77-Dr. Jung

1.9K 171 68
                                    


Not: Dün yayımlamam gereken bölümü, bugün yayımlıyorum. Gecikme için özür dilerim.

Özet: Lobsang'ı Mert'ten başka kimse hatırlamamaktadır. Mert, Kang Ho'nun binasına gittiğinde, Dr Jung'ı görür. Onun serbestçe dolaşmasının mümkün olmadığını söylerken, Başbakan'ın onu affettiğini öğrenir. Yu-Mi'yi ailesi ile tanıştırmak isteyen Mert, ondan dinini değiştirmesini ister. Lobsang bir kez daha Asfanit'te görünür ve gelecekte karşılaşacaklarını söyler.

*** Yeni Bölüm ***

Başbakanla karşılaştığımda, adamın gözlerindeki üzgün ifadeyi görünce, duygularımı hemen belli etmemeye karar verdim. Jung'ın affedilmesinin, onu da üzdüğünü düşünüyordum. Fakat bir açıklama almadan geri dönme niyetinde değildim.

"Hoş geldin Mert. Neden geldiğini biliyorum ama önce sakince konuşmak istiyorum."

"Hoş bulduk efendim. Bir açıklamanız olduğunu ümit ederek geldim."

"Dr Jung konusuna girmeden önce, Ajan Kim'in ölümüne ne kadar üzüldüğümü söylemeliyim. Dr. Jung'ın karıştığını bildiğim halde onu affetmem, seni çok sarsmış olmalı."

"Bunu inkâr edemeyeceğim efendim" dedim.

"Dr. Jung birkaç gün önce İstihbarat servisimizle irtibat kurdu. Ülkemize gelip, Kuzey Kore hakkında çok kritik bilgiler sunacağını söyledi. Önce onun blöf yaptığını düşündük. Fakat bize bir miktar bilgi aktardıktan sonra, ne denli önemli bilgilere sahip olduğunu anladık."

"Bilgi uğruna o katili affettiğinizi mi söylüyorsunuz?"

"Şunu anlamalısın Mert. Ajan Kim'i oğlum gibi severdim. Fakat Jung'ın getirdiği bilgiler sayesinde, milyonlarca Güney Koreli güven içinde olacak. Verdiği bilgiler paha biçilemez."

Başbakanın bir ülkeden sorumlu olmasının yükünü anlamaya çalışıyordum. Onun pozisyonunda olsam, belki ben de aynı kararı verirdim.

"Jung'ın tek istediği korunma ve bilimsel çalışmalarına devam etmekti. Hatta çalınmasını sağladığı cihazı inceleme şansı bulmuş ve Lee Kang Ho'ya yardım edebileceğini söylemişti. Kang Ho Ssi'de onun verdiği bilgileri alınca, beraber çalışmayı kabul etti. Her şey ülkemiz için Mert."

Sanırım olayı anlamıştım. Kişisel duygularımla hareket edip, az daha bütün olayı berbat edecektim. Yine de Jung'dan hoşlanmak zorunda değildim. Eğer yardımları işe yararsa ne ala, yaramazsa onu içeri tıkan ben olacaktım.

Başbakana teşekkür ederek vedalaştım. Giderken arkamdan, daha sık ziyarete gelmemi söyledi.

Yu-Mi ile buluşup dertleştim. Ona Jung ile ilgili bilgileri aktardıktan sonra, bu işin peşini bırakacağımı da ekledim. Şimdilik tek odaklanmamız gereken evlilikti. Ona Kuran-ı Kerim'i okuyup okumadığını sordum. Okumaya başladığını ama henüz bitirmediğini söyledi.

"Şimdiye kadar okuduklarından bir fikir edindin mi?"

"Çok ilginç şeyler okudum Mert. Okudukça daha fazla okuma isteği oluşuyor. Sanırım bir haftaya kadar bitirmiş olurum."

"Peki seni ailemle tanıştırmak için bu akşam Türkiye'ye götürmek istesem, ne dersin?"

"Gerçekten mi? Çok isterim. Ben hemen bavulumu hazırlayayım. Sen de uçak biletini ayarlarsın."

"Gerçekten uçakla saatlerce yolculuk etmek istediğine emin misin?"

"Yani geçiş mi yapacağız?"

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now