BÖLÜM 17

41.3K 2K 348
                                    

(Multimedya: Meriç)

ALKIM AKSOY

"...Aşırı stres yaşama halinde sinirlerin gerginliği ile ortaya çıkan sinir boşalması ve tepkisidir. Sinir yaşanan her şeye karşı bir anda aşırı yüklenmelerin neticesinde tepkiyle karışık, öfke, kızgınlık ve sinirlilik patlamasıdır. Yaşadığı şeylerin bir tür boşalmasıdır. Benim önerim bir psikologla görüşülmesidir. Aksi halde bu tür durumlar tekrarlanabilir. Bugün şanslıymış ki abisi yanında olup ona ilk yardım yapabilmiş ama bir dahakine bu kadar şanslı olur mu bilemeyiz. Tekrardan geçmiş olsun." dedi yabancı bir ses.

"Tamam. Bu konuyla ilgileneceğim." dedi babam.

Olanlar teker teker gözümün önüne gelirken, gözlerimi aralamayı hiç istemiyordum. Ruhum, bedenim bir olup yok olmak istiyorlar. Sadece bunu istiyorlar. Yarınında bugünden farklı olmayacağını biliyorlar. Canının acımaya devam edeceğini biliyorlar. Tek istedikleri özgürlüklerini ilan edip gitmek buralardan. Belki de gittiği yerde mutluluk bulacaklarını bildikleri için istiyorlar bu kadar gitmek.

Kapalı gözlerimden dışarı aktı yaşlarım. Dışarıdan bakan pek çok kişi ajitasyon yaptığı sanacak belki ama öyle değil işte. Dışarıdan bakan birine göre yargılaması kolay ama insan içine düşünce anlıyor işin aslını. Yanan can senin canın olmadığı sürece acısını anlayamazsınız. Hiçbiriniz gelip de diyemez ben seni anlıyorum. Anlayamazsınız siz beni, yanan canımı verdiğim kayıpları.

Aranızda çocukluğu elinden alınan, sevdiğini kara topraklar olan varsa ha işte onlar anlar anca beni.

Yanağımdan aşağı doğru süzülen gözyaşı bir el tarafından silindi. Sonra teker teker akanların hepsi. Odada çıt yoktu. Sadece alınan derin nefesler ve akan gözyaşlarım.

Derin sessizliği Alkın'ın sesi bozdu. "Alkım aç hadi gözlerini. Ağlama! Söz hepsini bulacağım. Ağlama..." dedi. Gözlerimi açmak yerine kollarımı iki yana açtım sarılması için. O da öyle yapıp sarıldı bana. "Alkın özür dilerim." dedim. "Hepinizden özür dilerim." dedim. "Baksanıza benim yüzümden ne hale geliyorsunuz." diyerek sözlerimi tamamladım.

"Şşşt o nasıl söz Alkım? Biz senin aileniz ne olursa olsun yanında olmayıp ne yapacağız?" dedi Alkın. Kafa salladım. O ayrılınca hafif araladığım gözlerimden gördüğüm kadarıyla annem geldi yanıma. Yatağımın köşesine oturdu. Elini saçlarıma getirip okşadı yavaşça.

"Sevgili kızım aşkım huzurum Alkım'ım; Sarılsaydım doya doya bazen huzursuz olduğunda 'anne şu sıkıntım var diyebilseydin' bana. Seninle yapmak istediğim o kadar çok şey var ki, içimi yakan. Keşke zamanı geri alıp hiç ayrılmasaydım senden. Oy keşke canını yakanlar benim canımı yaksaydı da senin acın yanmasaydı kuzum. " derken ağlamaya başlamıştı. Elimi yanağına koydum.

"Benim canım yanalı çok oldu anne. Sende kendine bunu yaparak yakma canını. Sil gözyaşlarını, ağlama. Benim için dik dur ki bundan sonra arkamı yaslayabileceğim bir annem olsun. Derdimi paylaşıp ağlayabileceğim bir annem olsun. Belki geç oldu ama olsun. Olsun da o da bana yeter." dedim hafiften tebessüm ederek. Elini yüzüme getirip yanağımda duran yaşları sildi.

"Hadi yeter. Acıktım ben. Yemek yemem lazım." dedim dikkatlerini dağıtmak için.

Odaya göz attığımda herkesin burada olduğu gördüm. Hepsi gözlerini bana dikmişlerdi. "İyiyim ben. Şöyle bakmayı kesin." dedim. "Anıl hadi Alkım'a bir şeyler al da gel." dedi babam. "Tamam. İstediğin bir şey var mı Alkım?" dedi. "Hım. Çikolatalı ne varsa topla gel." dedim. Hafifçe gülümseyip kafa sallayıp çıktı.

"Kızım doktorla konuştuk. Psikoloğa gitmen gerektiğini düşünüyor. Bizde bunu düşünüyoruz. Biliyorsun Savaş abin psikolog seninle onu görüştürmeyi düşünüyoruz. Tabi sende istersen." dedi babam.

KARIŞAN HAYATLARWhere stories live. Discover now