Husumet

5.7K 459 128
                                    

Zırhlı aracın içinde yan bir bakış yolladı Rıdvan lakin Oktay Komutan da gram mimik yoktu. Rıdvan sürmeli kara gözlerini bir an olsun Oktay Komutan'ın üzerinden çekmeden savurdu iki tur tespihini.Allah vardı,gram kusuru yoktu Pınar'a karşı. Hatta kız yorulmasın diye çantasını dahi poşetlerle birlikte taşıyor,kapısını bile kendi açıyordu kızın. Öyle ki Pınar arabadan inerken ve binerken onun için kapısını tutuyordu koskoca komutan.

"Sakat mısın kötürüm mü."diye azarlamıştı Pınar'ı Rıdvan etini çimdiklerken. Elbette bunu Oktay Komutan bakmıyorken yapmıştı. "Kırıtma,adam gibi bin arabaya."

Komutan işitse  kızın ağabeyi falan demeden cesedini sererdi nehir yoluna doğru.Ama Rıdvan tanıyordu,Komutan'ın gerçek yüzünü biliyordu. Siluetini ezelden tanıyordu.Çırılçıplaktı Rıdvan. Çırılçıplak yara bere vücuduyla sokağın ortasında gece karasında inim inim inliyordu. Tek bir Allah'ın kulunun geçmediği o ıssız ve tenha sokakta ,yüksek dozdan çırpınıyordu. Çok net hatırlıyordu o geceyi Rıdvan. Yardıma muhtaç kalıp inim inim inlediği o geceyi çok net hatırlıyordu.

O gece Mirza'nın koynundan çıkmıştı ama Mirza'nın  verdikleri yeterli gelmeyince Mirza'nın arkadaşı olan bir başka adamdan başka şeyler de almıştı. Anıları,zihnindeki kör karanlıkları susturmak için abanmıştı. Birden fazla şeyin tepkisi ise ağrılı olmuştu.O gece koynuna girdiği diğer adam yatakta kasılıp,atak geçiren Rıdvan'ın geberip gideceğinden korkmuş olsa gerek içinden aceleyle çıkmış,üstünü bile giydirmeye lüzum görmeden çırılçıplak atmıştı sokaklara.

Rıdvan bitikti.Rıdvan hepten yitik biriydi.Oktay Komutan'ın midesini bulandıran bir sinekten öte değildi.

Haklılık payı vardı. 

O gece komutanın postallarının dibine inim inim inlemişti yağan yağmurla,acıdan krizlere girerek tortop olmuştu. Cenin pozisyonunda ağlamıştı kirli ve ıslak kaldırımların üzerinde krizlere girerken. O an ne gördüğünü hatırlamıyordu ama bir yerlerden düşüyor gibi hissettiğini,gerçekle halis olanı ayırt edemediğini iyi biliyordu.

"Kalk yerden!"diye emretmişti halisleri silen gerçeğe döndüren o gür ses. "Kalk!"

Baygın gözlerle inlemişti "Kö-Köpeğin olam,yardım et bana...." Rıdvan acizdi,yardım dilenmişti acıyla.

"Kalk!"

"Kalk dedim sana."diye gürlemişti yeniden ve postalların sivri ucuyla sert bir tekme geçirmişti Rıdvan'ın midesine.Uyuşuk,gerçeklik algısı yitip gitmiş Rıdvan onun komutan olduğunu bile zar zor idrak etmişti. Öyle ki bacaklarını sarmalayan kamuflaj,postal ve zırhlı yelekten ancak idrak edebilmişti kimden yardım dilendiğini.

Rıdvan krizlerle titremiş,inim inim inlemişti.

Komutanın tek yaptığı ise tükürüp geçmek "Geber amına koduğumun iti."diyerek ilerlemek olmuştu.

"Elini dahi sürmedin."dedi Rıdvan kendi kendine fısıldarken. "Kafamı yerden bile kaldırmadın. Bir de bacımı istiyorsun utanmadan. Sikerler,enişte bey."diye fısıldadı Rıdvan dolan gözleriyle.

"Kes."diye tısladı Oktay Komutan direksiyonu sıkıca kavrarken. Dikiz aynasından arka koltuğa bir bakış attı. Pınar arkada sessizce uyuyordu zira çarşıya uzaktı ev. Yol kızı sarsmıştı.

"Ağzımdan burnumdan kan gelene kadar dövdün beni."diye fısıldadı Rıdvan tespihini sallarken. "Sana kız mız yok,atıyorsun nişanı."

"Pınar benim."dedi Oktay Komutan delici kehribarları parlarken. Ani ve acı bir fren sesiyle durdu araba. "Seni şu yola atar,ezer geçerim,leşini kendin gibi itler yer."

"Bacı benim ulan! Bırakacaksın diyorum sana."diye tısladı Rıdvan. "Kız mı yok amına koyayım, şehirden gelmişsin köylü kızı alacaksan bintane kız var hanede."

"Sana hesap mı vereceğim ulan müptezel it ? Sen kimsin,sen nesin. Canını almıyorsam Pınar için."diye fısıldadı Oktay Rıdvan'ın boğazını sıkarken. "Kes sesini bok çuvalı,ananı sikerim senin."

"Ailemde istemiyorum ulan."dedi Rıdvan yumruk sıkarken.

"Uyuşturucu için torbacıların altına yattığını duymasınlar diye mi ?"diye gürledi Oktay Komutan yuvasından fırlayan gözlerle. Kehribarları deli yanan bir alevle koyulmuş,çene hattı keskin bir kılıç halini almıştı.Öyle ki heykeller kadar kusursuz olan o suratı bir katili anımsatıyordu.

"Siktir lan! İktidarsızsın da bizim salağa mı kakalayacaksın yoksa kendini..ondan mı taktın,salak gördün tabi..."

"Amına koyarım çocuk."diye gürledi Oktay iki eliyle boğazından sıktığı oğlanın kafasını torpido gözlerine çarparken. "Hayatını karartırım,senin leşini sererim. İktidarsız kelimesini bir daha ağzına alırsan sikini ağzına verir,sokak sokak gezdiririm seni. Ama sen alışıksın torbacıların orospusu olmaya,ona da alışırsın koçum."

"Bırak."diye inledi Rıdvan nefessiz kalmaktan morarırken. "Bırak,at nişanı.."

"Sen bacını düşünmüyorsun ,kendi bokunun öğrenilmemesi için Pınar'ı harcıyorsun!"diye tısladı komutan.

Baş parmaklarını  Rıdvan'ın elmacık kemiklerine sürüp,göz altı çukurlarına bastırdı. Rıdvan acıyla dolu bir inilti koyverirken gözlerine bastırdı parmaklarını Oktay. Rıdvan'ın gözleri acıyla ağrıyor,kasılıyordu. 

"Daha yukarı çıkarırım ellerim,bir anda gözlerinin içine sokarım."diye fısıldadı Oktay yavaşça. "Dağdaki teröristlere yaptığımın aynısından. Göz çukurlarına parmaklarım girerken,gözlerin yuvasından çıkar orospu çocuğu. Hayatını sikerim,kanın elime dolarken o kanını sana geri içiririm. Hem de tasa koyar,köpekler gibi yerden içiririm sana kendi kanını."

"Aileme.."dedi gözleri acıyla kısılan Rıdvan. "Söyleme,bilmiyorlar."

"Söylemesem nolcak lan ?"diye fısıldadı Oktay alayla. "Ya birinin altında gideceksin,ya kafayı bulup krize girerken gideceksin geberip."

"Aşık olacak başka kız mı bulamadın."dedi Rıdvan acıyla inlerken. "Neden benim bacım ulan!"

"Kes sesini."dedi Oktay Komutan hırsla direksiyona geçerek. Kız seslere uyanırken fısıldadı Rıdvan'a. "Kes sesini,kendi bokunda boğarım seni."













İktidarWhere stories live. Discover now