80-Görü gerçekleşiyor

1.9K 171 59
                                    

Özet: Başbakanla görüşen Mert, Ji Won'un affı için başvurur. Hacı Anne'den Ji Won'un güçlerini almak için yardım ister. Hacı Anne halledeceğini söyler. Yu-Mi'yi Türkiye'ye götürüp annesinin huzurunda Müslüman olması ve bilgi almasını sağlayacağını söyler. Kötü bir varlığın kendisini rahatsız etmesinden dolayı rahatsız olan Mert, varlığın ne olduğunu bilememektedir. Varlığın yakınına geldiği zamanlar güçlerini kullanamadığını fark eder. Yu-Mi ile buluşup Kang Ho'yu ziyaret eden Mert, Jung'ın da orada olduğunu görür. Jung kızı rehin alıp Kang Ho'ya istediğini yaptırmak istemektedir.

*** Yeni Bölüm ***

Sanki deja vu yaşıyor gibiydim. Aylar önceki görüm ortaya çıkmıştı. Kang Ho'nun kızına ateş ettiğini gördüğümü sanmıştım.

Hâlbuki kızını korumak için arkasında duran Jung'a ateş etmişti. Jung'ın sağ şakağını sıyıran kurşunla birlikte, elindeki keskin aleti düşürmesi bir oldu. Yu-Mi çığlık atıp yere çömeldi. Bedenimi kontrol edemediğim için yanına gidemiyordum. Kang Ho silahını atıp kızının yanına giderken, çaresizce kötü varlığın uzaklaşmasını diliyordum.

Sonunda bedenimin gevşemesi ile varlığın gittiğini anladım. Elimden geldiğince hızla Yu-Mi'ye doğru emekledim. Sevdiğim kadını kollarımla sararken, silah seslerini duyan ajanlar içeri doluştular. Bir ajan Kang Ho'nun yere attığı dumanı tüten silahı ucundan tutup aldı. Diğerleri başından yaralanmış olan Dr.Jung'ı kontrol ediyordu.

Sekreter Park içeri girip manzarayı görünce çığlık attı. Kadına sakin olmasını söyleyen ajan, bir yandan telefonundan ambulans çağırmaya uğraşıyordu. Bütün bu hengâmenin ortasında hüngür hüngür ağlayan Yu-Mi'ye sarılmış oturuyordum.

Kang Ho'nun kızına doğru ateş ettiğini gördüğüm zaman, görümün gerçekleşmesinden dolayı paniklemiştim. Fakat her şey göründüğü gibi olmadığı için mutlu olmuştum. Jung hak ettiğini bulmuştu. Kang Ho elini kana buladığı için üzgün ve şaşkındı.

Ajanlar ifadelerimizi almadan önce, sakinleşmemiz için bizi yerden kaldırıp koltuklara oturttular. Kang Ho kızının güvende olduğunu görünce, ajanlara dönüp olanları anlatmaya başladı. Jung'ın elinden düşen mektup açacağını gösterip, kızının boynuna saplamak üzere olduğunu ve durdurmak için ateş ettiğini söyledi.

Kızı önünde olduğu için Jung'ı vurabileceği uygun bir açı olmadığını, bu yüzden başına nişan aldığını anlattı. Kurşun Jung'ın sağ şakağını sıyırmıştı ama yine de kötü bir hasar vermişti. Akan kan yerdeki halıyı kızıla boyamıştı.

Jung'a ilk yardımı yapan ajanın elindeki bez parçası da kızıllıktan nasibini almıştı. Otuz metre karelik oda, kalabalık yüzünden nefes alınamaz hale gelmişti. Yu-Mi'yi dışarı çıkarmak istediğimi söyledim. Ajanlar daha sonra bizim ifademizi de alacaklarını söylediler.

Yu-Mi'yi odadan çıkardığımda hâlâ şoktaydı ve titriyordu. Ona en iyi bakacak kişi olarak annem aklıma geldi. Orada gece olmalıydı ama yine de bizi kabul edeceklerine güvenip, evimize geçiş yaptım. Annemler korkmasın diye "biz geldik anne" diye bağırdım. "Yu-Mi'nin yardıma ihtiyacı var."

Annem gelip salonun ışığını yaktı. "Ne oldu?" diye sorarken Yu-Mi'nin kireç gibi olmuş yüzünü görünce, daha fazla konuşmadan yardım etti ve koltuğa oturmasını sağladık. Babam da yanımıza gelmişti. Bir sorun olduğunu sezmişti ama oda anlayışlı davranıp, önce Yu-Mi ile ilgilenmemizi bekledi.

Annem Yu-Mi'nin sırtına bir battaniye sarıp titremesini azaltmaya çalıştı. Bir bardak suyu yavaşça içirmeye başladığımızda, titreyen çenesi yüzünden, suyun bir kısmı üzerine dökülmüştü. Annem sabırlı bir şekilde peçete getirip Yu-Mi'nin üzerini sildi.

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now