39

752 147 37
                                    

Alfabeyi öğrenen bir ilkokul çocuğu bilgisizliğiyle içime doğan bu tuhaf duyguları anlamsızca izliyor ve beni ele geçirmesini izlemekten başka hiçbir şey yapamıyordum. İçime düşen bu tuhaf his, sanki organlarımı içeriden büküyor ve derin bir duygu selinin içinde boğuluşumu izliyordu.

Derin bir nefes al, ve yavaşça ver. Duygularını kontrol etmek senin için yeni bir şey değil.

Yüz ifademi bozmadan derin bir nefes alarak ellerim arasında duran defteri kapatmamla birlikte, sayfaların arasından kayarak kucağıma düşen bir anahtar dikkatimi çekmişti. Neyin anahtarı olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu ancak umursamadan bir süre iznceledikten sonra cebime atarak defteri masaya geri bırakmış ve odayı daha ayrıntılı aramaya başlamıştım.

"Kendini tutmana gerek yok." diye üzgün gözlerle arkamdan bakan Aras'ı umursamadan raflarda kalan birkaç kitaba baktıktan sonra yerdeki kitapları üstünkörü düzenleyerek raflara yerleştirmeye başlamıştım.

"Babam çok titiz birisi, odasını böyle görürse emnim ki çok sinirlenecektir."

"Rüya..."

"Kötü hissediyorum." diye çıkışarak Aras'a dönmüş ve ellerimi iki yana açarak konuşmaya devam etmiştim. "Şu an elimde ne kaldığını bile bilmiyorum, tamam mı? Hep hayalini kurduğum hayatı yaşıyorum, ama eksik olan o kadar çok parça var ki ben bile bir türlü bu aptal resmin tamamını göremiyorum."

Derin bir nefes alarak sol şakağıma giren ağrıyı görmezden gelerek bir süre sessizce yere bakmış ve arkamı dönerek yerdeki kitaplara bir tekme savurmuştum.

"Sen!" diye sesimi istemsizce yükselterek sinirlerime hakim olamadan elimle kitaplığa yerleştirdiğim kitapları yere fırlatmış ve yerdeki kitapları tekmelemeye başlamıştım. "Sen!" diye bağırmaya devam ettim. "Sen dünyanın en kötü babasısın! En en en kötü!.. Lanet olsun, başka bir kardeş istemiyorum! Bana vermediğin o baba sevgisini başka bir çocuğun almasını istemiyorum! O kadar üzgünsen neden geri dönmüyorsun... Cenazemde mezarımı kendi ellerinle kazdın sen. Şimdi başka bir çocuğa babalık etmek için ne cüretle gidersin..."

Başlarda yüksek çıkan ses tonum, sonlara doğru düşüşe geçmiş ve en sonda ufak bir mırıldanmaya dönüşmüştü. Bir şeyleri tekmelemek, henüz iyileşmeye başlayan bedenim için fazla ekstrem bir egzersiz olduğundan olsa gerek, bir süre sonra nefes nefese yere çökmek zorunda kalmıştım.

Ağlamak istiyordum, ancak bir damla gözyaşı dökemiyordum artık.

"Benim suçum ne?.." diye kendi kendime mırıldandıktan sonra üzgün bir ifadeyle etraftan sinirimi çıkarmamı sessizce izleyen Aras'a dönerek kalan tüm kuvvetimle bağırmaya başlamıştım. "Benim suçum ne Aras! Neden annemin iğrenç günahını bunca sene ben sırtıma almak zorunda kaldım?! Neden bunca şey yaşanmak zorundaydı, neden sadece ben ölürsem sorun olmayacağına inandım? Neden insanların beni sevebileceğine inanmam bu kadar zor, neden bir şeyleri feda etmesi gereken tek kişi benmişim gibi hissediyorum? Çocukken bana aşılanan değersizlik duygusunu neden bilincimden silip atamıyorum?.."

"Bazı günahlar, başkalarının ruhunu bile lekeleyebilecek kadar kirlidir. Bu yüzden öyle insanlardan uzak durmak bazı durumlarda hayati öneme sahip. Sen sadece beş yaşında küçük bir çocuktun, insanların ruhunu görebilmek için fazla gençtin. Senin hiçbir suçun yok, sadece insanlar fazla bencil. Çoğu, kendileri kirlendi diye seni de kirletebilecek kadar iğrenç ruhlara sahipler." diyerek yanıma benim gibi çökerek omzunu omzuma değdirmiş ve kucağımdaki elimi alarak kendi kucağına çektikten sonra elimi iri elleriyle sarmıştı. "Bu kadar zor bir hayatımız olmasına rağmen, sen tüm bunların üstesinden çok iyi geliyorsun. Sende aşık olduğum ilk şey de buydu, o cesur ve güçlü ruhun ilk günden beri kalbimi deli gibi çarptıran tek şeydi. Bu yüzden bazı sorunların üstesinden gelemesen de, bir resmi tam olarak göremesen de sorun değil. Sana yardımcı olmak için son nefesime kadar hep yanında olacağım."

Rüya Askeri 2  [Final]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin