DÖRT

8.6K 647 127
                                    

Asaf son yaşadıklarından sonra Karan'ın yüzüne bile bakmıyordu. Çünkü baksa, orospu çocuğu yanlış anlıyordu. O yüzden de başına bela alıp da canının sıkılmasını istemiyordu.

Zaten babası da son günlerde çok fazla ona bakıp gözlerini kısıyordu. Asaf 'ın ödü kopuyordu bir şey anlayacak diye. Zaten babası çok zeki bir adamdı. Öyle saftirik değildi ki Asaf ondan bir şeyi saklayabilsin ya da yalan söyleyerek işin içinden sıyrılsın.

O yüzden çok daha dikkatli olmakta başlamalıydı işe. Ve bunun ilk kuralı da Karan'la muhatap olmamaktı.

Üç gündür Karan'la mecburiyet harici konuşmamak garip bir şekilde iyi gelmeye başlamıştı.

" Ağam? Geçen hafta yaptığımız proje, Ali Nejat ağam sizin bakmanızı istemişti. "  diyerek ona elindeki mavi şeffaf dosya içindeki kâğıtları uzattığında, Asaf uzanıp aldı.

Babası dün diğer şentiyeleri kontrol etmek için şehir dışına çıkmıştı. Ve dünden beridir bütün işler Asaf'a kalmıştı. Ama bundan hiç de mutlu değildi.

Ne kadar babasına şehir dışındaki şantiyelerle ilgilenmek için kensini gitmek istediğini söylese de babası kabul etmemiş ve onu burada bırakmıştı.

Babası normalde sürekli kendisini işlerle ilgili bir durumda şehir dışına gönderirdi. Ama bu sefer garip bir şekilde Asaf değil de kendisi gitmişti. Bu durum Asaf'ın kafasını karıştırıyordu. Babasından birkaç gündür garip bir hava seziyordu. Ama babası içine kapanık bir kutu gibi olduğu için soramıyordu. Sorsa da cevabını almazdı zaten ya.

Elindeki kâğıtlara iyice bakıp bir sorun olmadığını anladığında dosyayı tekrar şantiye müdürüne uzattı.

" Tamam. Başka bir şey var mı? " diye sordu, şantiye binasından çıkıp arabasına ilerlerken.

" Yok ağam. "  dedi peşinden gelen müdür.

Asaf, iş güvenliği için kafasına taktığı bareti çıkarıp müdüre uzattığında, müdür bir adım gerisinden gelirken uzatılan bareti eline aldı.
Asaf saçlarına elini daldırıp siyah tutamları düzeltti.

Arabasına yaklaştığında elini kapıya atıp açtıktan sonra durup son kez müdüre bakıp konuştu.

" Herhangi bir şey olursa babamdan önce bana haber verin. " dediğinde, müdür anında onayladı. " Tamam ağam."

Asaf kafasını sallayıp açtığı kapıdan arabaya binip çalıştırarak geri geri çıktı şantiyeden. Şantiyenin önündeki yollar henüz inşaat nedeniyle düzgün olmadığı için arabayı çevirecek yer yoktu. O yüzden de yola çıkıp öyle arabayı çeviriyordu.

Asfalt yolda kayan arabayla birlikte Asaf camı indirip acelesi olmadan sürmeye başladı. O eve gitmek istemiyordu, babası evde yokken hele hiç. En azından Karan babasından biraz da olsa çekindiği için onun evde olduğu zamanlarda Asaf'a fazla bela olmuyordu.

Çalan telefonla düşüncelerinden sıyrılıp arayana baktı. Babasının adını görmesiyle hemen açtı.

" Efendim baba? "

" Gittin mi şantiyeye? " diyen babasıyla, göz devirdi. Daha nasılsın demeden işi sormuştu. İşkolik manyak diye geçirdi içinden. Varsa yoksa iş iş iş. Annesi nasıl bu adama yıllarca katlanmıştı bazen anlamıyordu Asaf. Oysa babasının yakışıklı olması haricinde pek de güzel bir huyu yoktu. Çok disiplinli, fazlasıyla sert ve işle kafayı bozmuş biriydi. Kimseye güvenmez, asla fazla konuşmaz ve bağırdığında da yeri göğü inletiyordu.

" Evet, şimdi çıktım. " dedi Asaf.

" Bir sorun var mıydı? Müdür sana projeyi gösterdi mi? " diye sorularını sıraladığında, Asaf göz devirdi yine.

HUSUMET-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin