11. Bölüm "Deniz ve Mehtap - Giriş"

2.6K 270 22
                                    

Günümüz (6 Ağustos)... İstanbul...

Bir aşağı bir yukarı yürüyorum Hazal Hanımın ofisinde.

Bakışlarım, istikrarla birbiriyle yarışan adımlarıma tutunuyor. Kafamın içinde şelale misali akan düşünceler aynı adımlarım gibi; bir an biri, diğer an öteki öne geçiyor. Beni delirmeye sürüklemekten başka bir işe yaramıyorlar.

Karşıma ketum duvarlardan biri çıkınca parmak uçlarımda geriye dönüp odanın diğer ucuna yürümeye başlıyorum. Odaya girdiğimden beri yirmi üçüncü kez tekrarladım bunu.

"Eylül?"

Hazal Hanım üçüncü kez sesleniyor bana.

Konuşmayı canım istemiyor, o yüzden yumuşak sesi kulağıma ulaşana kadar ezilip havaya karışmış gibi davranıyorum.

İkiyüzlülük, bu olsa gerek...

Bana bir saat ayırabilmesi için önceki gün büyük bir telaşla yalvarıp burada onu neredeyse yok sayarmış gibi durmak.

Aklım çok karışık, karışık, karışık...

"Demek en başa döndük..." diyor daha sonra.

Adımlarım duruyor.

Kafamdaki geveze ses susuyor.

Dediklerini tartmaya başlıyorum.

Haklı, diye düşünüyorum. Boşunaymış her şey...

Kadehlerce bahaneyle sarhoş olmuş olsam da gerçekler yavaş yavaş ayılıp kendilerine geliyor.

Boşuna...

Nafile...

Beyhude...

Aynı volta atışım gibi, çabalıyorum ama bir yere varamıyorum. En başa geri dönüyorum. Olduğum yerde saymaktan başka bir şey değil bu...

52 gün.

"52 gün..." diyorum sesli bir şekilde düşünerek. "Boşunaymış."

Nefesim her bir hecede parçalanıp harf harf ellerime dökülüyor.

"Sana bu acil görüşmenin nedenini sormadan önce, Eylül, seni benim yanıma getiren ilk olaya geri dönelim istiyorum."

Hatırlamak istemesem de ısrarla soruyor Hazal Hanım.

"Neden..." diye başlıyor, not defterini kapatıp gözlerimden o anıyı yakalamaya çalışır gibi bakıyor. "Neden evinizin oradaki ağacı kesmeye çalıştığını sorabilir miyim?"

Efsanevi (Efsanevi #1)Where stories live. Discover now