OTUZ İKİ

4.3K 351 41
                                    

Asaf, Rıdvan'la birlikte olduğu günün üzerinden iki gün geçmesine rağmen bir şey yakalayamamıştı. O gece saldırıyı düzenleyenin kim olduğunu nasıl bulacağını bilemiyordu. Rıdvan'ın genelde düşmanı olmazdı ve bu da işi zora sokan en büyük etkendi.

Ne kadar düşünse de aklına kimin onu öldürmek istiyor olabileceği gelmiyordu. Rıdvan'ın etrafındaki insanları tanımıyordu çünkü.

Oflayarak inşaat ile ilgili dosyayı gözden geçirdikten sonra ceketi de alarak odasından çıktı. Telefonu çaldığında merdivenlerden inerken cebinden çıkardı. Rıdvan'ın aradığını görünce açıp boş salonda ilerleyerek kulağına koydu.

" Asaf? Bugün gelecek misin? " diye sordu Rıdvan, iki gündür Asaf ona çarpan kişiyi bulmak için çabalıyordu ama elde edilebilir bir sonuç yoktu. Rıdvan ne kadar peşini bırakmasını söylese de yapmıyordu Asaf. Ama iki gündür en ufak bir ipucu bile yakalayamadığı yetmiyormuş gibi bir de şantiyeye gitmeyi aksatıyordu. Babası bu durumdan işkillenebilirdi.

Elindeki dosyayı masaya bırakıp koltuğa bıraktı kendini. " Evet. " diye cevapladı. Başka seçeneği yoktu ki. Ama bu işin peşini bırakmayacaktı. Kasti bir şey olduğu ve tekrar olma ihtimali yüksek olduğundan, Rıdvan'ın hayatı tehlikede olabilirdi. İçinde bir yerlerde Rıdvan'ın canının yanmamasını isteyen bir taraf vardı.

" İyi bari... " diye mırıldandı Rıdvan.
" Kendini yoruyorsun boşuna Asaf, kamera yok ve görgü tanığı da yok. Gece olmasından dolayı bir şey de göremedik... Belki de bir yanlış anlaşılmaydı... " hiç inanmasa da Asaf'a nu işin peşini bıraktırmak için aklına gelen şeyleri sıralıyordu Rıdvan. Hayatında onun canına kast edecek kadar düşman edinmemişti ve kimin buna yeltenmiş olabileceği aklına gelmiyordu.

" Saçmalama Rıdvan! " diye sinirle konuştu telefonun diğer ucunda olan Asaf. "Nasıl bir insan üzerine bütün farları açtığı bir adamı tanımaz ki? Kör değilse hedefi sendin. Bunun seni incitmek için yapıldığı bas bayağı ortada ve ben bundan başka bir seçeneğe inanmıyorum. Ayrıca geç de olsa o piçi bulacağım. Nasıl böyle bir şeye cüret eder! "

Son sözleri ağzından istemsizce çıkarmıştı Asaf, sinirliydi ve ne dediğinin farkında değildi. Ama Rıdvan'ın heyecandan kolunun acısını unutmasını sağlayacak kadar önemliydi o sözler. Asaf hâlâ sinirle konuşurken Rıdvan yutkunmuştu.
" Benim için endişelendin mi? "

Asaf duraksarken, Rıdvan'ın sözleriyle dediği şeyi algılamıştı. Sesi çıkmazken düşündü. Onun için endişelenmiş miydi? Asaf bunun cevabını bilmiyordu ama ona zarar gelecek olma düşüncesi sinirini bozmuştu.

Rıdvan'ın garip bir ses tonuyla sorduğuna cevap vermek için ağzını açacakken salondan içeri giren Karan'la duraksadı. Karan o son olaydan sonra hep suratsız gezmişti ama bugün mutluydu. Hatta uzun zamandır Asaf'a yaklaşmamasına rağmen bugün gelip dibine kadar oturabilecek potansiyele sahipti.

Uzun zamandır ondan uzak durmasıyla Asaf rahatlamıştı ama belli ki bu da bir plandı. Karan ona bilerek alan tanımıştı, bunu sinsice sırıtan yüzünden anladı Asaf.

Telefonda olan Rıdvan'la konuşamayacağı için " oraya gelince konuşuruz. " diyerek kapattı. Rıdvan bu durumu anlamazken, bir şey demeden onayladı.

Asaf telefonu cebine koydu ve kalkmak için yeltendi ama Karan onu bileğinden yakaladı. Günlerdir ona temas etmeyen bedeni anında gerilirken kaşları çatıldı. Karan'dan elini çekmek istedi ama o da ayağa kalkmıştı. Mutfaktan sesler gelirken ona vurmamak için kendini sıktı Asaf.

Karan gülerek ona biraz yaklaştı ama Asaf kendini geri çekti. Yüzüne bakmazken Karan dudağını yalayarak tuttuğu bileği hafifçe sıktı.

" Kayınço? Ne zamandır konuşmuyoruz. " dediğinde, Asaf sinirden deliye dönecek gibi hissediyordu.

HUSUMET-GayWhere stories live. Discover now