ELLİ

3.3K 276 70
                                    

Merhaba gençler nasılsınız?
---------

1 HAFTA SONRA

Çalınan kapıyla Raşit hızla ayaklanıp açtı. Karşısında Ali Nejat ve Asaf'ı görünce rahat bir nefes alarak kenara çekildi geçmeleri için. Bu sabah polisler eve gelip onları almıştı Karan yüzünden. Orospu çocuğu şirketlerinde kara para aklıyorlar yalanıyla onları ihbar etmişti ama şimdi karşılarında olduklarına göre bir şey olmamıştı.

Raşit gözlerini yorgun adamdan alamadı. İçi yanıyordu onu böyle gördükçe. Her gün gözlerinin önünde eriyordu an be an. O Karan ortalıkta dolaştıkça da Ali Nejat rahat etmeyecekti çünkü çocuklarına zarar verilmesinden korkuyordu haklı olarak.

Bir şey yapamamak Raşit'i deli ediyordu.

" Ne oldu? " diye sordu kapıyı kapatıp arkalarından giderek. Rıdvan da ayaklanmış onlara bakıyordu.

Ali Nejat üzerindeki takımın ceketini çıkarıp koltuğa attı bedenini. Başını geriye yaslayarak gözlerini yumduğu sırada Asaf konuştu.

" Yalan ihbar olduğu ortaya çıkınca gitmemize izin verdiler. " dedi, sesinden ve gözlerinden öfke akıyordu. Karan ortalıkta elini kolunu sallayarak dolaştıkça rahat edemiyordu. Asaf'a kalsa gördüğü yerde öldürmesi gerekiyordu ama Rıdvan onu dizginliyordu.

Raşit derin bir nefes bırakarak gözleri kapalı adamın yanına oturdu. Ali Nejat kımıldamadan dururken içi acıdı.

" Size zarar vermek yetmiyor ite, şimdi de şirkete saldırıyor köpek gibi. " dedi Rıdvan. Asaf başını salladı.
" Bana kalsa onu lime lime ederim ama..." diye hayıflandı, devamının bana siz engel oluyorsunuz olduğunu herkes biliyordu.

Raşit, Ali Nejat'tan gözlerini çekerek sinirli sinirli homurdanan küçük Ali Nejat'a bakıp sırıttı.
" Öfkeyle hareket edersen zarar alan sen olursun küçük ağa. " dedi eskiden ona hitap ettiği gibi ederek.

Asaf bir şey demedi.

" Bence bizim bir şey yapmayacağımızı bildiği için o kadar rahat davranıyor orospu çocuğu! " dedi en sonunda dayanamayarak. Başını yerden kaldırıp Raşit ve Rıdvan'a baktı.

" Siz benim kız kardeşimi ne hâle getirdiğini görmediniz... " biraz önceki öfkeli sesinden eser kalmamış, ses tellerinden hüzün akıyordu şimdi.
" Günlerdir yaşayan bir ölü gibi. Onu o hâle getiren adama aynısını yapmazsam ona ihanet etmiş olurum. Kendim için değilse bile Handan için, doğamadan ölen bebeği için ondan intikamımı alacağım, hemde canını yakabildiğim kadar yakarak! "

Yine sinirden deliye dönen Asaf'la, Rıdvan geriye yaslandı. Asaf içeride durdukça daha kötü hissederken ayaklandı. Kapıya gidip çıktığında, Raşit Rıdvan'ı peşinden gönderdi. O deli küçük ağa bu sinirle başını belaya sokardı şimdi.

Onların çıkmasının ardından Raşit kıpırdamadan duran Ali Nejat'a yaklaştı. Üstten bakıp derin ve sessiz nefesler almasından uyuduğunu anlayarak kapalı gözlere yaklaşıp alnını öptü yavaşça. Geriye çekilirken Ali Nejat'ın gözlerini açmış ona baktığını gördüğünde duraksadı.

" Tüh yakalandık. " dediğinde, Ali Nejat yorgunca soluklanıp doğruldu.

" İyi misin? " diye sordu Raşit gözlerini ondan alamazken. Ali Nejat başını salladı.

" Yorgunum sadece. " diye fısıldadı.

" Uyu istersen biraz. "

Ali Nejat başını olumsuz anlamda sallayarak öne eğdi bedenini. Kollarını dizlerine koyarak yüzünü avuç içine gömdü. Başı ağrıyordu. Karan yakalanmadığı müddetçe ağrımaya devam da edecekti.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now