36

872 187 106
                                    

"Aman Allahım." diye söylenerek saçlarımı tarayan Defne teyzenin endişeli haline gülümsedikten sonra aldırmadan arkamdan saçlarımı taramaya devam etmesine izin vermiştim. "Zalimliklerinin gerçekten bir sınırı yok."

"Gerçekten öyle." diye konuşan Ali amca da eşini onaylarcasına konuştuktan sonra gülümseyerek yüzüme bakmış ve "Ama hayatta olduğuna çok sevindik." dedikten sonra Aras'ın omzuna kolunu atarak onu yanına çektikten sonra "Gerçi biz sonra mı sevinseydik bilemiyorum Defne. Romantik bir anı bölmüşüz gibi hissediyorum." diye eşine hitaben konuşmaya devam eden Ali amcayla birlikte Aras'ın yüzü kızarmaya başlamış ve babasını iterek onu azarlarcasına ona bakmıştı.

"Amanın! Bebeğim nasıl da utanıyor, annecik o kırmızı yanaklar ham yapsın mı?" diye sanki bebeğiyle konuşurcasına Aras'la konuşan Defne teyzeyle birlikte gülmeye başlayınca, Aras'ın yüzü iyice kızarmış ve ardından da sinirli bir ifadeyle "Koskoca insanlarsınız ama hala çocuk gibisiniz ya." diye söylenerek merdivenlere yönelmiş ve odasına çıkmıştı. Onun bu halini hepimiz gülerek izlerken Defne Teyze saçımı örmeyi bitirmiş ve sonuna da küçük bir toka takarak karmakarışık olan saçlarıma bir düzen getirmeyi başarmıştı. Ardından da "Biz Ali Amcanla beraber sana birkaç kıyafet almak için dışarıya çıkacağız, dönüşte de hastaneye uğramayı düşünüyoruz. Sana Aras'ın odasına kadar eşlik etmemi ister misin?" diye güler yüzlü bir şekilde konuşan Defne teyzeye gülümseyerek "Size çok zahmet veriyorum." demiştim. Defne teyze da karşılık olarak "Olur mu öyle şey, sen de aileden sayılırsın." diye cevaplamış ve ardından da "Gel sana Aras'ın odasına kadar yardımcı olayım." diye cevaplayan Defne teyze ayağa kalkarak elini bana doğru uzatmıştı.

Elini tutarak bedenimi gücümle havalandırmış ve ona doğru havada süzülerek sarılmıştım.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandım duygulu bir sesle. "Artık anne sıcaklığı nedir çok iyi biliyorum, teşekkür ederim." Ardından da ondan ayrılarak kocaman gülümsemiş ve "Ve Aras'ın odasına kendim gidebilirim." diye konuştuktan sonra havada bağdaş kurarak Aras'ın odasına doğru havada süzülerek ilerlemeye devam etmiştim. O sırada göz ucuyla Defne teyzenin mutlu bir ifadeyle eşinin koluna hafif yumruklar indirerek çığlık atarmış gibi heyecanlı bir ifadeyle sessizce "Gelinimin süper güçleri var! Kutsanmış bir kaynana olmalıyım!" diye fısıldadığını duymuştum.

Ah, bu sevimli tavırlar genetik olmalıydı!

Gülerek Aras'ın odasına gelmiş ve -artık kapıların içinden geçemediğim gerçeğini istemsizce kendime hatırlatmaya devam ederek kapıyı tıklatmıştım.

İçeriden ses gelmeyince gülerek "Aras, benim için aldığın lambaya bakabilir miyim?" diye konuşmamla birlikte içeriden bir patırtı sesi gelmiş, ardından da hızlı adımlar kapıya yaklaşmış ve kapı açılmıştı.

Havada süzüldüğümü fark eden Aras, sessiz bir şekilde bana baktıktan sonra "Yani seni bahçeden içeriye kadar taşımama gerek yoktu." diye mırıldanınca gülmemeye özen göstererek sanki yüksek bir yerden düşmek üzereymişim gibi hareketler yaparken "Aman, aman! Gücümü yine kontrol edemiyorum!" diye konuşmamla birlikte Aras refleks olarak beni kucağına almıştı, ancak ne yaptığını fark eder etmez yüzü yeniden kızarmaya başlamıştı. Bu yüzden onun boynuna sıkıca sarılarak gülmüş ve "Eee? İçeriye girmeyecek miyiz?" diye konuşmuştum.

Sevimli yüzünü göremesem de yüz ifadesini tahmin edebiliyordum.

Ah! Sevimliliği karşısında kalbim duracaktı!

Yanaklarını ısırmak istiyorum!

Aras sessizce kapıyı kapatarak kucağındaki bedenimle birlikte odasına girmiş ve beni yatağına dikkatli hareketlerle oturttuktan sonra dolabına yönelmiş ve bahsettiğim lambayı çıkararak kucağıma bırakarak karşıma bir sandalye çekip oturmuştu.

Al yanaklarıyla hareketlerimi dikkatlice izlediğini fark ettim.

Ay şeklindeki lambanın düğmesine basarak yanmasını sağladıktan sonra beğenmemiş bir ifadeyle yüzümü kırıştırarak "Bundan daha parlak ve çok daha güzel ışıklar da görmüştüm." diye konuşarak lambayı yatağa bırakınca Aras'ın yüzü hafif bir üzüntü bulutuna karışmak üzereyken "Mesela onlardan birisi tam karşımda." dememle birlikte kaşları anlamamış bir ifadeyle havalanmıştı.

Bir anda ayaklanarak kendimi Aras'ın üzerine attım ve beraber yere düşüşümüzü kahkahalarla karşılamıştım.

Aniden şaşkın bir ifadeyle ne olduğunu anlamadan bana bakan Aras'ın dudaklarına küçük bir öpücük kondurmamla birlikte nefes almayı kesmesine aldırmadan "Seni seviyorum!" diye konuştum mutlu bir ifadeyle. "Seni bu dünyadaki her şeyden, herkesten daha çok seviyorum!" diye coşkuyla konuşmaya devam etmiştim.

Donakalan ifadesiyle nefesi kesilmiş bir halde bana bakan Aras'a bakarak konuşmaya devam etmiştim. "Koruyucu tavılarına, elimi tutarken gülen yüzüne, umut verici konuşmalarına, benim için endişelenen gözlerine öylesine bağlandım ki bırakmam imkansız gibi. Seni ciğerlerime katarcasına sıkı bir şekilde sarılmak, bu sevimli suratında yer kalmayıncaya kadar öpmek istiyorum. Sen güneşi izlerken seni saatlerce izlemek istiyorum!"

Ben uzun uzun konuşmaya devam ederken Aras'ın şaşkın yüzünün yerini duygulu bir ifade almış, hemen ardından da gözleri dolu dolu olmuştu.

Kolları sırtımda yerini edinirken olduğu yerde başını omzuma dayayarak ağlamaya başlayan Aras'ın başını okşamaya başlarken, onun kısık mırıltısı kulaklarımı doldurmuştu.

"Şu anın bir rüya olmasından o kadar korkuyorum ki... Çünkü eğer öyleyse, artık yeniden ayağa kalkabileceğimi hiç sanmıyorum."

Rüya Askeri 2  [Final]Where stories live. Discover now