ELLİ ALTI

3.1K 288 32
                                    

4 GÜN SONRA

"Ali Nejat iyiyim dedim." diye göz devirdi sabahtan beri oturan Raşit. Artık kıçını hissetmiyordu Ali Nejat sağolsun, yataktan kalkmasına izin vermiyordu. Günler olmuştu hastaneden çıkalı ama Ali Nejat hâlâ ona ilk günkü gibi davranıyordu.

" Kapa çeneni Raşit. " diyen adamla gözlerini devirerek sırtını yatağın başlığına yasladı. Canı sıkılmıştı ama evden çıkamıyordu 'birileri' sağolsun.

Ali Nejat kollarını göğsünde sabırsızca bağlamış, gözleri pencereden dışarı bakan Raşit'le doğruldu. Elindeki bitki çayıyla yanına gelip üstten ona baktı bir süre. Raşit gerçekten de evde sıkılmışa benziyordu... Ama hastaydı, kurşun yemişti yine de akıllanmamıştı.

Yanına oturup elindeki çayı uzattığında Raşit omuz silkti. " Canım istemiyor. " diye mırıldandı ona bakmadan. Ali Nejat göz devirdi ama sırıtmadan edememişti onun bu çocuksu hâline.

" Canın istesin istemesin içmek zorundasın Raşit. " Raşit'ten bir tepki alamayınca sessiz bir soluk bırakarak çayı yana bıraktı.

Gözlerine hüzün çökerken dirseklerini dizlerine yaslayarak eğildi. Aklına gelen şeyle duraksadı ilk. Söyleyip söylememek arasında kalmıştı ama yine de canını yakan sözlerin ağzından çıkmasına izin verdi.
" Sıkıldın benden değil mi? " diye sordu.

Raşit anında kaşlarını çatıp ona döndüğünde yüzüne bakmadı Ali Nejat.

" Haklısın bazen boğucu olabiliyorum ama elimde değil, daha önce birini sevmediğim için nasıl davranmam gerektiğini bilmiyoru- " sözlerini kesen şey Raşit'in kolundan yakalayıp kendine çektiği gibi dudaklarına yapışması olmuştu. Ali Nejat beklemediği için şaşkınca bakarken Raşit alt dudağını kavradı.

Ali Nejat'ın konuşmasını istemiyordu Raşit, ne zaman konuşmaya kalksa canını yakıyordu. Her defasında her şeyi yanlış anlayıp canını yakmaktan geri kaçmıyordu. Ve bu huyundan hiç haz etmiyordu Raşit. Çünkü o Ali Nejat'ın canının yanmasını istemiyordu.

Dudaklarını öptüğü bedenin beline kolunu sarıp kendine çektikten sonra yavaşça yatağa bırakıp öpmeye devam etti. Yıllardır dokunamadığı dudakları artık istediği zaman öpebilirdi. Raşit için Ali Nejat'a dokunduğu anlar hayatının en güzel anlarıydı.

Ali Nejat, bacaklarını iki yanına koyup üzerinde yükselen adamın saçlarının arasına elini sokup okşadı. Raşit başından beri haklıydı, 30 yılı heba etmekle aptallık etmişti. Keşke aklı başına daha önce gelseydi en azından bu kadar geç kalmazdı.

" Baba biz dışa- " aniden içeri dalan Rıdvan'la ikisi de hızla birbirinden ayrılırken, Ali Nejat Raşit'i üzerinden itti.

Rıdvan ve Asaf kapıda duruyordu, yine...

Bıkmıştı artık bu çocuklardan Raşit!

Sürekli onları basmak için an kolluyorlardı sanki şerefsizler!

" Ama yeter artık! " hırsla Ali Nejat'ın üzerinden doğruldu. " Sizin bacaklarınızı kırmanın vakti çoktan geldi! "

Üzerine yürüdüğü bedenler kapıyı yüzüne kapattığı gibi koşarak merdivenlerden inmişti. Raşit kapıyı açana kadar onlar korkudan evden ayrılmışlardı bile.

" Senin ben ağzına sıçayım Rıdvan! Kaç defa dedim sana di mi o kapıyı önce bir tıklat diye! " diye bağırdı Rıdvan'ın elinden tutup koşarken. Rıdvan da peşinden koşturuyordu.

" Ama bunlar da her fırsatta öpüşüyorlar, ben nereden bileyim. " diye söylendi Rıdvan.

Asaf dişlerini sıktı. " Sus Rıdvan sus! "

Evden çıktıkları gibi koşarak arabaya binip konaktan ayrılmışlardı. Asaf arabayı sürerken yanında nefes nefese kalmasına rağmen sırıtan adama sinirle baktı.

" Bir daha ki sefere baban seni siker. " diye uyardı.

Rıdvan sırıtarak ona döndü.

" Beni değil babanı siker o. " dediğinde Asaf ona döndüğü gibi sertçe koluna bir tane geçirmişti.

Rıdvan kolunu tutup acıyla yüzünü buruşturdu. " Ah! Şaka yaptım ya, sende şakadan hiç anlamıyorsun. " diye homurdandı.

Asaf arabayı sürerken ona göz ucuyla bakıp önüne döndü. Birkaç dakika geçmesine rağmen Rıdvan hâlâ huysuz bir şekilde kolunu tutarken kaşları çatıldı. Arabayı yavaşça sağa çekip Rıdvan'ın kolunu tuttu.

" Çok mu acıdı? " diye sordu. Rıdvan çocuk gibi büzdüğü dudaklarıyla başını salladı hafifçe.

Asaf gülmek istedi onun bu hâline ama şimdi canı yandığı için sonraya erteledi. Yavaşça parmaklarını Rıdvan'ın göğsüne getirip düğmelerini çözdü tek tek. Yarıya kadar açıp sıyırarak omzuna baktı. Esmer tenine rağmen kıpkırmızı olmuştu kolu. Gözlerini yukarı çevirip onu izleyen Rıdvan'la dudaklarını yavaşça kızarttığı tene bastırdı. Rıdvan'ın dudakları aralanıp sesli bir nefes aldığında sırıttı Asaf.

Rıdvan'ın konu Asaf olunca bu kadar iradesiz oluşunu sevmişti. Koca adam elinin altında kıvranıyordu. Ve bu his Asaf'ın çok hoşuna gitmişti.

" Geçti mi? " kısık sesi Rıdvan'ın karnına ağrılar sokarken, mavi gözleriyle kıvranışını seyrediyordu Asaf.

" I-ıh..." diye başını olumsuz anlamda salladı Rıdvan. Asaf sırıttı.

Bir kez daha sıcak dudaklarını bastırdı tenine. " Peki ya şimdi? "

Rıdvan yine başını olumsuz anlamda salladı.

Asaf daha yukarıya çıkıp dudaklarını omzunun üzerine bastırdı. Birkaç saniye oyalanıp tekrar Rıdvan'a baktı. Kahveleri kısılmış ve dudakları nefessizlikten açılmıştı. Asaf o dudaklara yapışmamak için kendini zor tutuyordu.

" Ya şimdi..." diye fısıldadı.

Rıdvan hâlâ başını olumsuz anlamda sallamaya devam ederken, Asaf köprücük kemiklerinden boynuna kadar çıkmıştı tek tek. Her dokunduğu yer daha da sıcaklaşıyordu sanki.

Rıdvan daha fazla dayanamayıp başını boynundan kaldıran adamın saçlarına asılarak hırsla dudaklarına yapıştı. Asaf sert olması yüzünden birkaç saniye durup ardından onu çıldırtmanın vermiş olduğu zevkle dudaklarına asıldı.

Dudakları onu istila ederken elleri de rahat durmayıp Rıdvan'ın üzerindeki gömleği omuzlarından aşağı indirerek tenini keşfe çıkmıştı. Esmer teni kızarana kadar ısırmak isteyen bir yanı vardı.





" Yemin ederim bu çocuklardan gına geldi! " diye söylenerek odaya girip kapısını kilitledi Raşit. Bir türlü öptürmüyordu sevdiğini ona. Önce Ali Nejat sorundu şimdi de bu iki velet! Ağız tadıyla bir türlü öpemiyordu Ali Nejat'ı.  " Kapıyı çelik yapsak bu sefer çatıyı deler bunlar bu hırsla! "

Söylenmeye devam ederken yanına yürüdüğü Ali Nejat'la duraksadı. Ali Nejat elleriyle yüzünü kapatmış, sarsılarak gülüyordu.

Raşit gözlerini devirerek yanına gitti.
" Sen neye gülüyorsun acaba Ali Nejat ağa? " diye sordu merakla tek kaşını kaldırıp ona dik dik bakarken.

Ali Nejat ellerini yüzünden çekti ama hâlâ gülüyordu. Eliyle yanına vurdu.
" Sakin ol daha genç onlar, bırak hayatlarını yaşasınlar. "

Raşit oturdu. " Mümkünse bizim özelimize burunlarını sokmadan yaşasın hayatlarını. " Ali Nejat güldü.

Raşit birkaç saniye durup sakinleştiğinde Ali Nejat'a çevirdi bedenini. " Nerede kalmıştık? " diye sorduğunda Ali Nejat sırıttı.

Onun bir şey yapmasına izin vermeden tekrar üzerine eğildiğinde, Ali Nejat göz devirdi. " Raşit yaralısın..." dese de onu takmışa benzemiyordu Raşit.

" Seni öpersem iyileşirim merak etme. " Ali Nejat'ın konuşmasına müsaade etmeden tekrar öpmeye kaldığı yerden devam etti.

--------

Asaf ve Rıdvan yaramaz çocuklar gibi ama çok seviyorum onları.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin