OTUZ ÜÇ

3.9K 339 30
                                    

" Ağam? "

Ali Nejat telefonu kulağına verip müdürle konuşmaya başladı. "Efendim? Bir sorun mu var? " diye sordu, çünkü müdür onu sadece acil şeylerde arardı.

" Önemli bir şey oldu da ağam, size haber edeyim dedim. Bugün şantiyeye uğrama şansın var mı ağam? "

Ali Nejat önündeki dosyayı inceleyip imzalarken mırıldandı. " Öğleden sonra gelirim öyleyse. " dediğinde, birkaç saniye sonra kapatıp masaya koydu. Elini ağrıyan başına koyup ovdu. Gözleri yanıyordu uykusuzluktan ama bir türlü birkaç saatten fazla uyuyamıyordu. Yorgun olmasına rağmen her zamankinden daha fazla çalışıyordu bu aralar.

Raşit ile karşılaşmamak için yapmadığı şey kalmamıştı. Ama bunu yaparak en büyük zararı kendine veriyordu. Bunun farkında olmasına rağmen yine de vazgeçmiyordu.

Yarım saat daha çalışıp en sonunda dayanamayarak dosyayı yana bırakıp geriye yaslandı. Başı feci şekilde ağrırken gözlerini yumdu. Ölecek gibi hissediyordu.

Birkaç saniye ağrının dinmesini bekledikten sonra işe yaramayınca ayağa kalktı. Birkaç adım arkasında duran pencereye gidip açtı. Belki biraz hava alırsa baş ağrısı diner diye düşündü ama sanki ayağa kalktığında yer altından kayıyordu. Bu uykusuzluk için ne kadar doktora gitmişse de işe yaramamıştı. Yine aynı sorun büyüyerek ona geri dönüyordu.

İçinde bir yerlerde huzursuzluk vardı, belki de stres yaptığı için öyle oluyordu.

Yüzüne vuran hafif rüzgârla biraz daha iyi hissetti. Ellerini pervaza yaslayıp bedenini üzerine eğdi. Gözleri ağrıdan kapanırken düşünmemeye çalışarak durdu birkaç dakika öylece. Aklına Raşit düştüğünde gözlerini açmadan kaşlarını çattı. Ona yaptığı her ne kadar acımasızlık da olsa, buna mecburdu. Raşit'in ondan vazgeçmesi için gerekirse kalbini paramparça ederdi.

Ondan vazgeçmek zorundaydı.

Düşünmek istemediği şeyler dönüp dolaşıp yine beynine hücum ettiğinde gözlerini açarak bedenini doğrulttu. Pencerenin ardından gördüğü gökyüzü bir anda gözlerinin önünde bulanıklaşıp sarsıldığında dengesini kaybederek öne doğru savruldu. Eli rastgele bir yere tutunmak için uzanırken, pervaza tutunmak için uzattığı eli gözlerinin bulanık görmesi yüzünden boşluğa düşerken dengesini kaybederek açık cama doğru düştü.

Gözleri büyürken, tutunacak bir yeri olmadığı için hızlanan kalp atışlarıyla beklerken, sertçe dirseğini tutup onu düşmekten son anda kurtaran adamın göğsüne çarptı aynı hızla.

Görüşü yavaşça netleşmeye başladığında, başını göğsüne yasladığı adamın kalp atışları sanki onun göğsünde atıyormuş gibi hissediyordu. O kadar hızlı ve sağır ediciydi ki sesi, Ali Nejat yutkundu.

O an onu kurtaran adamın deminden beridir dibinde sinir ve korku karışımı bir sesle gürlediğini yeni yeni duyuyordu.

Adam onu kendinden uzaklaştırıp öfkeyle sarstığında Ali Nejat başını kaldırıp öfke saçan koyu kahvelere baktı.

" ... Kime diyorum!!! " diye dibinde bağırıyordu Raşit.

Aklı çıkmıştı, eğer yetişemeseydi Ali Nejat altıncı kattan düşecekti.

Düşüncesi bile canını yakmaya yeterken kim bilir yaşasa nasıl bir hâlde olurdu. Delirecekti, Ali Nejat nasıl bu kadar dikkatsiz olabilirdi!

Raşit, tuttuğu adamın kollarını sarsıp gözlerinin içine baktı ama sanki Ali Nejat başka bir dünyada yaşıyormuş gibi bakıyordu. Gözleri bomboştu.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now