YİRMİ İKİ

5.3K 400 92
                                    

Asaf şirketten çıkıp eve vardığında akşam olmuştu. Dışarıda serin bir hava varken, arabanın camını tamamen indirdi. Toprak yolda ilerlerken ceketini yana atıp tek kolunu dirseğine kadar dışarı çıkardı.

Bugün Rıdvan canını sıkmak yerine onu eğlendirdiği için haliyle keyfi de yerindeydi. En azından her akşam eve dönerken ettiği küfürleri etmek yerine bu sefer onun salak hâline gülüyordu.

Aklına gelince tekrar sırıttı farkında olmadan.

Öğle saatlerinde Asaf şantiyeden çıkmak üzereyken, Rıdvan yanına gelmişti. Asaf her zamanki gibi sinirlenirken Rıdvan sırıtıyordu.

" Bütün gün benden kaçtın sulu göz. " diye ona yaklaşan Rıdvan'a dalmamak için yumruklarını sıktı Asaf. Tesbihini parçalamasına rağmen ona kızmak yerine, elinde yeni tesbihle Asaf'ın yanına gelmişti Rıdvan.

Asaf onun bu babası kılıklı vurdumduymaz hallerine deli oluyordu.

Onun dediğine cevap vermemişti Asaf. Onun yerine şirkete götürmesi gereken dosyaları düzenleyip çantasına koyuyordu. Babası üzerinde çalışmak için onları şantiyeden yanına getirmesini istemişti.

Rıdvan Asaf'ın ona cevap vermemesine bozulsa da bir şey demedi. Asaf'a sulu göz dediğinde zaten asla cevap alamazdı ondan. Kendine göre ona ceza veriyordu Asaf. Ki Rıdvan için öyleydi de, onunka konuşmayıp hiçe saymasına sinir oluyordu ama yine de pes etmiyordu.

Rıdvan mavi gözlü adamın güneş yüzünden kıstığı gözlerine baktı. Yüzünde bir tebessüm oluşurken elindeki tesbihini sallayarak yanına gitti.

Asaf onun bu tuhaf hallerine kaşlarını çatsa da geri çekilmedi. Zaten ne kadar kendini çekse Rıdvan o kadar dibinde bitiyordu. O yüzden de dosyaları çantasına koymaya devam etti.

Rıdvan dibine girip omzuyla Asaf'ı dürttü. " Pışt sulu göz? " diye sordu ama Asaf ona bakmadı bile. Sanki kediye sesleniyordu! Pışt neydi!

Rıdvan göz devirdi.
" Asaf? " diye tekrar seslense de Asaf çantayı kapatıp arka koltuğa bıraktı. Ardından daha fazla konuşmaması için bıkkın bir nefesle Rıdvan'ın gözlerine baktı.

" Ne var? " diye sordu kabaca.

Rıdvan sevimli olmaya çalışarak gülümsedi.
" Bende seninle geleyim mi? "

Asaf tek kaşını kaldırarak konuştu.
" Sebep? "

Rıdvan, görünüşüne fevkalâde şekilde tezat olan kaba adama baktı. Biri dışarıdan görse İstanbul beyefendisi derdi ama... Rıdvan'a göre ondan bile daha öküzdü. Rıdvan yanında daha kibar kalırdı.

" Arabamdan ses çıkıyor da, sanırım bozulacak. O yüzden bugün seninle geleyim mi? " diye sorduğunda Asaf bir ona bir de arkasındaki araca baktı.

Ardından tekrar ona hevesle gözlerini dikmiş, tesbihini sallayan adama baktı.
" Hayır! "

Rıdvan duyduğu kelimeyle kaşlarını çatarak baktı. " Ama araba- " diyemeden, Asaf sözünü kesti.
" Bana ne! "

" Ama- "

" Hayır! "

" İyi de- "

" Olmaz! "

" Bir kere? "

" Asla! "

" Asa- "

" Hayır! "

" Öküz! "

" Hayır ded- " Asaf'ın bütün olumsuz red cevapları duyduğu ama duymayı beklemediği kelime karşısında duraksamıştı.

HUSUMET-GayOnde histórias criam vida. Descubra agora