydi. O olayın üstünden 1 yıl geçmişti. Ama ben hala etkisindeydim. Arda her an yanımdaydı o günden sonra. Ailem bana inanmamıştı. Üstüne birde artık kimseye bunu söylemeyeyim diye beni dövüyorlardı. Bende artık susmaya başlamıştım. O neşeli kız yerini ölü bir ruha bırakıyordu yavaş yavaş. Arda bunun farkındaydı ama elinden bir şey gelmiyordu onunda. Aniden Arda'nın bağırmasıyla kendime geldim. ''Gökkuşağım dikkat et!'' dedi ve beni itti. Yere düşerken duyduğum acı bir fren sesiydi ve sonra bir şeyin yere çarpma sesi. Yerden kalktığımda olanların farkına vardım. O beni kurtarmak için arabanın önüne atlamıştı.  

Hızla Arda'nın yanına gittim. Kafasını kucağıma aldım. ''Ağlama.'' dedi. O ana kadar ağladığımı fark etmemiştim. ''Ağlama camın daha fazla acıyor gökkuşağım.'' dedi.

 ''Uyuma Arda'm'' dedim.

''Uyumayacağım gökkuşağım.'' dedi.

''Söz mü?'' dedim

''Söz gökkuşağım.'' dedi.

''Gökkuşağım lütfen üzme kendini. Ben sanırım sana verdiğim sözü tutamayacağım. Affet beni. Seni seviyorum ve hep seveceğim.'' dedi ve gerçekten ilk kez bana verdiği sözü tutamadı. Bıraktı beni yapayalnız.

''Hayır Arda lütfen kapama gözlerini. Yapma bunu bana. Beni yalnız bırakma. Hem sen hep sözünü tutarsın. Bu kez de tut. Bende seni seviyorum. Lütfen aç gözlerini. Lütfen. Lütfen.'' ama açmadı gözlerini gitti o. Sonsuza doğru gitti bir daha göremedim onu, gözlerini, gamzesini. Bir daha duyamadım o şen  kahkahasını. Bir daha gelmedi kokusu burnuma.

~~Geçmiş Son~~ 

1 Hafta Sonra.

ALKIM AKSOY

Hızla yattığım yerden doğruldum. O anı belki binlerce kez yaşamıştım ama her seferinde ilk an gibi acı veriyordu. 6 yıl oldu gideli ama hala acısı yerinde duruyor. Gözyaşlarım durmazken yatağımdan kalktım. Üstüme bir şeyler geçirip evden çıktım. Ne zaman kabusunu görsem mezarına giderdim. Hava daha yeni aydınlanıyordu. Yolda gördüğüm çiçekçiden bir demet papatya aldım. En sevdiği çiçek papatyaydı. Beraber papatya toplar sonrada bana taç yapardık.

Bir hafta olmuştu ben bu ailenin yanına taşınalı. Günlerimin eski günlerden tek farkı fiziksel şiddet olmaması. Ama abi tayfasından 2 kişi beni yok sayıyor, 1 tanesi her an hakaret ediyor, kalan ikisi ise hiçbir şey yapmıyorlar ne iyi ne kötü. Ben ise hala aynı ben sessiz, yalnız ve güçsüz. Biyolojik anne ve babam ise her çocuklarıyla ilgilendikleri gibi benimle de ilgileniyorlardı. Bu çok hoşuma giden bir şeydi ama yine de hala biyolojik babamdan korkuyordum. Elimde değildi. Geçmiş peşimi bırakmıyordu. 

Sonunda yanına varınca hızla mezarın yanına oturdum. ''Ben geldim Arda'm. Yine rüyama geldin. Özlediğim gözlerini son kez gördüğüm o yeri gördüm yine. Seni çok özledim. Biliyor musun ailem aslında öz ailem değilmiş. Benle başka bir kız çocuğunu karıştırmışlar. Şimdi biyolojik ailemin yanında kalıyorum. 5 tane abim 1 tanede ikizim varmış. Adı Alkın. Tanışsanız eminim çok iyi anlaşırdınız.'' dedim. Biraz sustum.

''Neden gittin ki? Hadi gidiyordun beni neden götürmedin? Hani biz büyüyünce evlenecektik. Kan kardeşi bile olmamıza izin vermemiştin. Evleneceğiz büyüyünce onun için kardeş olamayız demiştin. Hani neredesin, nereye gittin? Ben büyüdüm ama sen yoksun. Çok mu uzaktasın? Umarım iyisindir çünkü ben hiç iyi değilim. Baksana ne kadar yalnızım. Kimsem yok. Sen gittin ben kimsesiz kaldım.'' mezarına iyice sarıldım ve ağlamaya başladım. 

KARIŞAN HAYATLARWhere stories live. Discover now