61-Sonuçlara katlanmak

2.9K 229 72
                                    

Özet: Babası ile ilgili bir sorun olduğu için Mert, Türkiye'ye gider. Babasını kurtardıktan sonra ailesi ile güzel bir gün geçirir. Ailesini Kâbe'ye götürür. Arif ve Cemile ile tanıştırır. Cemile, Kâbuslar Kraliçesine dönüşür. Uyanırsa babasına yardım edemeyeceğini söylediği halde, Mert kraliçeden kendisini uyandırmasını söyler.

*** Yeni Bölüm ***

Babamın nefes almadığını duyduğumda, aklıma ilk gelen şey yanlış seçim yaptığımdı. Kalbini dinlediğimde, kalp atışlarını duyamadığımı fark ettim. Anneme ambulans çağırmasını söyledim. Kadıncağızın eli ayağı karışmıştı. Sağa sola bakıp telaşla telefonunu arıyordu. Hızlı olmak adına ambulansı ben çağırdım.

Onlar gelene kadar annemi sakinleştirmeye çalışıyordum. Kapıyı açıp, gelen sağlık ekibini karşıladım ve doğruca babamın yanına götürdüm. Sağlık ekibi profesyonel hareketlerle ön muayeneyi yaptılar. Nefes almadığını onaylayıp, kalbine elektrik şoku vermeye başladılar. Şokların arasında babama bir solunum maskesi takıp pompa ile hava veriyorlardı.

Birkaç denemeden sonra, kalbin hafif bir ritim yakaladığını müjdelediler. Sedyeye yatırdıkları babamı, kemerlerle sabitlediler ve dikkatlice evden çıkardılar. Annem ve ben peşlerinden indik ve ambulansa bindik. En yakın hastaneye geldiğimizde, acilden giriş yaparak babamı müşahede odasına götürdüler. Bizden kayıt yapmamızı istedikleri için hasta kabulden yatış işlemlerini yaptık.

Annem üzüntüden sarsılmış bir şekilde, oturduğu yerde adeta küçülmüştü. Gerekli işlemleri tamamladıktan sonra, annemin yanına gidip bana yaslanmasını sağladım.

"Anne merak etme, Allah nasip ederse babam iyileşecektir."

Annem üzüntüyle başını salladı. "İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn" dedi.

Genelde ölüm haberi alındığında söylenen bu ayeti duyduğumda, babamın ölmediğini söylemek istedim.

"Anne, neden babam ölmüş gibi davranıyorsun. Bu ayeti söyleme maksadın ne?"

Gözlerindeki yaşları silen annem, bana bakıp elleri ile yüzümü tuttu. "Bakara suresindeki bu ayeti, başımıza bir musibet geldiği zaman okuruz. Sadece ölüm haberinde değil evladım. Bu da Hakk'ın bize uygun gördüğü bir musibet."

Annemin inancının ve İslami bilgisinin, Hacı Anne'nin eğitiminden geldiğini unutmuştum. Hacı Anne'yi düşündüğümde, onun yanımızda olmasını ne kadar arzu ettiğimi fark ettim.

"Osman Yılmaz'ın yakınları" diye seslenen hemşireye el sallayıp ayağa kalktım. Babamın durumu hakkında bilgi almak için acele ediyordum. Annem büzüldüğü koltuktan heyecanla kalktı ve elimi sıkıca tuttu. Hemşirenin ağzından çıkacak her kelimeyi açlıkla bekliyorduk.

"Hastanın bilinci kapalı ama hayati tehlikesi ortadan kalktı. Bir süre yoğun bakımda kalması gerekiyor. Yanında refakatçi olarak bir kişi kalabilir."

Hemşireye teşekkür ederek birbirimize sarıldık. Allah'a şükrederek babamı bize bağışladığı için mutluluğumu dile getirdim. Aramız ne kadar gergin olursa olsun, baba evin direğidir. O direk yıkılırsa aile de yıkılır.

Anneme eve gitmesini ve refakatçi olarak kalacağımı söyledim. Önce kabul etmedi ama ona babam için kıyafet getirmesi gerektiğini söylediğimde hak verdi. Bu gece ben kalacaktım. Yarın annem eşyalarla gelip gece kalacaktı.

Annemi taksiye bindirip yolcu ettim. Babamı aldıkları yoğun bakım odasına doğru ağır adımlarla ilerledim. Babamın hâlâ bilincinin kapalı olmasının sebebinin Kâbuslar Kraliçesi olduğuna inanıyordum. Uyanmayı istediğimde yanlış bir seçim yapmıştım. Bu yüzden yine uyumam ve babamı kurtarmaya çalışmam gerekiyordu.

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now