ÖZEL BÖLÜM 3

3.1K 219 20
                                    

Herkes heyecanla kapıda durmuş Ali Nejat ve Raşit'in gelmesini bekliyordu. Sonunda hastalığı tamamen bitmiş ve taburcu olmuştu. Uçağı birazdan inerdi. Bu bir buçuk yıllık ayrılıkta daha fazla birbirinin değerini anlamıştı herkes. Özellikle de Ali Nejat çocuklarının... Onlar olmadan bir hiç olduğunu öğrenmişti bu ayrılık sayesinde. En baştan onlara hastalığında bahsetse ve tedaviyi yurt dışında yapmayı akıl edebilseydi belki de bütün bunlar olmazdı.

Sonunda uçak indiğinde içinden çıkan Ali Nejat ve Raşit'le hepsinin yüzü güldü. Birkaç dakika sonra yanlarına vardıklarında hepsi hasret giderdiler. Birlikte kocaman bir aile gibiydiler. Özellikle de bazen Raşitlerin onlara gelmesi ya da Ali Nejatların onların evine gitmesi aralarından su sızmamasını sağlamıştı. Tabii en büyük payı yine aşk kapmıştı. 30 yıl da geçse bir engel tanımıyordu aşk denen üç harf, tek hece...

" Yolculuk nasıldı? " diye soran kızına göz devirdi Ali Nejat. Uzun süreli yolculuklardan nefret ettiğini bildiği için mahsus soruyordu.
" Eh işte. " diye geveledi.

Hep birlikte araçlara binip Ali Nejat'ların konağına doğru yol aldılar. Çalışanlar uzun süredir onları görmediği ve ağalarının hastalığını atlatmasının sevinciyle büyük bir yemek ziyafeti yapmışlardı. Ali Nejat içeri adımını atar atmaz anlamıştı ne kadar özlediğini, insanın toprağı gibisi yoktu hiç. İstediği kadar gelişmiş ve güzel olanaklara sahip bir ülke olsun, her daim gözü kendi vatanında olurdu insanın. Uzaklaşınca anlaşılıyordu bazı şeyler.

Ali Nejat yan tarafında duran Raşit'e baktı, gerçekten de mesafeler insanın değerini arttırıyordu. Tabii onların ki 30 yıllık bir kayıptı Ali Nejat'ın inadı sağolsun ama sonuçta bir araya gelmişlerdi geç de olsa. En azından çok geç kalınmamıştı bazı şeyler için.

Keyifli ve eğlenceli bir akşam yemeğinden sonra yoruldukları için erkenden odalarına gitmişlerdi. Asafların isteği üzerine bir hafta sonra birkaç günlük bir kamp yapacaklardı. İlk başta çocukça bir fikir gib gelse de boş vererek kabul etmişti. Hayatında hiç kamp yapmadığı için nasıl geçeceğini merak ediyordu.
Babası acımasız ve bir o kadar da gaddar biri olunca Ali Nejat hâliyle her şeyden mahrum olarak büyümüştü. Bu yüzden bu kadar sert ve acımasızdı, hiç istemese de babasına çekmişti. Bunu fark ettiğindeyse artık değiştiremeyecek kadar geç kaldığını sanmıştı bazı şeylere. Ama Raşit onun kalbini yumuşatıp gerçekleri görmesini sağlamıştı.

Ona minnettardı. Hayatını kalpsiz biri gibi yaşamaktan kurtardığı için.

Odaya girdiğinde Raşit'in ona sırtı dönük bir şekilde üzerini giydiğini gördü. Uyumak için rahat bir şeyler giyen adamın arkasından sarıldı yavaşça. Kollarını beline dolarken başını sırtına yasladı. Raşit duraksarken dudaklarında bir gülümseme belirdi. Sanırım Ali Nejat'a yurt dışının havası iyi gelmişti. Sürekli ona sırnaşıp sevgisini belli ediyordu hep.

Ellerini belini saran kollara getirip başını arkaya atarak Ali Nejat'ın saçlarına dokundurdu hafifçe.
" Hayırdır? " diye sordu ama huzur dolu hissediyordu.

Ali Nejat kollarını daha da sıkıp kapalı gözlerini açmadan mırıldandı sessizce. Yorgundu ama Raşit'i sevesi vardı.
" Hiçç... Seni sevesim geldi... "

Raşit kısıkça güldükten sonra yorgun gelen sesi yüzünden ondan ayrıldı. Daha yeni iyileşmişken onu yormak istemiyordu, zaten onca saat yol gelmişlerdi.
" Buna çok sevindim ama bence yataktayken de beni sevebilirsin. " dediğinde Ali Nejat'ın kaşları çatılırken kolunu ittirdi. Raşit anlamazca baktığında Ali Nejat söylenmeye başlamıştı anında.
" Sende ne azgın çıktın! "

Raşit'in kaşları çatıldı bu sefer. Ne demişti ki?

Son söylediği cümleyi aklına getirdiğinde dudakları kıvrıldı. Ali Nejat yanlış anlamıştı.

" İyi de ben uyuyalım anlamında söylemiştim onu. Senin aklına ilk o şey geldiyse bilemeyeceğim artık..." Ali Nejat'ı utandırmak için sinsice söylediğinde, hafifçe yüzüne yaklaşarak üzerine eğilmişti. Ali Nejat yanlış anladığı için içten içe kendine kızarken üzerine gelen adamın göğsünden tutup ittirdi. " Uzak dur! " diye homurdandı bozuntuya vermeden.

Raşit gülerek geri çekildi.

" Ama istersen yapabiliriz..." diyen Raşit'i tekrar itip dolaba yürüdü.

" Defol git başımdan Raşit! " diyerek açtığı dolaptan rahat bir şeyler çıkararak üzerine geçirmeye başladı. Raşit hemen arkasında onun her harekerini sırıtarak izliyordu.

" Sevmedin mi? Bence güzel bir teklif..." duraksadı birkaç saniye, sonra sırıtarak sürdürdü konuşmasını. " Hem senin yanlış anlaşılmanı da ortadan kaldırırız? " diye sorduğunda, Ali Nejat sinirli bir bakış attı ona. Ne uyuz çıkmıştı Raşit, anca onu sinir etsindi! Gerçi hep böyleydi ama...

" Bu gece koltukta yatacaksın Raşit ağa. " dedi en sonunda. Onunla yatmayı hâk etmiyordu Raşit. Bir insan neden sevdiğini utandırmak için binbir çaba harcardı ki?!

Raşit duyduğu şeyle kahkaha attı ama sonra yalandan kaşlarını çattı.
" Ayıp değil mi yaşlı adamı koltuk köşelerinde uyutmak? Hiç utanman yok mu senin? " gülüşünü bastırmak için dudağının içini ısırıyordu. Çok eğlenceliydi Ali Nejat'la uğraşmak. Raşit için en büyük hobiydi.

Ali Nejat kaşlarını çatarak tişörtü aşağı çekiştirdiği gibi alayla baktı. " Yaşlı mı? Diye sordu alayla. O değil miydi şirkette onu omzuna alan? Ne ara yaşlanmıştı? Ayrıca 48 yaşın neresi yaşlıydı?? Raşit kendini 90 yaşında falan sanıyordu herhalde?

Alaylı mavileri onu baştan aşağı süzdü.
" Konu aşağısı olunca hiç de yaşlı durmuyorsun? " diye sordu gözleriyle pantolonunu işaret ederken. Raşit kaşlarını çattı ama sonra gülümsedi sinsice. " E senin kasa yirmiliklere taş çıkaracak cinsten olunca bana bir enerji geliyor böyle zamanlarda..." dudaklarını yalayarak sert sevişmesine gönderme yaptığında Ali Nejat'ın gözleri seğirmişti.

" Şimdi bittin sen! " demesine kalmadan Raşit onun gözünün sinirden döndüğünü anladığında anında odadan topukladı. Ali Nejat arkasından ayağındaki terliği fırlatmıştı ama terlik kıl payı kurtulan Raşit'i es geçerek düğmeye çarpıp ışıkların kapanmasına neden olmuştu. Gürültüyle kapanan kapıyla onun çıktığını anladığında önündeki dolabın kapağını kapatıp karanlıkta yatağa ilerledi.

" Kasaymış da, yirmilikmiş de, enerji geliyormuş beyefendiye de... Bak bak bak! " pikeyi üzerine çekerken hâlâ söylenmeye devam ediyordu. " Ama kabahat onda değil, bende! Sen niye kendini adama siktiriyorsun ki!! Çatır çatır siksene onu! Bak işte böyle malzeme olursun ağzına. "

" Ağzını öperim senin! "

Bir anda beline dolanan kolla yerinden sıçradı. " Ananı- "

" Anamı karıştırma. " diye fısıldadı Raşit onun boynunu öperken. Ali Nejat gözlerini devirerek yatağa uzandı.

" Kaçmamış mıydın sen? "

Raşit yüzünün ve boynunun her yerini öperken mırıldandı.
" Sen kendi kendinle dedikodumu yaparken sızdım içeri. " dedi hiç istifini bozmadan.

Ali Nejat tekrar göz devirdi. Onu öpen Raşit'i ittirdi. " Uzak dur benden. " diye homurdandığında, Raşit bırakmadı.
" Ali Nejat ben şey diyorum..."

" Ne? " diye homurdandı Ali Nejat.

Raşit sırıttı.

" Senin şu hormonlar hamile kadın hormonu gibi tavan yapmaktan vaz mı geçse? " dediğinde, Ali Nejat çatık kaşlarla ağır ağır arkasını dönmüştü. Raşit gülmemek için kendini sıktı.

" Ya da boş ver ben seni böyle seviyorum. " diye çevirdi son anda lafı. Çünkü Ali Nejat tam ağzını açacakken onun sözleriyle duraksamıştı.

Ali Nejat boş verip tekrar arkasını döndü ona. " Uyu Raşit. " dediğinde, hiç itiraz etmeden ona arkadan sıkıca sarılarak gözlerini yumdu Raşit. Ali Nejat'ın kokusuyla uyumak gibisi yoktu. Kim bilebilirdi ki yıllar önce onun aklını başından alan kokuyla bütün bir ömür geçireceğini...



---------

Asaf ve Rıdvan'ı da yazacaktım ama yorulduğum için kısa kestim. Yarın da diğer ikisinin smutu gelir. Hemde nerede olacak tahmin edin :)

HUSUMET-GayOù les histoires vivent. Découvrez maintenant