ÖZEL BÖLÜM 2

6.9K 431 105
                                    

Evde hazırladığım masaya bakarken içimde ayrı bir heyecan vardı. Arda ile evliliğimizin  4. yılımızı doldurmuştuk geçen ay. Şimdi ise içimde acayip bir heyecan vardı. Elim karnıma giderken orada üç küçük canlının olması bani acayip hissettiriyordu. Hamileydim. Resmen anne olacaktım. Hem de üçüz çocuklara. Henüz iki haftalıklardı ve ben daha bugün öğrenmiştim. 

Masanın hazırlığından emin olduktan sonra yukarı çıkıp hazırlandım. Üzerime şık açık mavi bir elbise giydim. Saçlarımı yukarıda tek bir tane topladım. Ayağıma yüksek olmayan topuklu ayakkabılarımı giydim. Hazırladığım minik kutuyu elime alıp aşağı indim. Kutuda üç emzik ve ultrason fotoğrafları vardı. Çok tatlılardı.

Aşağı indiğimde kapının çaldığını duydum. Elim titrerken kendime hakim olmaya çalıştım. Heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım. Gidip kapıyı açacağım sırada anahtarla açıldı. Hemen elimdeki kutuyu çekmeceye sakladım. 

Arda içeri girdiğinde gözleri içeriyi taradı bende durunca gülümseyip bana geldi. Kısa sarılma ve minik bir öpücüğün ardından konuştu. "Bu ne güzellik? Yıllar geçtikçe daha da güzel oluyorsun." derken saçlarıma bir öpücük bıraktı.  Gülümseyip konuştum. "Senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim." 

Kaşları şaşkınlıkla çatılırken "Demek öyle!" diyen Arda'nın bakışları tanıdık olduğu için ondan uzaklaşıp konuştum. "Lütfen gidip üzerini değiştirip gel. Sana bir sürprizim var." dedim.

"Sürpriz? Bildiğim kadarıyla özel günümüz yok. Bir şey unutmuş olamam değil mi?" dediğinde güldüm.

"Özel bir gün ama henüz haberin yok." derken merakla çatılan kaşları ile konuşmaya başlayacağı sırada onu susturdum. "Ekin bir şeyleri sorgulamayı bırakıp git üzerini değiştir." dedim ve arkamı dönüp hazırladığım masaya ilerledim. O da yukarı çıkmaya başladı. 

Elim kalbimde heyecanla aşağı inmesini bekledim. Ben beklerken telefonum çaldı. Arayan ikizim Alkın'dı. "En sevdiğim ikizim ne yapıyorsun?" dedi. Kesin işi düşmüştü. "Senin tek bir ikizin var Alkın." dedim. "Biliyorum bunun için en sevdiğimsin. Neyse ben senden bir şey isteyecektim. Acaba Çağıl'ı bugünlük sana bırakabilir miyiz? Güzel karım Yaren'le yemeğe çıkmak istiyorum da." dediğinde derin bir soluk verdim. 

"Oğlum ben sizin çocuğunuzun bakıcısı mıyım? Bakmayacaksanız yapmayım! İki günde bir bana bırakıyorsunuz. Neyim ben? Hı söylesene bir! Ya sabır ya. Hem annemler yok mu? Annem seve seve bakar. Ona götürün. Hadi kapatıyorum." dedim ve suratına kapattım. Özür dilerim halacım ama böyle davranmasan seni bana bırakırlardı. Ama bu gece yalnız olmalıyız. 

Arda'nın aşağı indiğini görünce ayağa kalktım. "Sen otur ben yemekleri getireyim." dediğimde o da mutfağa yöneldi. "Yardım edeyim sana." dediğinde. "Hayatım geç otur. Daha yardım edeceğin çok ay var." dediğimde bir şey anlamamıştı ama masaya gitti. Bende yemekleri fırından çıkarıp servis için içeri götürdüm. Ona ve kendime yemek koyduktan sonra oturdum bende. 

Yemek yerken öyle havadan sudan konuştuktan sonra yemek sonunda heyecanla ayağa kalktım. "Beni bekle burada." diyerek kutuyu koyduğum çekmeceyi açıp kutuyu aldım. Onun yanına yaklaştım. Önüne bıraktım. "Bu ne?" derken merakı sesine yansımıştı. "Asıl sürpriz. Aç hadi." 

Yavaşça açarken nefesimi tuttum. Açtığında ilk dondu. Sonra bir bana bir kutuya baktı. "Alkım..." gözleri dolarken ayağa kalkıp sıkıca sarıldı. "Baba oluyorum!" diye bağırmasıyla beni daha sıkı sarıp kendi etrafında döndürdü. Durduğunda gözlerinde yaşlar hala parlıyordu. "Baba mı oluyorum şimdi ben? Ve sende anne?" derken sıkıca sarıldım ona. "Evet. Ben anne sen dünyanın en iyi babası olacaksın." dedim yaşlarıma hakim olmaya çalışırken. "Hem de üçüzler. Üç minik bebek. Bizim bebeklerimiz." derken eğilip karnımı öptü. 

KARIŞAN HAYATLARWhere stories live. Discover now