56-Dostum ölmedi

3.2K 306 109
                                    

Not: Üçüncü Göz kitabımı okuyan arkadaşlar bölüm aralarının uzadığından şikâyetçiler. Bitmesi yakın kitaplarımdan, Üçüncü Göz'ü, Zihin Efendileri'ni ve Koza'yı daha sık güncellemeye karar verdim. Umarım diğer kitaplardaki aralıkların uzamasından dolayı bana kızmazsınız. Üçüncü Göz bir zamanlar fantastikte ilk sıralardaydı. Tek dileğim kitap bitmeden tekrar ilk sıraları görmesi. Sizin oylarınızla bu dileğime kavuşacağıma güvenerek, Üçüncü Göz'ü daha sık güncellemeye çalışacağım. Teşekkürler.

Özet: Mert namaza başlar. Do Hyun'un intikamını almak ister. Fakat Arif'in sözleri onu vazgeçirir. Do Hyun'a karşı sorumlu hissettiğinden, dostunun annesini tayy-i mekân yaparak Türkiye'den Kore'ye getirir. Yu-Mi'nin halasına ulaşmak için Teykel'i kızdırmaya niyetlenen Mert, astral çıkışla cini bulmaya gider. Teykel ona ölüm sebebini sorar. Mert tam olarak bunu bilmediğini hatırlar. Uyandığında başucunda Yu-Mi'yi bulur.

*** Yeni Bölüm ***

"Mert sana kötü bir haber vereceğim. Umarım beni ve kendini affedebilirsin" dediğinde, ağzından çıkacak kelimeleri duymak için sabırsızlanmıştım.

Yu-Mi'nin ne demek istediğini anlamak için bir kez daha duymak istedim. "Dediğini tekrarlar mısın?"

"Halam benimle temas kurdu" derken gözyaşları akmaya başlamıştı. "Senin ve Do Hyun'un ölüp ölmediğini sordu.

"Halan bunu neden sordu? Do Hyun'un ölümüyle bir alakası mı var?"

"Ben-ben bilmiyorum. Özür dilerim."

Karşımda gözyaşlarını tutamayan sevgilime bakarak, anlattıklarından anlam çıkarmaya çalışıyordum. "Sen ne cevap verdin?" diye sordum.

"Do Hyun'un öldüğünü ama senin yaşadığını söyledim."

Kadın bunu sorduğuna göre, ikimizin de oradan ayrıldıktan sonra ölmemizi beklediği sonucunu çıkartıyordum. Nasıl olduğu hakkımda bir fikrim yoktu ama kısmen benim yüzümden olduğunu anlamıştım.

"Beni ve kendini affetmekten kastın neydi?"

"Bana dedi ki, senin ve Do Hyun'un mekânı dürerek kaçmamanız için deneysel bir ilaç kullanmışlar. Bu ilaç yüzünden oradan ayrılamayacakmışsınız. İlaç senin güçlerini bastırdığı gibi, ayrılmayı başarsanız bile ani yer değişimi vücut sisteminizi çökertirmiş."

Halası bize ilaç vermişti. Amacı, kaçmamızı önlemek olduğu için bir nebze anlayabilirdim. Kaçmayı başardığımı sanırken, dostumu ölüme götürmüşüm. İşte bu yüzden kendimi affetmemem gerekiyordu. İntikam almak isterken, aslında baş suçlunun kendim olduğunu keşfetmiştim.

"Üzgünüm Mert, halamın sana ve Do Hyun'a yaptıkları için çok üzgünüm. Sanırım seni hastaneye götürmeliyiz. İlacın sende ne gibi hasarlar oluşturduğunu öğrenmeliyiz."

Yu-Mi konuşmaya devam ediyordu ama ben artık kulağımdaki uğultu yüzünden onun sözlerini duyamıyordum. Dostumun ölümüne yol açmıştım. Halası kadar ben de sorumluydum. Dostumun ailesinin yüzüne nasıl bakacaktım.

"Üzgünüm dostum, çok üzgünüm."

Yu-Mi'ye sarılıp ağlamaya başladım. Acım o kadar büyüktü ki, yaşama isteğim kalmamıştı. Hastaneye gitmeyi hak etmiyordum. Güçlerimin olması bana sorumluluğu öğretmemişti. Aksine çok pervasızdım. Oradan kolaylıkla kaçabileceğimizi düşünerek çok büyük hata yapmıştım.

Yu-Mi'nin başını iki elimin arasına alarak bana bakmasını sağladım. "Senin bir suçun yok güzelim, tüm suç benim. Halan ve ben, Do Hyun'un ölümünün yükünü paylaşacağız."

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now