60-Baba ve seçim

2.9K 238 108
                                    

Özet: Mert Tenzin'den acil yardım çağrısı alır. Önce mekanı dürmeyi başaramaz. Fakat Hacı Anne'nin sözleri aklına gelince biraz olsun vicdanı rahatlar ve Tibet'e geçer. Bir grup öğrencinin kabuslarından uyanamadığını görür. Onlara yardım etmek için rüyalarına girmeye çalışır. Kendisi de bir kabusun içine düşer. Bundan kurtulmayı başarır ve öğrenciler uyanır. Otele döndüğünde annesi arar ve babası ile ilgili kötü bir haber verir.

*** Yeni Bölüm ***

Cümleyi tamamlamadan bırakınca içime bir korku düştü. Babama kötü bir şey olmuştu. Belki kaza geçirmişti, belki de ağır hastaydı.

"Babama ne oldu anne?"

"Baban..."

"Anne kötü bir şey mi oldu?"

Telefonda hıçkırarak ağlayan annemin sesini duyduğumda, hiç düşünmeden Türkiye'deki evimize adım attım. Annemi olduğu yeri bulmak için hızla dolaştım ve yatak odasında buldum. Babamın başucunda dikiliyor, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

"Anne" diye hafifçe seslendim.

Annem elindeki telefonu neden tuttuğunu anlayamamış gibi biraz baktıktan sonra kulağına yanaştırdı.

"Mert, gelebilir misin? Sana ihtiyacım var" dedi. O telefona konuşsa da, ben telefonu kapatıp omzuna yavaşça dokundum.

Yerinden korkuyla sıçradı. "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil'aliyyil'azîm" dedikten sonra bana baktı.

"Mert beni korkuttun, buraya nasıl geldin?"

Ailemin Youtube videomu seyretmediklerini tahmin etmiştim. "Tayy-î mekân yaptım anne."

Annemin gözleri doldu. Ne demek istediğimi biliyordu. Bunları sonra konuşuruz der gibi bana sarılıp sırtımı sıvazladı.

"Babama ne oldu anne?"

"Dün geceden bu yana uyuyor. Ne kadar uyandırmaya çalışsam da uyanmıyor."

Kâbuslar Kraliçe'sinin tehdidi boş değilmiş. Kesin bu işte parmağı vardı. Önce annemi rahatlatıp, sonra babama yardım etmeliydim.

"Sanırım babama ne olduğunu biliyorum. Önce emin olmam lazım ama düşmanlarımdan birinin işi olabilir. Çok özür dilerim."

"Oğlum senin neden düşmanların olsun ki?"

"Bu düşmanlar ruhani, anne. Babama yardım etmeye çalışayım, sonra açıklama yaparım."

Annem susarak beni onayladı. Şimdi yapmam gereken şey, tapınakta olduğu gibi uykuya dalıp babamın rüyasına girmeye çalışmaktı. Fakat göreceklerimin kâbus olabileceğine dair kendimi hazırlamalıydım.

Yapmam gerekeni anneme anlatıp babamın yanına uzandım. Annemden bizi hiçbir şekilde uyandırmamasını ve endişelenmemesini istedim. Yaşlı gözleriyle bana bakıp başını salladı.

"Önce Allah'a sonra sana güveniyorum oğlum."

Babamı kurtardıktan sonra bir sürü açıklama yapmam gerekecekti. Ailemden saklı sırlarım olması içimi rahatsız ediyordu. En azından anneme bunu borçluydum. Babamla aramız hep gergindi, bu yüzden beni umursayacağını sanmıyordum.

Bu düşüncelerle uykuya daldım. Bir şeyler görme umuduyla gözlerimi açtım. Göreceğim şeylerin kâbus olduğunu unutmamalıydım. Babamın başucunda biriken gölgeleri gördüm. O kadar çoklardı ki babam karanlığa gömülmüş gibiydi.

Üçüncü Göz (SY)Where stories live. Discover now