21. Bölüm "Şimdi Uzaklardasın"

2.1K 222 20
                                    

"Hiç ayrılamam, derken;
Kavuşmak hayal oldu..."

-Zeki Müren

10 Eylül sabahı, İstanbul...

Son...

İstisnasız her hikâyenin malum kaderi, efsanevi bile olsa...

Cem, bavullarımın ağır olanlarını alıp arabasına indirmeye giderken ev dediğim, hayatımda çoğu ilk'in sıralandığı anılar müzesinde, son kez dolaşıyorum ve anlıyorum ki; ilkleri değil de, bazen asıl sonları kutlamak gerekiyor. Nihayetinde hayat, esaslı bir kelime oyunu veya gözlerin perde, duyguların da gölge olduğu bir gösteri...

Kelimeler yanıltıyor, görünüşler aldatıyor.

Anlıyorum ki, bu bir son değil, bu adeta taburcu olmak... Çünkü parmaklarımın duvarlarında dolaştığı koridorlar; geçmişimizi işlediğim, bir türlü azat olamadığım satırlardan farksız... Pervasız kelimelerin mürekkebi henüz kurumuş sayfaların canını acıttığı gibi, duygusuz bakışlar bu duvarları kırbaçlamamış mıydı? Şifam olduğunu sandığım gülüşlerin kenarındaki virgüller; umutla hayal kırıklığının birbirine dolandığı, noktayı hep ertelediğim paragraflarda olduğu gibi, perdenin kıvrımında da yok muydu? Ya şu eve has koku... Sayfaların özütü çıkarılsa, biz gibi kokmaz mı?

Her gece ölümle koyun koyuna yattığınız bir hastane yatağına tekrar bakmak gibi bu. Stockholm Sendromundan hâllice, gitmek için can atıyorsunuz; ama bir parçanız da "Kalsam ne olur?"u tartıp duruyor. Gitmek, işte bu yüzdendir ki; gerçekten de fiyakalı bir eylem: Gidip de yeninin bilinmezliğinde tekrar hayata tutunabilmek, geçmişin tüketen boyunduruğundan taze umutlar vaat eden geleceğe sıyrılabilmek yine de cesaret istiyor.

"Her şey tamam mı?" diye soruyor Cem arkamdan usulca.

Ama karnınızda minicik bir beden, aklınızda bambaşka bir ruha ait o potansiyel yaşamın sorumluluğu ve bilinci, kalbinizde de onun devasa sevgisini taşıyorsanız, bunların hepsi teferruat... Sevgiden doğan, sınır tanımaz bir cesaret; herhangi bir ikilemin açtığı çatlakları kapatıyor, şüphe sızıntısını engelliyor.

"Tamamdır," diyorum çantamı omzuma asarak. Kapıyı son kez kilitlemek üzere süslü anahtarlıklara bağlanmış anahtarı elime aldığımda, nasıl bir his olduğunu unutmamak istermiş gibi şıngırdatıyorum. "Gidebilirim."

Efsanevi (Efsanevi #1)Where stories live. Discover now