Yak Bildiğin Tüm Doğruları

6.1K 510 114
                                    

Oktay oğlanı kendi montuna sıkıca sarmalarken alnından boncuk boncuk terler akıtan esmeri kucağına sabitledi. Rıdvanı hafif yanlamasına gelecek şekilde dizlerine yatırdığında oğlanın yüzü Oktay'ın boynuna gömülüydü.

"İnadına sokayım ulan !"diye gürlüyordu Oktay. Oğlana hem derin bir hırs duyuyor hem de onu kendi montunda sarmalıyor,kendi göğsüne bastırarak  üşümesini gidermeye çalışıyordu.

Her sikik şeyi daha da çıkmaza sokmak konusu Rıdvan'ın kendine yaptığı favori aktivitesiydi. O gece en başından Mirza ile gitmesine izin vermekle aptallığın büyüğünü kendisi yapmıştı Oktay lakin o gece bir şeyin farkına net biçimde varmıştı.Mirza'nın boktan bir herif olmasına ve Rıdvan'ın bile isteye onunla gidip kendini hiç etmesine öfkeli değildi. Rıdvan'ın onun yanından ayrılıp,Mirza'nın yanına gitmesine deli gibi öfkeliydi. Başında Pınar durmaksızın çığ yaratan bir kar tanesi gibiydi. Kar tanesi erimesin diye Oktay kendi elleriyle bitmek tükenmez bilmeyen bir çığ yaratmış ve sonunda altında kalmıştı.

Arkadaşları daha fazla bu yalana tahammül edememiş bizi ister sil istersen de öldür diyerek nikaha bir gece kala Oktay'ın ailesine eve düşen yıldırım gibi ne varsa anlatmışlardı. Oktay bir yandan kriz geçirip çocuğunu kaybeden kızla uğraşırken diğer yandan ilk uçakla buraya gelecek ailesiyle muhattap olmak zorundaydı. Kimse çocuğunu bile isteye ateşe atmazdı ve Oktay ateşe yürümüyordu. Ateşin ta kendisi olduğunu hissediyordu.

Önce sikko aşiretlerinin kapısına dayanmış daha sonra zorla geri çekilmişti tertipleri tarafından. O evde Mirza oğlanı zorla alıkoymamıştı. Rıdvan kendisi onunla birlikte o eve girmeyi tercih etmişti. Yanlış giden bir şey olduğu kesindi lakin Oktay elini kolunu sallayarak konağı basabilecek "normal" bir adam değildi.Üniformalı ,namı büyük,"ünvanı" ile hareket etmesi gereken biriydi.Oğlanı defalarca kez evden çıkmaya zorlasa da "Ben Mirza'ya aşığım,ona yanıyorum."cevabını samimi de bulmamıştı. 

Oktay ,Rıdvan ile ne yapacağını şaşırmıştı. Sağına yatıyordu aklına düşüyordu,soluna dönüyordu oğlan yine aklına düşüyordu. Uyumaya çalışıyordu rüyasına giriyordu,gece uyuyamıyor kendini içkiye veriyordu yine aklında tünüyordu.Oktay dünyanın en sikik gururuna sahip bir ahmak olduğunu biliyordu. Ayrıca inadından kendini sikecek kadar agresif yapısıyla da artık kavga etmiyordu.

Kontrolü kaybeden biriydi,bunun da farkındaydı.

Bu gece dilekçeyi önüne almış,imzayı basmıştı. İstifa edecekti. Uğruna çocuk yaştan beri dağ başında,evsiz yurtsuz kaldığı mesleğini terk edecekti. Sıfatlarından,rütbelerinden arınacaktı ama yine de o konağın içinden geçecek ve oğlanı döve döve de olsa oradan çıkaracaktı. Sabaha istifa dilekçesini vermeye hazırlanırken oğlanın telefonuna yüklediği GPS sinyal vermiş,başka konumu işaret etmişti.

Kontrol deliliğini de Rıdvan'a karşı olan aşırı tutumlarını da inkar etmiyordu,edemezdi. Rıdvan'a da şakayla karışık olarak demişti. Ruh hastası değildi ama Rıdvan nereye adımlasa onu GPS üzerinden takip ettiğini de dürüstçe itiraf etmişti. Günlerdir bataklıkta "çakılı kalan" konum bir anda başka konuma sinyal verince Oktay sikik mektubun teslim süresini bile beklemeden arabaya atlamıştı.

"Kendine gel."diye mırıldandı Oktay oğlana sertçe. Yüzünü tutup  oğlanın solgun yanaklarına dokunmuştu. "Rıdvan,kendine gel."

"Postallı adam beni tekmelemiyor."dedi Rıdvan acıyla tebessüm ederek. "Ölüyor muyum?"

"Henüz değil,seni ben öldüreceğim."diye mırıldandı Oktay keyifsizce.

"Oktay.."diye fısıldadı Rıdvan. "Mirza'ya yanmıyorum."diye mırıldandı. "Benim zaten hayatım yok,kendininkini de mahvetme diye dedim."

İktidarWhere stories live. Discover now