29-Hafıza kaybı

6.7K 372 88
                                    

Kang Ho'nun kızını tanımaması hepimiz için şaşırtıcı olmuştu. Yu-Mi neredeyse yıkılmış, kendini tanıması için babasına yalvarıyordu.

Doktor bu durumun geçici olacağını söyleyerek teselli etmeye çalıştığı kıza, sakince dert anlatmaya çalışıyordu. Duruma müdahale etmeyi düşünürken, Do Hyun beni dışarı çıkardı.

"Bu beklenmedik durum çok kötü oldu Mert Ssi. İcadının hatasını giderebilecek tek kişi şu anda kendi kızını tanımıyor."

Ajanın bakış açısından bakınca hak verdim ama beni daha çok ilgilendiren Yu-Mi'nin yaşadığı üzüntü ve şoktu.

"Siz icadı korumaya devam ederken, bende Yu-Mi'yi koruyayım ve babasının hafızasının yerine gelmesini bekleyelim."

"Tek sorun bu olsa keşke, cihazın gerektiği gibi çalışmadığı Mavi Saray tarafından öğrenildi. Eğer sorunu biran önce çözemezse, Kang Ho desteğini kaybedecek."

Bu durumda Yu-Mi daha çok risk altında olacaktı. Benim neler yapabileceğimi bilen Do Hyun, çare bulacağımdan ümitli bir şekilde bana bakıyordu.

Hacı Anne ile istişare etmem gerekiyordu. Do Hyun'a bir şeyler vaat etmeden önce görüşmeler yapmam gerektiğini söyledim. Yu-Mi'nin yanına gidip biraz teselli ettikten sonra, babası ile ilgili bir şeyler yapabilmek için ayrılmam gerektiğini söyleyip iznini istedim.

Kızarmış gözleri ile anladığını belirtip, gidebileceğimi söyledi. "Umarım bir şeyler bulursun Mert."

Yu-Mi'nin benimle samimi konuşması Do Hyun'un gözünden kaçmamıştı. Babasının başında bekleyen doktoru dışarı davet edip, bazı sorularım olduğunu söyledim.

"Kang Ho Ssi'nin probleminin ne zamana kadar süreceğini söyleyebilir misiniz?"

"Ailesinden misiniz? Aksi halde size bilgi veremem."

Do Hyun benim için kefil olduğunda doktor zorluk çıkarmadan konuşmaya başladı. "Hasarın boyutunu tam olarak tespit etmeden süre veremem. Fakat duruma bakılırsa hafızasının çok yakın zamanda düzelmeyeceğini düşünüyorum."

"Kısmi hafıza kaybı mı, yoksa daha ileri seviye mi?"

Doktor emin olmadığını söyleyip izin istedi. Ajan bana bakarak ne yapacağımı merak ettiğini söyledi.

"Önce büyüklerimle görüşüp bilgi alacağım, Allah bir kapı açacaktır."

Bizim deyimlerimize aşina olmadığı halde, bunun umut verici bir ifade olduğunu anlamıştı. Giderken arkamdan bana güvendiğini söylediğini duydum. Keşke aynı güveni bende kendime karşı duysaydım.

Otele dönüp yatağıma uzandım, Hacı Anne'yi düşünerek uykuya daldım. Nur yüzlü ihtiyar kadın yanımda belirdi, konuşmadan elimden tutup beni meclis alanına getirdi.

Muhteşem güzelliğin ortasına kurulmuş bir oturma yeri yapılmıştı. Boşluğun çevresine yumuşak koltuklar dizilmiş, bir daire oluşmuştu.

Bizim oturmamız için ayrıldığını düşündüğüm iki boş koltuk dışında tümü doluydu. Daha önce görmediğim kişilerle beraber yirmiye yakın ruh vardı.

Hacı Anne yerine oturup beni de yanına çektikten sonra söze başladı. "Mert'in görevini hepiniz biliyorsunuz, takdiri ilahi üzerine cihazın mucidi yaralandı ve hafızasında sorun oluştu. Cihazın şu anki çalışması zaten yeteri kadar problemliyken Kore Hükümeti desteğini çekmeye hazırlanıyor. Bir de Teykel sorunu var, tüm bu sorunlarla uğraşması Mert için zor. Yardım etmemiz gerekiyor ama önce sizlerin fikirlerini almak istiyorum."

Üçüncü Göz (SY)Kde žijí příběhy. Začni objevovat