Dermansız Dert

5.8K 424 204
                                    

"Oktay!"diye gürledi Rıdvan, arka kapıdan hışımla ilerlemişti. Yumruğunu Komutan'ın göğsüne o kadar sertçe indirmişti ki Oktay bir an ne olduğunu bile anlayamadan şaşkınca kalakalmıştı ."Amına koduğumun iti!"diye gürlemiş ve tekrar bir yumruk daha indirmişti. Bu sefer ki yumruğu uzun ve iri adamın çenesine denk gelmişti.

Oktay iki yumruğu da karşılıksız bırakınca gözlerinden ateş püsküren Rıdvan bir küfür daha savurmuş ve sert bir tokadı havaya ,doğruca onun elmacık kemiklerinin üzerine gelecek şekilde kaldırmıştı. Oktay ,Rıdvan'a karşı elini kaldırmasa da bu sefer karşılıksız bırakmamıştı. Havada tuttuğu eli sıkıp,bileğini büktüğünde onu sertçe duvara ittirmişti. Rıdvan kafasını sertçe duvara çarpmış ve sızlayan ensesini tutarak acıyla inlemişti.

"Senin şerefin yok!"diye gürlemişti Rıdvan. "Senin her şeyin yalan!"

"Sözünü geri al."diye fısıldadı Oktay. Kehribarları irileşmiş,donuklaşmıştı. Rıdvan'ı hala neden yerden yere vurup öldürmediği hakkında Rıdvan'ın tek bir fikri dahi yoktu ancak Rıdvan için ölmek manasızdı o an. Kanında coşagelen madde,tepesinde hırs ve kalbinde derin bir kırıklık vardı bu da onu ekstra kontrolsüz hale getiriyordu.

"Senin şerefini sikeyim olmayan şerefini sikeyim. Gözümün içine baka baka nasıl da gururlu mükemmel herif imajı çizdin,amcık herif!"

"Dilini koparırım."diye gürledi Oktay. Oğlanın boğazından sıkıca kavrayıp duvara sertçe çarpmış, gür bir sesle haykırmıştı. "Dilini koparıp,sokaktaki itlere atarım! Sözünü geri al!"

"Yarım akıllı bir kızı hamile bırak."diye fısıldadı Rıdvan acıyla. "Hiç bir bok olmamış gibi insan içine çıkmaya yüzün olsun. Ne geçiyordu ulan aklından? Oynar bırakırım mı diyordun ,peşinde zibilyon karı kız geziyor zaten? Doymadın mı Oktay. Ne istedin o aklı yarımdan!"

"Sana,sözünü geri al dedim!"

"Olmayan şerefini sikeyim!"diye gürledi Rıdvan ve boşta kalan eliyle Oktay'a tekrar bir tokat savurdu. O kadar sert bir tokattı ki...tüm gecenin sessizliği içerisinde yankılanan bir tokattı. Oktay irileşen,koyu hale gelmiş gözlerini oğlanın gözlerine dikmişti. Elleri onun boğazını sarıp,nefessiz bırakıyordu.

"Havlama,anla ve dinle önce."diye gürledi Oktay. "Havlayacak mısın? Geberteyim mi burada seni ?"

"Hamile kalmasa düğün işine girişmeyecektin bile değil mi?"dedi Rıdvan acıyla. "Sikinde falan değildi onunla evlenmek. Anlamam lazımdı,ben aşık olmam,evlilik boş iş...Anlamam lazımdı sadece piçin var diye evlenecektin ondan yangından mal kaçırır gibiydin!"

"Lan sikik!"diye gürledi Oktay oğlanın boğazını sertçe sıkarak. "Sus diyorum,sus,sus,sus Allah'ın belası sus! Dinle bir.."

"Susmuyorum amcık !"

"Susacaksın!"

Oktay oğlanı duvarla arasına alırken alnını alnına yasladı.

"Evleneceksin!"diye gürledi Rıdvan hırsla.

"Sen ,sen kokmuyorsun."diye fısıldadı Oktay dalgınca. "Başkası kokuyorsun,o herif gibi kokuyorsun.."

"Çocuk ölse de yarın o nikah olacak."diye gürledi Rıdvan acıyla. "Duydun mu! Evleneceksiniz!"

Rıdvan yeniden bir yumruk salladığında Oktay daha fazla dayanamayarak derin bir inleme koyvermişti. Bu ciğerden,öyle bir sızıyla atılmış iniltiydi ki bir çeşit feryada benziyordu. Sessiz ve kısa olsa da en az babasının cenazesinde annesinin attığı feryat kadar derin bir feryattı.

"Çocuk benim değil!"diye tısladı Oktay. " Pınar'a elimin ucunu değil gözümü sürdüysem geberip gideyim , çocuk benim değil!"

Rıdvan daha da büyük bir hırsla Oktay'ın gözlerine bakarken tükürürcesine yanıtladı "Sen benim kardeşime ne demek istiyorsun ulan! Sen ne ima ediyorsun! Evleneceği heriften değilse de kimden!"

İktidarDove le storie prendono vita. Scoprilo ora