YİRMİ SEKİZ

4.3K 397 78
                                    

Dışarı çıkan doktorla Raşit oturduğu yerden kalkarak yanında bitti. Endişeli gözlerini beyaz önlüklü adama çevirdi.

" Neyi varmış doktor bey? " diye sordu telaşla. Bu hayatta değer verdiği iki şeyden biri içeride yatıyordu. Aklı çıkmıştı ona kötü bir şey olacak diye.

Doktor, korkulu gözlerle ondan cevap bekleyen adama gülümsedi hafifçe.

" Merak etmeyin, endişe edecek bir şeyi yok beyefendinin. Yorgunluktan bayılmış sadece. " dedi.

Raşit tam üç saattir Ali Nejat'ın uyanmasını bekliyordu. Şimdi ise durumunun iyi olduğu bilmek içine su serpmişti. Derin bir nefes alarak gergin bedenini rahatlattı. İyiydi.

" Yanına gidebilir miyim? " diye sordu bu defa. Onu görmeden içi rahat etmezdi.

Doktor başını salladı.

" Uyandı zaten, kendini toparladıktan sonra götürebilirsiniz. İyi günler. " diyerek uzaklaştı.

Raşit bekletmeden kapıyı açarak içeri girdi. Pencereden dışarı bakan adama yaklaştığında, Ali Nejat onun geldiğini fark etmemişti. Bir anda eline dokunan elle irkilerek başını çevirdi.

Karşısında Raşit'i görünce dudakları kıvrılacakken kendini tuttu. Yüzünü ifadesiz tutarak elini tutan sıcak ele baktı. Raşit farkında değilmiş gibi ona bakıyordu.

" İyi misin? " diyerek yanına oturduğunda, Ali Nejat başını salladı belli belirsiz.

" İyiyim, sağol getirdiğin için ama gerek yoktu. " dedi sadece.

Raşit omuz silkti.

" Olsun. Bir daha bu kadar sıkı çalışma. " diye uyardı. Yüreğine inmişti bir şey olacak korkusu yüzünden. Yere göğe sığamamıştı bu üç saatte.

Ali Nejat elini yavaşça çektiğinde Raşit duraksadı. Ali Nejat'ın soğuk elleri parmaklarının arasından kayarken sadece bakmakla yetindi.

Başını kaldırıp ona dümdüz bakan mavilerle karşılaştığında, yutkundu. Yine mi duvarların ardına saklanacaktı?

Raşit onun duvarlarını yıktığını sanmıştı, yanılmıştı.

Gözlerini kaçıran adamla derin bir nefes çekti içine, ihtiyacı vardı. Ama en çok ondan otuz yıldır kaçan bu adama ihtiyacı vardı, görmüyordu Ali Nejat, onun ne kadar acı çektiğini görmüyordu.

Birkaç dakika boyunca sessiz kaldı. Ali Nejat aniden yerinden kalktığında geriye çekildi. Elini kolundaki seruma atıp çıkaran adamla kaşları çatıldı.

" Ne yapıyorsun Ali? " diye sordu şaşkınlıkla, yerinden doğrulmaya çalışan adama bakıp.

Ali Nejat onu umursamadan yataktan çıktı. " Ali Nejat! " diye düzeltti onu sertçe. Raşit'in dudakları aralandı ama bir şey diyemedi. Ali Nejat yine kendini ondan uzaklaştırmaya başlamıştı. Gözüne giren bu gerçekle an be an canı daha fazla yandı. Dayanamıyordu artık.

Havada kalan kollarını indirdiğinde Ali Nejat sertçe bakışlarını çekti üzerinden. Yanda duran ceketini giyerken üzerini kontrol etti bir eksik var mı diye.

Raşit ona üzgün gözlerle bakarken, o tarafa bakmamaya çalıştı.

" Yeni uyandın, biraz daha dursaydın. " diye mırıldandı Raşit, her ne kadar Ali Nejat'ın böyle davranması onu üzse de, onu düşünmeden edemiyordu işte. Bir kalpsizi sevmenin bedeli bu olsa gerekti...

" Gerek yok! " diye kestirip attı Ali Nejat hızla kapıya yürürken. Yanından geçerken omzu Raşit'in omzuna değmişti.

Kapanan kapıyla içeride birkaç dakika bekledi Raşit. Derin bir nefes alarak yeniden başa dönmenin acısını hazmetmeye çalıştı ama olacak gibi değildi. Daha fazla durmadan çıktı o da kalpsiz sevdiğinin ardından.

Ali Nejat onu beklemeden yürürken son anda yetişip başka tarafa giden bedenin arkasından seslendi.

" Bari seni şirkete bırakmama izin ver. " dediğinde, Ali Nejat duraksadı. Birkaç saniye düşünüp hiç istemede de arkasını dönüp arabaya ilerledi. Şimdi bir taksi beklese geç olacaktı.

Çatık kaşlarıyla yanından geçip hiç tanışmıyorlarmış gibi davranan Ali Nejat'la, yüreğindeki ağırlığı bir kenara bırakıp arabaya binerek çalıştırdı. Suratına bakmaya dahi tenezzül etmeyen adamla birlikte yola koyuldu. Bütün hevesi kursağında kalmıştı. Ali Nejat'ı şirkete bıraktıktan sonra her zaman kalbi kırıldığında yaptığı gibi oğluyla dertleşmeye gidecekti. Ne zaman Ali Nejat onu kırsa ya da üzse böyle yapardı.

Pek bir çaresi olmuyordu ama en azından bunu birine anlatmanın hafifliği doluyordu içine.

-------
Kısa oldu farkındayım, bugün bu kitaba yazabildiğim kadar bölüm yazmaya çalışacağım. Olaylar aklımdan silinmeden birkaç bölüm ilerleteyim dedim. Eğer bir sorun çıkmazsa 2-3 bölüm atarım bugün. Husumet Husumet diye başımın etini yiyenler bayram etsin.
Bu arada lütfen yorumsuz geçmeyin. İlk bölümlerde yorumlar güzel geliyordu ama son bölümler o kadar yok ki canım yazmak istemiyor.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now