Oktay'ın Öfkesi

6.2K 476 173
                                    

Savruk adımlarla eve girdiğinde tüm dünyası dönüyordu. Halı ayakları altından bin defa çekilir gibi oluyordu. Sanki birileri Rıdvan'ın ayaklarının altından dünyayı çekip alıyordu,kilim gibi savruluyordu oğlan.Zikzak çizen adımları,hızla atan nabzı ve terlemeye başlamış elleriyle birlikte güzel kafasının doruk noktasını yaşıyor olsa da belki de gerçekten bu gece Mirza ile kalmalıydı.

En iyi ihtimalle sarhoş zannedilecekti lakin gözleri kan çanağı haldeydi ve kesinlikle titremeleri artmıştı. Bir köşede duvara yaslanmak ve soğuk fayansa uzanıp zihinsel dünyasında hazla nirvanaya ulaşmak dışında bir gayesi yoktu.Damarlarında dans eden sıvının verdiği hürriyeti ve coşkuyu hiç bir şeyde alamıyordu. Dünyanın renkleri geri gelmiş gibi hissediyordu.Odasına geçip yatağında kafasını yaşamayı planlamışsa da bu pek mümkün olmamıştı. Annesi oradan oraya yiyecek içecek,ikramlık taşıyordu. Yengesi ise köpürüp ocağa dökülen kahveden geriye kalanı pay etmeye çabalıyordu.

Misafir...

En iyi misafir,hiç gelmeyendi. Bu nedenle zaten gün boyu yorulmuş,ardından ise Mirza tarafından defalarca becerilmiş haliyle katlanmayacaktı kimseye.Tarçın,portakal kabuğu. Baskın ,tatlı fakat sert. Burnunun direklerine dolacak ve iç dünyasındaki soyutlanmadan onu çekip alacak kadar "burada" hissettiren yoğunlukta !Rıdvan içinden bir küfür savurup koltukta oturanlara baktı. Hiç. Amcası keyifle Pınar'ı dizinin dibine almış diğer kızı- yiğenini- de köşeye çekmiş oturuyordu. Televizyonda bir dizi açıktaydı. Arkada ses olsun diye duran televizyona gözlerini kısıp baktı.

"Amına koduğumun kontrol manyağı Oktay..."diye mırıldandı. "Burun direklerimi kontrol ediyor sanki."

Rıdvan kendi burnunu kaşıyıp hafifçe çekti. Arada bir burundan bir şeyler çekmekten sanırım tahriş olmuş ve koku duyusunu kaybetmeye başlamıştı burnu. Zira portakalımsı bir koku alıyordu ve bu koku o kadar yoğundu ki sanki tenine sinmiş olan Mirza'nın parfümünü bile bastırıyordu.

"Oktay ,evladım."diye sesleniyordu annesi. "Balkona mı getireyim çocuğum yoksa içeride mi..."

"Hassiktir."diye gürledi ve Rıdvan yalpalayan adımlarla birlikte. Balkona adımladığında ise  burnunun sağlığından emindi. Kokunun kaynağı buradaydı. Evinin pimapenli balkonunda sigara içiyordu. Elinde tuttuğu sigarası dudaklarına değiyordu,boğazlı bir kazak giymişti. Omuzları üzerinde asılı duran montuyla birlikte telefonuna bakıp umursamazca sigara içiyordu.

"Rıdvan kahve.."

"İstemem."dedi Rıdvan sinirle balkon kapısını kilitlerken. "Ne işin var lan senin evde?"

Oktay yeniden o bakışı atmıştı. Burun direklerini kıran bir çöpe nasıl bakılırsa,öyle bir bakıştı bu. Küçümseme bile yoktu. Hatta aslında tiksinme bile yoktu. Sanki varlığının nedenini sorgularcasına bir bakıştı bu.

"Enişte Bey."diye fısıldadı Rıdvan titreyen elleri ve dönen başıyla. "İktidarsızsın anladık da iktidarı benim evimde mi kuruyosun siktir git lojmanına ve..."

"Yemin bozduracaksın bana."diye mırıldandı Oktay sigarayı sertçe üflerken. "Siktir git şuradan."

"Ev benim ulan!"diye gürledi Rıdvan alayla. 

"Bak,seni sikmemek için kardeşine yemin verdim."diye atıldı Oktay oğlanın yüzünü cama bastırırken. "Anlıyor musun ,Kuran'a el bastırıp,yemin verdirtti. Şerefim üstüne yemin verdirtti. Yoksa seni şuraya gömerdim..."diye gösterdi çöp konteynırını işaret ederek.

"Niye amına koyayım toprak kabul etmez mi?"diye fısıldadı Rıdvan alayla. "Çöp müyüm konteynıra gömüleyim..."

Oktay oğlanın diş izleri ile kaplı emilmekten ve ısırılmaktan morarmış boynuna bir küfür savururken Rıdvan alaylı bir kahkaha bastı. "Söylesene ? Desene Pınar'a, abinle ben önceden tanışıyorum. Abinin sikik halde yerlerde toplandığını izledim,soğukkanlı bir orospu çocuğu gibi tekme atıp hakaret ederek bunu yaptım diye..."

İktidarWhere stories live. Discover now