19. Bölüm "Bir Kara Sevda - Part 1"

2.1K 237 25
                                    

Zamanın adeta süründüğü bir asansör yolculuğu ve neredeyse yansımamı görebildiğim pak ve ışıldayan koridorlardan geçtikten sonra şık giyimli bir asistanın peşi sıra toplantı odasına varıyoruz. Ümit Bey, çantasından çıkardığı dosyayı, koyu kahverengi toplantı masasının üzerine yerleştirip tekrar gözden geçirmeye başlıyor. Ben de dakikalardır omzumda asılı olan çantamdan emektar bilgisayarımı çıkarıp açılmasını bekliyorum. Sessizlik odadaki üçüncü kişi olarak, sağır eden bir şarkı tutturuyor.

Oturduğumdan ötürü şimdi daha da öne çıkan göbeğimi, iki beden büyük gömleğimi tekrar düzelterek kapatmaya çalışıyorum. Dik oturmaya dikkat ediyor, durduk yere karnımı okşamamaya daha çok dikkat ediyorum.

Sabah bulantılarının şiddeti geçen haftalara göre daha azalıyor. Acaba ne zaman ilk kez "Ben buradayım" dercesine kıpırdayışını hissedeceğimi merak ederken kapı açılıyor, SciTeck'in proje müdürü ve onu takiben birkaç kişi daha toplantı odasına profesyonelleşmiş tebessümlerle içeri giriyorlar.

Ümit Bey proje dosyalarında ismini defalarca gördüğüm Burak Bey'le el sıkışırken, ben hâlâ toplantı odasına son anda nefesler içerisinde dalan Ceren'den gözlerimi ayıramıyor; onunla göz göze gelene dek bakmayı sürdürüyorum. Bakışlarındaki rahatsızlığı yakaladığımda onun da en az benim kadar bu toplantının bir an evvel bitmesini istediğini kaçırmak imkânsız.

Burak Bey, elini uzattığında bakışlarımı isteksizce ona çeviriyorum. Kendi elimi uzatıp gülümsesem de omzunun hemen arkasında kalan kişi, nefesimi sıkıştırıyor. Herkes yerini alıp toplantı başlamak üzereyken huzursuzluğumun doruk noktasına ulaşıyorum. Çünkü biliyorum, birkaç hafta önce burada yaşanan rezilliği bir şekilde yüzüme vuracak. Rezil etmek için yapmadığını bırakmayacak. Çalıştığım şirkette kazandığım saygınlığı da böyle kaybetmek zoruma gitse de yiğitçe dik durmak istiyorum.

"Eylül, demek sen de buradasın! Burak Bey," diye sesleniyor Ceren hiç değişmeyen ses tonuyla. Kışkırtıcı, dikkat çekici ve engellenemeyecek derece manipüle edici... "Başlamadan önce size ilginç bir tesadüften bahsedeyim."

Yutkunup başımı eğdiğimde bebeğimin orada bir yerde bana tutunup büyüdüğünü düşünüyorum.

"Eylül'ü çok yakından tanırım. Aynı liseden ve üniversiteden mezunuz."

Ah, ne de çabuk unutmuşum...

Ceren acı çektirmez, acının beklentisiyle süründürür.

Efsanevi (Efsanevi #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin