Sürmeli Ceylan

4.9K 418 129
                                    

Terzi uzun uzun hesap kitap yapsa da Oktay uzun ve kalın gövdesiyle damatlık için yaratılmış görünüyordu.
Pazardan alınmış alelacele bir şey giyse bile böyle olurdu ki özel dikim yaptırmıştı Oktay.
Komutan daha kasabaya adım attığında esnaflar dükkana çırak bırakıp topuklamıştı.
Çünkü it götüne çıkıp gireceklerini biliyorlardı.

Kızlar yeniden sıra olmuştu.
Adamın pazartesi günü nikahı olduğunu bilseler de son bir kurşun atarcasına önlerinde volta atıp duruyorlardı.

Bir kez.
Sadece bir kez bile dönüp hiç birine bakmamıştı Oktay.
İçlerinde Pınar'dan kat ve kat cilvelisi, güzeli,güzel huylusu bile vardı.
Lakin Oktay bakma gereksinimi değil,başını oraya çevirme yoluna dahi girmemişti.
Emir almış gibi ayakları direkt olarak terziye adımlamıştı.

Ulan Rıdvan dedi Rıdvan kendi kendine.
Sen ne sokuk adamsın.
Bacın evleniyor,üzerine bir takım alamıyorsun.

"Senin adamlığını sikeyim."diye fısıldadı Rıdvan sigara tellendirirken.
Aynadaki aksine bakıp,üfledi dumanı.
"Bir bilezik takamayacaksın,senin ben adamlığını sikeyim."

Oktay üzerinde son tadilatlar yapılırken Rıdvan dükkandan çıkıp kapı önünde nefeslendi.
Kalbi sıkışıyordu.
Buralarda gelinlere abileri kiloyla altın takardı. Buralarda aileleri kızlarına bir araba parası gerdanlık set alırdı.
En yoksulu da anlı şanlı düğün yapar bir burma takardı.

Borçla dahi olsa.
Hiç bir abi,hiç bir baba bomboş yollamazdı.

Rıdvan dudaklarını kemirirken yandaki kuyumcuya göz gezdirdi.
Emanet takabilirdi.
Nikah sonrası geri alırdı,iade ederdi. Hem Oktay'a da rezil olmazlardı. Borcumuz vardı başka düğüne götürmüş Pınar derdi, çıkardı işin içinden.
Lakin aylak,serseri bir inşaat amelesine kuyumcu değil emanet altın,anahtar teslim etmezdi.

"İki gözüm.."diye fısıldadı ensesini okşayan nefes.
Tenha arayolda belinden hızlıca kavramıştı.

"Siktir..." Rıdvan yerinde zıplarken Mirza alayla oğlanın yanağına bir ısırık bıraktı.
"Sokaktayız pezevenk!"

"Görmez kimse."dedi Mirza dudak dişleyip.
"Neredesin geceden beri?"

"Komutanda."dedi Rıdvan alayla.
"Eniştemle çeyiz seansı."

"Ukala psikopatla ne işin var ?"dedi Mirza gözleri irileşirken.
Hırsla yumruklarını sıkmış "Sana bir şey mi dedi..."diye fısıldadı.
"Pürüz mü yapıyo Pınar'a.."

"Yok pazartesi nikah var ya."dedi Rıdvan alayla.
"Onun için erkek erkeğe çıktık öyle."

"Çıkma sen kimseyle erkek erkeğe."dedi Mirza hırsla.
"Ben alırım eksiklerini,o gitsin karısını çarşıya çıkarsın."

"Mirza..."dedi Rıdvan dolu dolu bakan sürmeli gözleriyle.

"Söyle."diye mırıldandı Mirza burnunu oğlanın yakasına gömerken.

"Yapma.."

"Çok özledim."

"Görürler..."

"Görmez kimse."dedi Mirza dalgınca.
"Benim sende gördüğümü kimse görmez."

"Pazartesi için..."dedi Rıdvan hüzünle.
"Bana gömleklerinden versene."

"Olmaz."dedi Mirza sertçe.

"Niye lan,sıçmayacağım."

"Seni benim eskilerimle çıkarmam oraya."dedi Mirza tebessümle.
"Yenisini alalım sana. Diktirelim mi? Hangisini istersen."

"Söz mü?"

"Söz."dedi Mirza yutkunurken.
"Bilezik aldım ben,sana da aldım. Sen onu ver. Gramı düşük benden olsun."

"Gerçekten mi."dedi Rıdvan alayla.
"Siki yedim diye zırlamak istiyordum,amına koduğumun evliliği çok erken oldu. Biriktiremedim."

"Ben daha ölmedim."diye fısıldadı Mirza gözlerini çocuksu bir sevinçle kısarken.
"Ben varım,sen üzülme diye."

Mirza oğlanın boynuna dudaklarını gömerken Rıdvan gözlerini usulca yumup sokak duvarına sırtını yaslamıştı.
"Biri görmeden eve geçelim."diye mırıldandı sessizce.

"Çok özledim."diye mırıldandı Mirza.
"Dün gece çok güzeldin."

"Sadece dün gece mi?"

Mirza ara sokakta ,kuş uçmaz kervan geçmez yerde oğlanın belini okşayıp dudaklarına dudaklarını gömerken "Her gece hep güzelsin."diye yanıtlamıştı.

Rıdvan hoşuna giden iltifatla gözlerini yumduğunda o an sanki ilk defa onu öptüğü geceye gitti.
İkisi de evinden uzak , boşlukta iki oğlan çocuğuyken yurdun banyosunda ilk kez birbirlerine dokundukları gecelere.

Mirza varken Rıdvan hep sırt üstü düşmüştü yere.
Çünkü Mirza onun için hep oradaydı.
Kendisinden büyüktü,ailesi aşiretti,daha güçlüydü.
Ne olursa olsun bir şekilde Rıdvan'ı kaybetmeyi asla istemezdi.
Rıdvan da gizliden gizliye onsuz olmaktan korkardı.
Onu batağa çekmiş olsa da Mirza her zaman el üstünde tutardı.

Rıdvan onun öpüşüne karşılık verip elini Mirza'nın bacak arasında usulca gezdirdiğinde izleniyor hissine tutulmuştu.
Ensesinde gözler hissediyordu.
Sert ve çetin.

Oktay arabanın camından bir çöpe bakar gibi Rıdvan'ın sürmeli gözlerinin zevkten baygın haline baktığında yüzünde tek bir ifade okunuyordu.
Tiksinti.

Rıdvan korkuyla Oktay'ın gözlerine baktığında bu sabah ona uzun uzun şarkıların hikayesini anlatan,çocuklara şeker dağıtan,askerleriyle kahvaltı yapan ışıltıların hiç var olmamış gibi karardığına şahitti.

Sanki bu sabah ki Oktay hiç var olmamış gibi tüm hikayeleri başa sarmıştı.

İktidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin