ON SEKİZ

5.4K 420 20
                                    


Asaf indiği araçtan eve geçerken, aklında bugün vardı. Yine o tesbih ağası olacak Aslanoğlu onun damarına basmak için her yolu denemişti.

Hiçbir şekilde geri adım atmayan Asaf, ondan köşe bucak kaçmasına rağmen elinden ve en çok da dilinden kurtulamıyordu. Asla susmak bilmiyor ve sürekli başını şişirip duruyordu.

Bir aydır birlikte çalışıyorlardı ve bu gidişle daha çok çalışacaklar gibi hissediyordu. Rıdvan'ın çenesi de işin üstüne tuz biber oluyordu.

Oflayarak bugünün yorgunluğunu atlatmak için bir an önce eve gelmişti. Bahçede yürüyerek konağın büyük kapısına ilerlerken, üstündeki takımın ceketini de dirseğine koymuştu. Sıcağa karşı hassasiyeti olduğu için canı çıkıyordu akşam olana kadar.

İçeri geçerken gözleri rastgele bahçede dolaştığında, yorgun hâline rağmen yine de fark etmişti. Babasının arabası daha yoktu. Belli ki yine gece yarılarına kadar gelmeyecek diye düşündü Asaf.

Babasına çok üzülüyordu. Asla kendine acımıyordu ve sürekli olarak stres altındaydı. Son aylarda iyice çökmüştü.

Anahtarı cebinden çıkarıp kapıyı açarak içeri girdi. Erkek kardeşleri okulları açıldığı için başka memlekete gitmişti ve evde kız kardeşi ve onun kocasıyla tek kalıyordu. Bu durumdan nefret ediyordu. Çünkü Karan'la daha fazla haşır neşir olma olasılığı artıyordu evde kimse olmayınca. Şansına hep ona yakalanıyordu.

Salonun ve üst katın koridorundaki ışık tek açıktı. Son günlerde kız kardeşi erken uyuduğu için ne zaman eve gelse, hizmetliler de çıktığı için ev daha bir sessiz olurdu. Bu sessizlik yorgun argın eve gelen Asaf için harika bir ortamdı. Yorulan bir insan sessizlikten başka ne isterdi ki zaten.

Ceketini vestiyere asıp boğazı kuruduğu için ilk önce mutfağa adımladı. Bir saat önce yemek yediği için aç değildi o yüzden de hemen yatmak istiyordu.

Mutfağın olduğu koridora girdiğinde gördüğü ışıkla adınlarını duraksatıp bu sefer de yavaş yavaş gitti. Belli ki birisi daha uyumamıştı ya da o Karan şerefsizidir diye geçirdi içinden. Onunla karşılaşmasa olmuyordu zaten. İlla bir yerden çıkacaktı it!

Yorgunluğuna rağmen içindeki sinire engel olamadı. Eğer çok susamış olmasaydı onunla yüz yüze gelmemek için odasına giderdi ama boğazı kurumuştu artık.

Yavaş yavaş kapıya yaklaştığında açık olan kapıyla duraksadı. Görüş açısına Karan girdiğinde sesini çıkarmadan onun ne yaptığına baktı. Karan'ın sırtı Asaf'a dönükken önündeki bir bardağa elindeki ufak poşetten bir şey döküyordu.

Asaf'ın kaşları çatıldı. Ne koymuştu oraya ve kimim içindi o su?

Karan poşeti cebine koyup ardından çekmeceden bir kaşık alarak suya koyup karıştırdı. Ardından kaşığı lavaboya atıp eline bardağı alarak mutfaktan çıktı.

Asaf giden bedenin arkasından baktı. Bir şeyler karıştırdığından adı gibi emindi. Karan onu fark etmeden yukarı çıktığında, Asaf sessize peşinden gitti. Merdivenlerden ses çıkarmadan çıkıp sola döndüğünde, Karan kendi odasına girmişti.

Asaf bulunduğu yerden çıkıp onların odalarına gelerek birkaç saniyelik tereddütten sonra kulağını kapıya dayadı. İçinden ayıp bir şeye şahit olmamak için dua ediyordu, zira kız kardeşinin özeline bodoslama dalmak istemezdi.

İlk birkaç saniye odada ayak sesleri yankılanmıştı ardından da kız kardeşinin sesini duymuştu.

" Çok teşekkür ederim hayatım. Seni de yordum kusura bakma. " dediğinde, bir öpme sesi gelmişti.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin