BÖLÜM 29

26K 1.5K 419
                                    

(Multimedya: Baran)

YAZARDAN

"Sizin tek işiniz onu korumaktı. Ama kız evin içinden kaçırıldı. Ben sizi oraya yalı kazığısınız diye mi diktim? Ha söylesenize!" dedi genç adam sinirle. Onun biriciği gözlerinin önünde kaçırılmıştı.

"Abi o hizmetçi kadın o adamı içeri alınca biz tanıdıkları sandık." dedi genç adamın Alkım'ın başına diktiği korumalardan biri.

"Aferin size. Hadi bulun onu. Eğer Alkım'ın yeri 2 saat içinde bulunmazsa ölümlerden ölüm beğenin." dedi genç adam. Hepsi onun kimseyi öldürmeyeceğini biliyorlardı. Ama ölmekten bile beter edebileceği bir gerçekti. Alkım onun tek zaafıydı. Tek zayıf noktası. Tek duygu belirtisi gösterdiği kişi. Belki de bu dünyada değer verdiği tek insandı. 

"Hemen abi." dedi koruma ve yanından ayrıldı.

Genç adam sinirden köpürüyordu. Telefonunu açtı. Ekranda Alkım'ın fotoğrafı karşıladı onu. Sanki Alkım'a dokunuyormuş gibi dokundu ekrana genç adam.

Sonra o sözleri fısıldadı. "Geliyorum biriciğim abin geliyor. Seni üzenlerin celladı olmaya geliyor." dedi.

Aynı zamanda Aksoyların evinde kıyametler kopuyordu. Deniz hanım ağlarken Akif bey onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Meriç, Yalın, Mirza, Baran dörtlüsü polise haber vermişti ve şimdi onlarla iş birliği içinde Alkım'ı arıyorlardı. Henüz ellerinde olan tek bilgi onu Polat Şahin'in kaçırdığıydı. 

"Yok Allah kahretsin ki hiçbir şey yok." diye bağırdı Yalın. 

"Sakin olmaya çalışın. Şuan yapacağımız en son şey kontrolümüzü kaybetmek." dedi Baran. Oda öyle pişmandı ki ona bağırdığı her saniye için.

Alkın ve Anıl pişmanlıkla oturuyorlardı. Kendilerini suçluyorlardı. Keşke gitmeseydik diyorlardı. 

Savaş ve Barış hızla Aksoy ailesinin yanına geldiler. "Ne oldu? Kim kaçırdı Alkım'ı?" dedi Savaş endişeyle. Çok sevmişti daha ilk gördüğü anda orman gözlüsünü. O kanadı kırık bir kuştu. Hayatta kalmaya çalışıyordu. Bunu sadece Savaş görüyordu. Onun gözlerine yansıyan acıyı. Bir kenarı hep buruk tebessümlerini. 

"Bilmiyoruz. O şerefsizin adı dışında hiçbir şey bilmiyoruz. Arama izni bekliyoruz mülklerine baskın yapmak için." dedi Meriç.

"Allah kahretsin ya. Ne istedi o şerefsiz Alkım'dan?" dedi Barış.

Meriç derince yutkundu. Aklı izlediği o videodaydı. Ya yaptıysa ona bir şey.

Videoyu sadece ailenin erkekleri görmüştü. Birde polis tabi. O sırada eve Akif Beyin arkadaşı  emniyet müdürü Kemal Bey geldi.  Onu gören Akif Bey hemen yanına gitti. 

"Hoş geldin Kemal." dedi Akif Bey.

"Hoş bulduk. Haberi aldığım gibi geldim. Şimdi bana şu olayları en başından anlat." dedi Kemal Bey.

Akif Bey derince yutkunup mazisi 30 yıl öncesine dayanan bu husumeti anlatmaya başladı. Aile fertleri hiçbir şeye şaşırmamışlardı. İzledikleri videoda bunlar anlatılmıştı zaten. 

"Dediğim gibi beni vurduktan sonra yakalanamadı. Daha doğrusu suçu onun yerine başkası üstlendi. İşte en son bizde Meriçlerin doğduğu gün haber almıştık ondan." dedi Akif Bey.

"Bir dakika bir dakika! Meriçlerin derken?" dedi merakla Yalın.

Akif Bey yıllardır sakladıkları o gerçeği söylemek zorunda olduğunu anladı.

"Meriç'in bir ikizi vardı. Doğdukları gün Merih yani Meriç'in ikizi Polat Şahin'in tarafından kaçırılıp öldürüldü." dedi Akif Bey. Onun evlat yarası gün yüzüne çıkarken sesi titremişti. 

KARIŞAN HAYATLARWhere stories live. Discover now