BÖLÜM 34

25.3K 1.7K 497
                                    

(Multimedya: Anıl)

YAZARDAN

Aksoy ailesi Alkım'ın evden çıkışıyla fırtınaya ev sahipliği yapmaya başlamıştı. Akif Bey sinirle bağırdı.

"Ne yaptınız lan? Ne yaptınız Alkım'a? Ha? Ben sizi böyle mi eğittim. O sizin kardeşiniz ve en başında bir kadın. Siz ne zamandan beri böyle davranır oldunuz?" diye bağırdı.

"Asıl sana ne demeli baba? Bu halde olmamızın asıl sebebi sensin ve suçu başkalarına yüklemeye çalışma. Sen nasıl olurda bunca zaman böyle bir şeyi saklarsın? Hadi sakladın, bir insan çocuğunun öldüğüne nasıl bu kadar kolay inanabilir?" diye bağırdı Meriç.

"Sana ne lan! Sana ne! Sana mı soracağım ne yapacağımı? Yaptım bir hata ama yıllarca onun vicdan azabını yaşadım ben. Şimdi gelip de bana hesap soramazsın!" dedi Akif Bey.

"Nasıl ona ne baba? Ortada iki masum canın hayatı kaydı. Farkında mısınız? Hayır ben anlamıyorum. Sen seni vuran adamın nasıl başka birine suç atmasına izin veririsin?" dedi Baran bağırarak.

"Çocuklar böyle bağrışarak bir yere varamazsınız." dedi Deniz Hanım ortalığı yatıştırmak için.,

"Sen anne sen! Asıl sen hiçbir şey söyleme. Sen nasıl böyle bir şey olmasına izin veririsin? Hangi anne evladından bu kadar çabuk vaz geçer?" dedi Yalın bağırarak.

Deniz Hanım'ın gözleri dolu ama oğullarının haklı olduğunu bildiği için sustu. Ancak Akif Bey öyle düşünmüyordu.

"Sen kim olarak annene bağırabiliyorsun?" diye bağırdı Akif Bey.

"Yakılan iki masum canın savunucusu olarak konuşuyor." diye bağırdı bu sefer Mirza.

"O kadar çok sevseydiniz Alkım'ı öyle üzmezdiniz." dedi Akif Bey.

"Sende o kadar iyi bir baba olsaydın iki çocuğun böyle bir oyuna kurban gitmezdi." diye bağırdı Anıl. 

"Siz kim oluyorsunuz da benim babalığımı sorguluyorsunuz?" diye bağırdı Akif Bey.

"Kim mi oluyoruz iki kardeşimizi kaybetmiş kişileriz. Sen bizim yaptıklarımızı sorgulayacağınıza kaybettiğin kızın ve oğluna yanın. Baksana aileni dağıttı hatalarınız." diye bağırdı Alkın.

"Biz kimiz biliyor musun baba? Sizin hatalarla dağıttığınız bu aileyi bir araya getirecek kişileriz. Ama biz o aileyi kurarken içinde siz olur musunuz bilmem." diye bağırdı Meriç. Dediğini yapacaktı. Alkım'a kendileri affettirecek, Asrın ile ise kaybettikleri yılları geri kazanmak için savaşacaktı.

"Ne demek oluyor bu?" dedi Akif Bey. Kimse cevap veremeden kapı çaldı. Çalışanlardan biri kapıyı açtı. İçeri dört tane adam girdi. "İyi akşamlar. Biz Alkın Hanım'ın eşyalarını almaya gelmiştik." dedi içlerinden biri.

Yarım saat sonra Alkım'ın eşyaları yollanmıştı.

Yalın babasının sorusunu cevapladı. "Bugün sadece kızının gidiş günü değil baba. Bugünü unutma çünkü bugün tüm çocuklarını kaybediş günün." dedi Yalın.

Akif Bey şok olmuşken, Deniz Hanım ağlamaya başlamıştı. "Tamam gidin. Sizi tutmayacağım. Ama şunu unutmayın asla dönecek bir-" sözü yarıda kesilmişti çünkü Deniz Hanım bağırmaya başlamıştı.

"Hayır kimse bir yere gitmiyor. Sende sakın o cümleni tamamlama. Benim içim kaybettiğim iki evladıma yanarken bir de sizi kaybedemem." diye bağırdı Deniz Hanım.

"Üzgünüm anne ama biz gayet iyi anladık babamın ne demek istediğini ve laf ağızdan bir kere çıkarmış." dedi Anıl.

Hepsi hızlıca odalarına çıkıp eşyalarını toplayıp aşağı indiler. Deniz Hanım gitmemeleri için yalvarırken Akif Bey kendinden ödün verip konuşmamıştı bile. 

KARIŞAN HAYATLAROnde histórias criam vida. Descubra agora