Rüya Askeri 2 [Final]

40

"Endişelenme, eminim ki yakında iyileşeceksin. Hatırlıyor musun, oyun odasında en zayıf olan kişi Rüya'ydı. Şimdi ona bir bak, hepimizden daha sağlıklı!" diye enerjik bir tonda konuşan Rachael ile birlikte odadaki herkes gülmeye başlarken gözlerim hasta yatağında yatan Elly'nin durumunu incelercesine üzerinde gezinmeye başlamıştı. Çok zayıflamış, ten rengi iyice solmuş, solgun dudaklarında ince çatlaklar oluşmaya başlamıştı. Gözlerinin altındaki koyu halkalar, onun ne kadar ağrılı ve uykusuz geceler geçirdiğini haykırırken sarı saçlarının aralarına serpiştirilmiş gibi görünen beyazları da fark etmemek mümkün değildi.

Doktorlar henüz Elly'nin ne sorunu olduğuna dair bir şey söyleyemese de, bu semptomları çok iyi biliyordum.

Semptomları, enerjisinin vücudunda biriktiği için toksik bir etkiye sahip olup ona zarar vermesi durumuyla birebir uyuşuyordu ancak saçlarının beyazlama sebebi kesinlikle bu olamazdı. Bu durumda, kötü senaryoyu düşünmekten başka çaremiz yoktu.

Elly'nin en fazla üç ayı kalmıştı..

Emma bize, Elly'nin bir süre önce teyzesini ziyaret etmek için yurt dışına çıktığından ve oradayken hastalanmaya başladığından bahsetmişti ve bahsettiği zaman, benim imperleri deneklere geri vererek onlarla olan bağımı kopardığım zamanla birebir örtüşüyordu. Muhtemelen benden uzaklaştığı için gittikçe zorlanan bağ imperi tam anlamıyla onun bedenine taşıyamamış ve bağın kopmasıyla birlikte oluşan enerji onun bedenine geri dönüşü olmayan hasarlar vermiş olmalıydı. Bu olayı, iki ucundan tutarak çekiştirilen bir lastiğe benzetebilirdim sanırım. Lastik kopunca çarpacağı ilk şey, onu tutan elden başka bir şey değildi ne de olsa.

Derin bir nefes vererek onun içindeki enerjiyi hissetmeye çalışmış ve durumunu düzeltebileceğim bir şeyin olup olmadığını kontrol etmek istemiştim. Vücudunda enerjiyi taşıyan damarlar fazla hasar görmüştü ve iyileştirme gücüne sahip olsa da bu damarların hasar görmesi, onun gücünü kullanmasını engelleyecekti, ayrıca vücudunda birikmeye devam edecek olan enerji de onun için oldukça toksik bir etkiye sahip olacak ve kalan ömrünü daha da kısaltacaktı. Tüm bunların dışında, kırık olan imperini hissedebiliyordum.

Onu onarmam şu an, o imper onun bedenindeyken, imkansızdı ve ekstra olarak, yeterli laboratuvar malzemelerine de sahip değildim. Keyifli bir şekilde sohbet ederlerken Elly'nin vücudunda kontrolsüzce dalgalanmaya başlayan enerjiyle birlikte  Elly'nin zaten soluk olan yüzü daha da solmuş, ardından da oturduğu yerde hafifçe öne eğilerek yüzünü acıyla buruşturmuştu. İkizi olan Emma ise kardeşinin bu durumunu en erken fark eden kişi olarak hızla onun yanına gelmiş ve elini sırtına destek verircesine koyarak iyi olup olmadığını sormuştu.

Ortam biraz endişeli bir hal almaya başlarken Elly'nin vücudundaki enerji dalgalarının daha da kontrolsüzleşmesi nedeniyle oturduğum sandalyeden kalkarak onun yanına gitmiş ve yatağının  kenarına oturarak bir elimi boynuna, diğer elimi de göğsünün tam ortasına koyarak bedenindeki fazla enerjiyi kendime çekmeye başlamıştım. Başta ne yaptığımı anlayamasa da, vücudundaki acının azaldığını fark edince yüz ifadesi yavaşça düzelmiş ve rahatlamış gibi derin bir nefes vermişti.

Göğsüne koyduğum elim ise, sanki altında güçlü bir ışık parlıyormuş gibi kızarmış ve elimin içindeki damarların belirgin olmasını sağlamıştı.

Vücudundaki fazla enerjiyi bedenime çekerken, onun imperini de kendime aktarmayı ihmal etmemiştim, ne de olsa bu kırık imper ona daha fazla zarar vermekten başka hiçbir işe yaramazdı. Kısa bir sürenin ardından ise vücudundaki fazla enerjiyi bedenine çekerken, Elly'nin biraz daha canlanmış yüz ifadesiyle bana baktığını fark etmiş, ardından da ellerimi ondan çekerek ona gülümsemiştim.