2

2.3K 295 76
                                    

"Baba, oraya gitmesem olmaz mı?" diye masumca ellerimi önümde birleştirerek masasında belgelere gömülmüş olan babama bir soru sorduğumda, kafasını belgelerden kaldırmadan cevaplamıştı beni.

"Olmaz."

"Ama gitmek istemiyorum." diye mırıldanmamla birlikte babamım gözleri birden bana dönmüş ve kaşları çatılmıştı.

"Ölmek istiyorsan gitme Rüya."

"Ama her zamanki gibi tedaviye evde devam edersem ölmem." demiştim inatla onlardan ayrılmamak için. Beni sevmeseler de onlar benim ailemdi ve hiçbir şekilde onlardan uzak kalmak istemiyordum. Hem iyileşince beni yeniden seveceklerine emindim.

"Çalışam gerek, git başımdan." diyerek tekrar kağıtlara ve önündeki bilgisayara dönen babama karşı biraz daha umutlandım. En azından beni reddetmemişti ve bu da olumlu bir gelişmeydi.

"Ama baba-" dememle sinirlerinin ipi kopmuş gibi elini birden masaya gürültüyle vurarak irkilmemi sağlarken öfkeli bakışlarını yeniden bana çevirmişti.

"Sana git başımdan dedim! İşim var, görmüyor musun?!"

Sinirli görünüşü ve yükselttiği sesi yüzünden titreyerek geriye çekilmiş ve odadan kaçarcasına ayrılmıştım.  Başarısız girişimim nedeniyle biraz umutsuzluğa kapıldıktan sonra koridordan hızlı adımlarla geçtikten sonra merdivenlerden inmiş ve mutfakta yemek hazırlayan annemin yanına sığınma isteğiyle ona doğru koşarak beline arkasından sarılmıştım.

"Ne yapıyorsun?! Elimde bıçak var görmüyor musun Rüya? Bu aralar neden bu kadar dikkatsizsin, senin yüzünden elimi kesiyordum az kalsın." diye beni azarlarcasına konuşan annem yüzünden suçlu bir ifadeyle geri çekilerek ondan özür dilemiştim.

Hala benden nefret ediyorlar...

Oysa komşumuz olan kadının eşi, o kadına arkadan sarıldığında kadın çok mutlu olmuş ve hatta gülümsemişti. Bende neden işe yaramıyordu? Mutfaktan çıkarak oturma odasına yönelirken düşündüm. Belki de hislerini belli etmek istemiyorlardı, ama göstermeseler bile aslında beni seviyorlardı. Çünkü onların çocuğuydum, tabiki beni sevmeleri gerekiyordu ancak sanırım anne ve babam nasıl sevmeleri gerektiğini bilmiyordu.

"Evet!" dedim olayın aslını çözmenin verdiği mutlulukla. "Sadece sevmeyi bilmiyorlar. Yapmam gereken tek şey, onlara komşudan öğrendiklerimi öğretmek. Sonra mutlu bir aile olabiliriz." diye kendi kendime sevinçle konuşurken arkamdan kalın bir "Haa?" sesinin çıktığını duymuştum. Sesin sahibine döndüğümde ise beni, merdivenlerden inen babam karşılamıştı.  Yüzünde sevmediği ekşi bir yemeği yemiş gibi tuhaf bir ifade vardı.

"Mutlu bir aile mi? Sizinle mi?" derken yüzü iyice buruşmuştu. "Neyi öğretecekmişsin sen bana, anlamadım." diyerek bana yaklaşmış ve çenemi tutarak beni ona bakmaya zorlamıştı. "Tekrar söyle. Ne öğreteceksin sen bana?"

"Mutlu bir aile olmayı." dedim biraz korksam da cevap vermekten kendimi alıkoymayarak. "Karşı evde oturan aile çok mutlu. Biz de onlar gibi bir aile olamaz mıyız? Söz, hemen iyileşeceğim." dediğimde yanağıma inen sert bir tokatla kendimi yerde bulmuştum. Yüzümdeki acı sızlama, bana geçen haftaki olayı hatırlatmıştı.

"Utanmadan bir de milleti mi dikizliyorsun sen!" diye bağıran babamdan çok yere düşen kan damlaları ilgimi çekmişti. Sanırım burnum kanıyordu. "Mutlu bir aileymiş! Mutlu olmamızı mı istiyorsun? Öl o zaman! Senden kurtulduğum gün, benim en mutlu günüm olacak çünkü!" diyerek sinirle benden uzaklaşarak mutfağa giren babama baktığımda, annemin kapıya yaslanarak beni izlediğini fark edince onun iğrenmemesi için küçük ellerimle kanayan burnumu kapatmıştım. O ise bıkkınca derin bir nefes vermiş ve "Kirlettiğin yerleri temizle." diyerek yeniden mutfağa girmişti. Suçlu bir ifadeyle yere damlayan kanı, üzerimdeki ceketin koluyla sildikten sonra burnumdan akan kanın daha fazla yerleri kirletmemesi için elinle burnumu tutarak merdivenlere yönelmiş ve koşarak üst kattaki lavaboya girmiştim. Beyaz lavaboya damlayan kırmızı kan bir süre daha akmaya devam etse de kısa bir süre sonra durulmuştu. Ben de hızlıca ellerimi ve yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra aynadaki yansımama bakmıştım. Sağ yanağım kıpkırmızı olmuştu ve acıyla karışık bir yanma hissi, sanki tekrar tekrar şiddete maruz kalırcasına sızlıyordu.

Rüya Askeri 2  [Final]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang