TANITIM

22.2K 761 218
                                    

Hazırlıklar son hızıyla devam ederken genç adam sinirden deliye dönmek üzereydi.

Birazdan yapılacak olan bu düğün, sanki onunla alay edilmek için yapılıyordu. Zira Asaf'ın gözünde öyleydi de.

Umutsuz da olsa belki bir umut onun aşkını kabul eder diye gidip açılmıştı. Ona deliler gibi aşık olduğunu söylerken sesindeki titreme sahiciydi. Gözlerinin dolacak gibi olması sahiciydi. 25 yıllık ömründe hiç kimseye boyun eğmeyen Asaf, bir adam için ağlayacak raddeye gelmişti.

Ama üç yıldır körkütük aşık olduğu adam ona inanmak yerine, kardeşiyle evlenme kararını daha hızlı bir şekilde sonuçlandırmıştı.

Asaf, kız kardeşiyle evlenecek olan adama uzaktan büyük bir nefretle bakarken içindeki sinirin kalbini ele geçirmesine engel olamıyordu. Takım elbisenin yakıştığı beden gözüne hiç bu kadar çirkin gelmemişti.

Ve yanında beyazlar içinde gülerek, onun yerine sevdiği adama gözlerinin içi parlayarak bakan kız kardeşine olan nefretin bedenini bir kor gibi yakıp ele geçirdiğini hissediyordu yavaş yavaş.

Hayatında hiç bu kadar aciz ve öfkeli olmamıştı. Şimdiye kadar bir baba gibi yaklaşıp sevdiği kız kardeşinin mutluluğunun sebebinin sevdiği adam için olduğunu bilmek, kalbini sanki bir yerinden elleriyle çıkarıp olmuşlarından sıkıyormuş gibi acı bir sızı oluşturuyordu göğsünde.

Sanki bir erkeği sevmek yeterince zor ve zulüm değilmiş gibi bir de sevdiği adamın onun eniştesi olacağını bilmek daha katlanılamazdı onun için.

" Asaf abi? "

Asaf gözünü bile kırpmadan masasında oturmuş etrafındaki insanlarla gülerek konuşan ikiliden gözlerini ayıramazken yandan gelen sesle düşüncelerinden sıyrılıp önüne döndü.

İki tane genç delikanlı ellerinde tuttukları masaları yerleştirirken Asaf'ın yolun ortasında durması yüzünden geçemiyorlardı.
Asaf'ın sinirli gözleri onların elindeki masaya kaydığında öfkesi daha da harlandı. Sevdiği adamın gözünün önünde kardeşiyle evlenmesine engel olamıyordu. Ve buna en büyük engel babasıydı.

Yolun ortasından bir adım geriye gittiğinde iki genç de onun öfkeli bakışları yüzünden başlarını yere eğerek hızlı geçmişlerdi.

Asaf hala masaları taşıyan gençlere büyük bir sinirle bakarken sinirin bedenini ele geçirmemesi için büyük bir savaş veriyordu içinde. Bunca zaman sinirini saklamayı başarmışken şimdi niye bedenini bir kor gibi yakıp gözlerinden taşıyordu?

Omzuna konan sert elle Asaf'ın gözleri yan tarafını bulduğunda, sinirli bir şekilde kendisine bakan babasıyla buluştu gözleri.

Asaf babasına büyük bir nefretle bakarken, orta yaşlı adam onun öfkesini hiçe sayarak etrafına bir bakış atıp kimsenin onların duymayacağından emin olduğunda tekrar sinirle oğluna döndü.

" Şu surat ifadeni sil artık! İnsanlar sana bakıyor, topla kendini! " Diye büyük bir sinirle kendisine çıkışan babası aynı oranda omuzundaki ellerini sıkıyordu. Asaf'ın bu kadar dik başlı ve başına buyruk olmasından nefret ediyordu.

Asaf ona büyük bir öfkeli bakarken ilk defa babasından bu kadar nefret etmişti. Şimdiye kadar defalarca Karan gelip onun kız kardeşini istemesine rağmen vermeyen adam, Asaf, Karan'a olan hislerini söyledikten bir gün sonra büyük bir hızla ne olduğunu bile anlamadan düğün hazırlıkları başlamıştı.

Babası ona telkinlerde bulunurken Asaf hiçbirini umursamadan dik dik ona bakarken babası da en sonunda onun her zaman yaptığı gibi yine aklından geçeni istediği gibi yapacağını bildiği için sinirli bir nefes alarak elini çekip onun yanından uzaklaşarak gelen konukları ağırlamaya gitti.

Birkaç dakika sonra her şey hazır olup bahçe konuklarla dolu olduğunda nikah memuru da gelmişti.

Herkes büyük bir mutlulukla bu genç çiftin evliliğine şahitlik ederken Asaf içindeki hırsın gitgide büyümesine engel olamadı.

İkisi de evet deyip alkışlar eşliğinde nikah memuru kız kardeşine defteri uzattığında kız kardeşi yüzündeki gülen ifade ile kalemi eline alarak imzasını atmaya başlamıştı.

Kız kardeşinin defteri Karan'a uzatışını izledi ağır çekimde. Her şey Asaf'ın gözünde şu an o kadar yavaş ilerliyordu ki her ayrıntı onun zihnine kazınıyordu sanki acı çektirmek ister gibi.

Ve Asaf'ın korktuğu şey başına gelmişti. Karan eline kalemi alırken başını kaldırıp onun olduğu tarafa bakmıştı. Asaf ona yapma der gibi yalvaran gözlerle bakarken, Karan'ın yüzünde belli belirsiz bir sırıtma oluşup elinde sıktığı kalemi deftere değdirerek son noktayı atmıştı.

Son ana kadar içindeki nokta kadar olan umut kırıntısı böylece tek bir imzayla yerle bir olmuştu.

Etrafında duran insanların çıkardığı alkış sesleri büyük bir gürültü oluştururken içindeki öfkeye engel olamadı. Karan değil onun aşkını kabul etmek onunla resmen dalga geçmişti.

Ve bunun bedelini çok ağır ödeyecekti.

Hiç kimse Asaf kozcuoğlu'nu küçük düşüremezdi. Bu sevdiği bile olsa buna yeltenemezdi.

Uzaktan büyük bir mutlulukla gülen ikiliye bakarken içindeki intikam hırsı gözünü karartmıştı.

Karan Taşkın, onun duygularıyla dalga geçmenin bedelini çok ağır ödeyecekti. Hemde çok.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin