KIRK İKİ

3.3K 328 25
                                    

" Çık artık piç! " diye homurdandı Asaf, sabahtan beri Karan'ın dışarı çıkmasını bekliyordu. Daha önce yerinde durmayan adam, sanki şimdi çıksa Asaf'ın onu takip edeceğini bildiği için evden ayrılmıyordu.

" Orospu çocuğu hissediyor sanki!" diye öfkeyle soludu kendi kendine. Rıdvan ondan haber bekliyordu. Karan çıktığında Asaf kaybolmaması için onu takip edecek, Rıdvan yanına vardığındaysa eve gelecekti. Çünkü Rıdvan'ın babası anlayışlıydı ama kendi babası... İşte ondan pek de emin olamıyordu.

En sonunda Handan'ı öperek gideceğini söyleyen adamla sonunda diye mırıldandı kendi kendine. Dış kapının sesi gelir gelmez ayağa fırladı. Arada mesafe bırakıp onu takip etti. Karan arabayı almadan konaktan çıkarken Rıdvan'ı aradı. Birkaç saniye sonra açılan telefonla, Rıdvan'ın konuşmasına izin vermeden sıraladı.

" Karan evden çıktı. Meydana gidiyor acele et. " diyerek kapattı.

Karan onu fark etmeden ilerlerken beş dakikalık bir yürüyüşten sonra kahveye girdiğinde içeri girmedi. Etrafa bakıp Rıdvan'ı ararken bir anda beline dokunulmasıyla irkildi.

" Nerede? " diyen Rıdvan'a bakıp, az kalsın yüreğine inecek olmasından dolayı bir parmağını damağına takıp başını havaya kaldırdı. Rıdvan onun ne yaptığına şaşkın şaşkın bakarken, Asaf sinirli bir şekilde omzuna vurdu.

" Ne sinsi sinsi geliyorsun sen! " dediğinde, Rıdvan güldü sessizce.

" Ben işimi sessiz hallederim. " diyerek Asaf'ın yanağından bir makas aldığında, Asaf sinirli mavilerini kısarak gözlerini devirdi.

" İyi. " dedi, en azından Karan'ı takip ederken sessiz olurdu.
" Şu kahveye girdi. " diyerek gösterdi.

Rıdvan başını sallayarak Asaf'ın kulağına yaklaştı.
" Sen burada kal ya da eve git. Şimdi seni bu halde görse tanır. Ben sana anlatırım sonra. " dediğinde, Asaf ilk defa üstünü süzdü. Simsiyah giyinmişti ve başına bir şapka takmıştı.

Asaf istemsizce kısık bir kahkaha attı. Rıdvan'ın kaşları çatılırken zar zor konuştu.
" Daha fazla dikkat çekmek istiyorsun herhalde? " diye dalga geçtiğinde, Rıdvan burun kıvırdı.

" Sen ne anlarsın zaten! " diyerek omzundan ittirdi. Asaf hâlâ gülmeye devam ederken yanından geçti ama kolundan tutulduğunda durmak zorunda kalmıştı.

Asaf'a dönüp göz kırptığında, mavi gözlü adam gözleriyle aşağıyı işaret etti.
" Hadi kıyafet neyse de o tesbihle eşek gibi sırıtıyorsun ortada." dedi kahkaha atmamak için kendini sıkarken.

Rıdvan ona hâk verecekken son cümleyle kaşlarını çatarak gözlerini kısıp sinirli bir bakış attı Asaf'a.
" Sensin eşek! " diye çıkıştı, ama Asaf'ın dediğini uygulayarak tesbihi cebine koydu.

Asaf, yanından kızgın bir şekilde geçen adamın arkasından gülerek baktı. Rıdvan komik biriydi yalan yok.

İçeri giren adamla belki işini çabuk bitirir mantığıyla yanda duran dükkana girdi.

Rıdvan içeri girer girmez yoğun bir çay kokusu ve sohbet sesleri gelmeye başladı. Etrafa bakarak yavaş yavaş ilerlediğinde Karan'ı hiçbir yerde göremeyince kahvenin arkasına ilerledi.

Konuşma sesleri yavaş yavaş azalırken çay ocağının arkasındaki kapıdan dışarı çıktı. İçinden bir ses kahvede olmadığını söylüyordu. Kesin o piç bir şeyden şüphe ederek ortadan kaybolmuştu.

Kabanın kenarlarını yüzüne getirerek kahvenin arka kapısından sokağa çıktı. Birkaç metre uzaklaşıp rastgele etrafa bakınırken, uzaktaki binanın arkasında gördüğü adamla çaktırmadan ilerledi.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now