ÖZEL BÖLÜM 4

2.8K 205 10
                                    

" Handan al şu cadıyı ayaklarımın altından! " diye seslendi Asaf, Handan'a. O ve Rıdvan çadırları kurarken Ceylan durmadan bozmaya çalışıyordu, yetmiyor bir de Asaf'ın ayaklarına dolandığı için onu göremeyen Asaf az kalsın eziyordu.

Handan elindeki suyu bırakarak gülerek yanlarına gelip yerde oradan oraya koşturup kendini çadırın üzerine atan Ceylan'ı kucağına aldı. Cidden kime çekmişti bilmiyordu ama çok yaramazdı kızı.
" Gel bakalım kızım, dayıyı rahatsız etme yoksa seni çadır niyetine diker toprağa. " dediğinde, küçük kız kendini onun kucağından indirmeye çalışıyordu.

Asaf kendisine uzanıp gelmeye çalışan kıza gözlerini devirdi. Hem işini baltalıyordu hemde ona gelmeye çalışıyordu.

" Ku ku ku..." diye söylenen kızla, her ne kadar onu kucağına almak istese de işi bitmediği için yapamazdı.

" Dur dayıcım ben seni sonra ku yaparım. " dedi Asaf, ku dediği şey kucaktı, dili dönmediği için ağzının içinde geveleyip duruyordu kelimeyi. Ceylan ısrar etmesine rağmen Handan onu bırakmadığında bu sefer de diğer tarafta Raşit ile oturan Ali Nejat'ı görünce bu sefer ona gitmeye başlamıştı.

Handan kızını yere bırakıp dedesine gitmesine izin verdiğinde ışık hızıyla Ali Nejat'a koşturmaya başladı Ceylan. Asaf arkasından gülerek bakarken küçük boyuna rağmen hızla koşan kız Ali Nejat'a yaklaştığı gibi onu daha fark etmeyen adamın kucağına atmıştı kendini.

Ali Nejat bir anda gözünün önünden geçen mavi bir şeyden sonra kucağına düşen kızla yerinden sıçradı. Ceylan kucağına çıkıp ona gülerek bir şeyler söylerken, Ali Nejat gözlerini devirdi. Ayaklandığından beri bu kızdan çektiğini babasından çekmemişti resmen.

" Gel bakalım dedeye. " diyerek mavi elbisesini düzeltip onu kucağına oturttu. Raşit elini Ali Nejat'ın omzuna koyup bir şeyler anlatırken bir anda elini ısıran kızla gözleri büyürken elini çekmeye çalıştı ama Ceylan elini tutup ağzındaki iki dişi etine daha fazla batırmıştı.

Raşit, sadece iki dişten oluşan kızın ağzının verdiği acıyla yüzünü buruşturdu. Bırakmıyordu da küçük cadı!

" Ali Nejat bizim bu kızdan çekeceğimiz var. " diye söylendi Raşit elini bırakmayan kıza bakarken. Ali Nejat güldü ama sonra Raşit'in acı çektiğini gördüğünde Ceylan'ın ağzını zar zor ondan uzaklaştırmıştı. Ne zaman Raşit Ali Nejat'a yanaşsa böyle yapıyordu. Anlaşılan bu küçücük boyuna rağmen çok kıskançtı birileri.

" Hiç sorma, Asaf ve Rıdvan'a da aynısını yapıyor. " diye söylendi.

Ceylan annesinin getirdiği tabağı Ali Nejat'ın kucağına koyup onun elinden yemek yerken, Asaflar sonunda çadırı kurmayı başarmışlardı. Üç çadır vardı, birinde Handan ve Ceylan, birinde Asaf ve Rıdvan, birinde de Ali Nejat ve Raşit kalacaktı.

Akşm yavaş yavaş çökerken yemeklerini yediklerinde etraflarında uçuşan böcekler yüzünden erkenden çadırlara geçtiler. Asaf ve Rıdvan'ın çadırı onlarınkinden biraz daha uzakta bir ağacın altındaydı. Sabah uyanınca çadırın üzerine gelen gölgelik sayesinde epey serin oluyordu böylece.

" Rıdvan? " diyerek içeri girdi Asaf, çadırın fermuarını çekip uzanan Rıdvan'ın yanına geçti. İkisinin de yatağı yan yana olduğu için rahat bir şekilde uyuyabileceklerdi.

" Efendim? " diye mırıldandı Rıdvan elindeki telefondan borsa haberlerine göz atarken.

Asaf yanına uzanıp başını omzuna yasladı. " Canım sıkıldı. Hadi gel bir şeyler yapalım. "

Rıdvan telefonu kapatıp Asaf'a döndü. Mavi gözlü adam omzuna yasladığı başını yastığa bırakarak ona bakıyordu.
" Olur, ne yapalım mesela? "

HUSUMET-GayUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum