43-Kang Ho'nun cihazı

3.9K 276 60
                                    

Günün geri kalanında dinlenmeye çalıştım, bir süre sonra deliksiz uykuya teslim olmuştum. Bugün Kang Ho ile buluşup laboratuarına gidecektik. Hâlâ inanamıyordum, beni o kadar uzak tuttuktan sonra birden karar değiştirmişti.

Makinenin işleyişini, asıl yapılış amacını merak ediyordum. Belki Kozmik Bilinçle bağlantı kurup bir çözüm önerebilirdim. Fakat öncelikle cihaz hakkındaki bilgileri almam şarttı. Ruh emici özelliği nasıl kazandığı da ayrı bir merak konusuydu.

Yüzümü yıkayıp giysilerimi değiştirdim. Yu-Mi'nin de geleceğini sanıyordum ama anladım ki sadece bana özel bir davetmiş. Kendi kızından bile sakladığı için daha fazla merak ediyordum.

Bu sefer kendi imkânımla Futsoft'a gittim. Güvenliğe randevum olduğunu bildirip doğrulattım. Kang Ho'nun sekreteri beni karşılayıp laboratuara götürmek üzere asansöre bindirdi. Bana yan gözle baktığının farkındaydım.

"Bana söylemek istediğiniz bir şey mi var genç bayan?" diye sordum.

"Hayır, yani evet. Kabalık olarak almazsanız eğer bir şey soracaktım."

"Buyrun sorun."

"Siz yabancı olduğunuz halde, patronum sizi laboratuarına almayı kabul etti. Devlet sırrı gibi korunan bir yere girmeyi nasıl başardınız?"

Aslında bu soruyu ben de kendi kendime soruyordum. Kadının sorusuna şaka yollu cevap vermeyi tercih ettim.

"Beni ve güçlerimi haberlerde gördünüz değil mi?"

"Evet, gördüm inanılmazdı."

"İşte istediğim zaman istediğim yere gidebiliyorum. Bacadan girmemem için kapıdan davet edildiğimi düşünüyorum."

"Anlıyorum" dedi sekreter. Kapı açıldığında eliyle bana yolu gösterdi. Laboratuar aynı binanın farklı bir katındaydı. Aslında tüm kat laboratuar olarak düzenlenmişti. Kang Ho bizim geldiğimizi camlı bölmeden görmüştü.

İki yana açılan kapıdan çıkıp beni karşıladı. "Hoş geldiniz Mert Ssi."

"Hoş bulduk. Beni davet ettiğiniz için onur duydum, teşekkür ederim."

"İçeri geçelim buyurun" dedikten sonra, kapıdaki retina okuma cihazına gözünü yaklaştırdı. Kapılar iki yana açıldı. İçeri girdiğimiz yer aslında bir ara odaydı. Buradan geçmek için de ses ve parmak analizi yapılıyordu.

Buradan da geçtikten sonra geniş bir koridora çıktık. Koridor gömme aydınlatma tekniğiyle, beyaz ışıklarla zenginleştirilmişti. Bir süre koridorda yürüdükten sonra, soldaki bir kapıdan şifre ve parmak izi kontrolü ile geçtik.

Girdiğim bölümü tanımıştım. Astral seyahatimde az daha ruhumu kaptırıyordum. Kang Ho'nun bu olayı bildiğini sanmıyordum. O makinesinde bir hareketlilik fark etmişti ama ben olduğum aklına gelmezdi.

Cihazın olduğu yere geldiğimizde, son hatırladığım şekilde olduğunu gördüm. Görünürde bir şeyler değişmediyse de içeriden müdahale yapmış olabilirlerdi.

"Son birkaç haftada gelişme kaydettiniz mi?" diye sordum.

"Maalesef yerimizde sayıyoruz. Asıl fonksiyonlarını yerine getirmiyor. Onun yerine bazen öterek sinyal veriyor, verdiği uyarıyı takip ettiğimizde elimize bir şey geçmiyor."

"Asıl fonksiyonunun ne olduğunu sorabilir miyim?"

Kang Ho için çok önemli bir andı. Bana gerçekten güvendiğinin kanıtı olacak bilgileri açıp açmayacağını merak ediyordum.

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now