Kova

4.5K 435 73
                                    

Can bulur mu toprağım gözyaşınla.

Rıdvan terlediği uykusunda bir sağa bir sola dönüyordu. Çarşaf ensesine ve beline yapışmıştı. Üstü çıplaktı,altında ise yalnızca iç çamaşır vardı. Hatta Oktay'a ait olan iç çamaşırı onun ince beline o kadar geniş ve çuvalımsı gelmişti ki Oktay iç çamaşırın bel lastiklerini iki kat yaparak oğlanın kemiklerinde sabitlemişti. Rıdvan'ın koyu renk saçları alnını perçinlemişti. Duştan sonra nemli halde uzanmıştı ,yatarken kurudu derken şimdi de ter serüveni ile sırılsıklam hale gelmişti.Dünya bir hız treniydi. Yatak dönüyordu ve yan yatmasına rağmen yine de başı dönüyordu. Midesi ağzına kadar geldiğinde öğürerek doğrulmuştu.

Yanındaki adam ise bir kuş uykusuna sahipti. En ufak çıt sesinde anında doğrulmuş,Rıdvan'ı tutup ondan önce kovaya uzanmıştı.Rıdvan'ın kusması için oğlanın başını ensesinden sıklıkla kavramış,kovayı ise çene altına almıştı. Oğlan ağzını dayayıp kovaya içini çıkarırken midesi kasılmış ve bir küfür savurmuştu. Midesinde sadece Oktay'ın yaptığı hazır çorba,bir kaç dilim tuzlu peynir ve su vardı. Onları da çıkarınca daha da rahatlamış hissediyordu.

"Komutan."dedi Rıdvan boğazını temizleyerek. "Uyuduğunu bilmesem alarm mı kurdun kusmuk için derdim."

"Boş yapma,çıkar."

"Kalmadı ki bir şey."

Oktay yandaki şişeye uzanıp oğlan için su doldururken Rıdvan tiksintiyle yanındaki kovaya bakındı. Daha sonrasında yorgun bakışları sataşmak üzere Oktay'ın üzerine kurulmuştu. Aralarında yastık vardı  ve Rıdvan ,Oktay'ı iğneleme sporunu hasta olsa da geride tutamıyordu.

"Çin Seddi niçin var?"dedi Rıdvan tek kaşını havaya kaldırmıştı. Solgun bir tebessümle birlikte sırıttı ve yayıldı. "Üstüne kusmayayım diye mi ?"

"Ha?"dedi Oktay boş bir bakışla. "Yok,uyurken falan bir yerim gelir,eline koluna falan...

"Hı?"

"Yani çarparım uykudayken falan orana burana,yanlış anlama."diye mırıldandı Oktay suyu uzatarak.

Rıdvan iki eliyle bardağı kavramış ve daha da büyük bir sırıtma ile yanıt vermişti. "Kaldı mı böyle centilmenler ya? Bana değil,yastığa dayamak için yani."

"Mal geldin mal gidiyosun ha."dedi Oktay sinirle. 

Rıdvan şımarık bir tavırla burnunu  kırpıştırmış ve Oktay'dan tarafa dönmüştü. Aradaki yastığı ittirirken  dudak büzüp yanıtladı. "Yatağın da epey ciksmiş.Keyif verici şekilde yumuşak."

"İyi,yatarsın yayıla yayıla."diye mırıldandı Oktay. "Ölürsen haberdar olayım diye buradayım,yarın koltuğa geçeceğim."

"Hm, şöyle bir Allah'ın lütfu yanında uzanırken koltuk mu ?"diye fısıldadı Rıdvan gözlerini devirip. Yorgun olsa da gereksiz ve şom ağız olmayı seven bünyesi kafa dağıtmaya ihtiyaç duyuyordu.

"Kusmuk kovalı Allah'ın lütfu."diye yanıtladı Oktay kehribarlarını sıkıca yumarak. "Uyuyacağım,kes."

"Harbi iktidarsız olabilirsin."diye mırıldandı Rıdvan alayla. "Şaka maka..Anlamazdım yanlış."

"Ne?"

"Başkası olsa anlardım da senin yanında anlamam."dedi Rıdvan göz kırpıştırıp. "Çırılçıplak beni yıkadın,bakmadın. Üstümü değiştirdin,sadece yüzüme baktın. Şuan yanında çıplak yatıyorum ve değmemek için araya yastık alıyorsun."

"Etinle ilgilenmiyorum oğlum."

"Ruhumla ilgileneceksen söyleyeyim,şeytana sattım."diye mırıldandı Rıdvan kıkırtıyla. "Oktay."

İktidarWhere stories live. Discover now