ELLİ DÖRT

2.9K 283 79
                                    

Asaf ve Rıdvan odadan çıkıp aşağı kata yöneldiler.

" Babam Ali Nejat ağayı görmeden rahat etmez. " dediğinde, Asaf başıyla onayladı.

" Öyle görünüyor. " dedi. Raşit ağanın babasını bu kadar sevmesi hoşuna gitmeye başlamıştı. Babası her ne kadar katı ve ulaşılmaz biri de olsa sevilmeyi sonuna kadar hak ediyordu. O buzdan kalbinin erimesi için aşka ihtiyacı vardı. Ve bunu ona Raşit ağa verebilirdi yalnızca.

Asaf da erkeklerden hoşlandığı için babasının Raşit ağayı sevmesini çabuk sindirmişti, peki ya babası onu öprenirse ne olacaktı? Aynı sindirmeyi Ali Nejat ağadan beklemiyordu açıkçası. Öğrendikten sonra epey bir şoka gireceği malumdu.

Kantine inip Raşit ağa için bir şeyler aldıktan sonra tekrar yukarı çıktılar. İkisi de yorgundu ama babaları onlardan daha kötü durumda olduğu için yorgunluklarını bir kenara attılar.

Birlikte konuşarak Raşit ağanın kaldığı odaya girdiklerinde boş yatakla kaşları çatıldı. Rıdvan gözlerini devirdi.

" Burada olması imkânsızdı zaten. " dediğinde, elindeki poşeti masaya bırakıp odadan çıktılar.

İkisi birlikte Ali Nejat'ın kaldığı odaya vardıklarında bekletmeden kapıyı açmalarıyla, gördüğü manzara karşısında tekrar kapatmaları bir oldu. Rıdvan hızla Asaf'ın gözünü kapattığında onu kenara çekti.

Asaf böyle bir şey görmeyi beklemediği için birkaç saniye şoka girdikten sonra kendine gelip gözlerini kapatan eli indirdi.

" Ben senden büyüğüm Rıdvan hatırlatırım. " diye uyardı. Rıdvan sırıttığında kaşlarını çatarak bu sefer başka bir şey söyledi.
" Ayrıca şu kapıları dingonun ahırına girer gibi açmayı bırakır mısın artık! " diye kızdı. Rıdvan yüzünden babalarının her hâlini görmüştü artık. Adamlarda özel diye bir şey bırakmamışlardı Rıdvan sağolsun.

Rıdvan omuz silkti.

" Ben nereden bileyim içeride birbirlerini götürüyorlar. " diye somurtuğunda Asaf bıkkın bir nefes alarak gözlerini yumdu. Rıdvan'dan çekeceği vardı.

" Hem..." diye konuşmasını sürdürdü Rıdvan. " Benim peder seninkini iyi götürüyo- Ah ne vuruyorsun be! " sözünü kesen şey Asaf'ın sertçe koluna bir tane geçirmesi olmuştu.

Rıdvan'ın yüzü buruşurken Asaf'ın vurduğu kolunu tuttu.

" Terbiyesiz! " diye çıkışan adamla dudaklarını büzdü bir çocuk gibi.

" Yalan mı? " diye sorduğunda Asaf gözlerini devirdikten sonra koluna yapışıp onu odaya sürüklemişti. Gece olduğu için koridorda kimse yoktu.

" Yürü başımın belası, yürü! " diye çekiştirmeye devam etti Asaf.

Rıdvan Asaf'ın onu sürüklemesine izin verdiğinde, babasının odasına girdiler.

" Ne yapacağız burada? " diye sordu Rıdvan aklını çalıştırmayı unuttuğu için Asaf salağa bakar gibi baktı ona.
" Göbek atacağız Rıdvan! Gecenin köründe odada ne yapılır? " diye bağırdı.

Rıdvan aklına gelen şeyle duraksadı. Ardından arsızca sırıttığında, Asaf onun aklına gelen şeyi sormaya korktuğu için konuşmadan yatağa yürüdü. Rıdvan çok tuhaf biriydi.

" İstiyorsan koltukta yatabilirsin ama ben yatakta yatacağım. " diyerek üzerine pikeyi çekti. Rıdvan bir ona bir de kenarda duran tekli koltuğa bakıp anında Asaf'ın yanına yürüdü.
" Bende yatakta yatacağım. "

Asaf yanına uzanan bedene bir bakış attıktan sonra tehdit etmeyi de unutmadı. " Eğer sabah uyanır da seni benim üzerimde görürsem kemiklerini kırarım! " Rıdvan'a bir şeyler hissetmeye başlaması onun kemiklerini kırmasına engel değildi.

Rıdvan ona alttan masum bir bakış atıp başını salladığında Asaf'ın içi bir tuhaf oldu ama hemen toparlanıp sırtını ona döndü. Rıdvan da hemen yüzünü Asaf'ın sırtına dönmüştü. Asaf'ın ona karşı bir şeyler hissetmeye başladığını görüyordu. Ve bu his hoşuna gitmeye başlamıştı. Asaf'a olan aşkını artık gizli saklı yaşamak istemiyordu, onun yerine Asaf'a iliklerine kadar hissettirmek istiyordu.




Sabah olduğunda ilk önce Rıdvan uyandı. Gözleri pencereden yüzüne vuran güneş ışınlarına kaydı. Kısık gözleriyle güneşin yeni yeni doğduğunu görebiliyordu.

Göğsünde bir sıcaklık hissettiğinde başını aşağı çevirip ona sarılarak uyuyan Asaf'a baktı. Bir de gece onu tehdit ederek üzerime çıkarsan kemiklerini kırarım demişti utanmadan. Şimdi uyanıp da bu hâlini görse kimin kemiklerini kırardı acaba?

Gülerek, güneşin vurduğu yüzünü baş parmağıyla okşadı nazikçe. Asaf yerinde kıpırdanıp göğsüne biraz daha gömüldüğünde iç çekti. Belinin altında duran kolunu ona yavaşça sardı.

Sanırım bu anda sonsuza dek kalabilirdi.

Kaç dakika geçti bilmiyordu ama Asaf yavaş yavaş gözlerini aralamaya başlamıştı. Rıdvan onun mimiklerinden ayırmadı gözlerini. Güneşin vurduğu kısık mavileri ilk birkaç saniye olayı idrak edememişti. Rıdvan onu sırıtarak izlerken ne tepki vereceğini merak ediyordu.

Gözleri ayılmaya çalışan Asaf'ın kırmızı dolgun dudaklarına kaydı. Sabah sabah libidosu tavan yapmıştı. Kendine hâkim olarak bakışlarını tavana çevirdi.

Asaf kendine geldiğinde anında başını göğsünden kaldırmıştı. Rıdvan ona bakmadı, garip hissediyordu. Bakarsa o dudaklara yapışmaktan korkuyordu.

Asaf onun göğsünde uyanmayı beklemediği için şaşkınca gözlerini ovuşturdu. Bir de gece ona dediği şeyler aklına gelince gözlerini yumup içinden kendine bir güzel sövdü, bari gece o kadar tehdit etmeseydi de böyle rezil hissetmeseydi.

Rıdvan'ın ona aşık olduğunu bildiği için onun sorun etmeyeceğini biliyordu o yüzden bir şey demedi. Ama ya kendisi? O nasıl hissetmişti Rıdvan'la uyurken. Normalde asla biriyle yatamazdı, yatsa bile gece sürekli uyanırdı. Ama şimdi? Uyandığını falan hatırlamıyordu, hatta hayatında uyuduğu en iyi uyku olduğunu bile söyleyebilirdi.

Sanırım Asaf gerçekten de Rıdvan'a aşık olmuştu. Bunu başka açıklaması olamazdı.

Gözlerini yavaşça yatakta uzanan adama çevirdi. Rıdvan üzerindeki bakışları hissettiğinde istemeye istemeye ona döndü. Kaşları çatılırken Asaf'ın neden ona böyle tuhaf tuhaf baktığını merak etti.

Yerinde doğrularak gözlerine baktı, yatak fazla büyük olmadığı için dip dibe girmişlerdi neredeyse.

Asaf'ın gözleri ilk defa Rıdvan'ı baştan aşağı süzdü. Ona aşık olduğunu varsayarak alıcı gözüyle süzdü. Daha önce gıcık aldığı adama karşı hâlâ aynı duyguları hissedip hissetmediğini merak etti. Bundan nasıl emin olabilirdi? Ona aşık olup olmadığını nasıl anlayabilirdi?

Sanırım tek bir seçenek vardı önünde.

" Asaf bir şey mi oldu? Niye öyle bak- " Rıdvan'ın sözlerini boğazına dizen şey Asaf'ın dudakları olmuştu. Gözleri büyürken dudaklarını dudaklarına bastıran adamla gözlerinin karardığını hissetti.

Asaf öpmeden sadece dudaklarını bastırarak beklettiğinde, bir anda dudaklarından uzaklaşıp çıkan sesle  şokla araladı gözlerini. Rıdvan baygın bir şekilde yatıyordu yatakta...




----------

Olay nasıl buraya geldi bende anlamadım alskskdmmdd
Asaf kendimden emin olayım derken adamı kalpten götürdü...

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now