Yükler ve Hammalar

4.6K 410 81
                                    

Hayatı boyunca uçurum kenarında seksek oynadığını varsayıyordu. Ufak bir çocukken dahi yol üzerine tebeşirle çizilen seksek oyununu adeta kan ve gözyaşıyla uçurum kenarındaki hudutlara çizmişti. Tek ayak üzerinden aksak gitmek ve çizgilere basmamaya çalışmak onun için bir oyun değildi. Düşmek ve tutunmak arasında ince bir çizgide gelip gitmeye her zaman alışkındı.Kendi can acısını unutalı ya da unuttuğunu varsayalı epey olmuştu. Kendi canı yansa ,canı muhtemelen böyle derinden yanmayacaktı üstelik.

Kollarında kan ter içerisinde baygın uzanan kız arabanın arka koltuğunda dizlerine uzanmıştı. Arabanın tavanına boş bakışlar atan mavileri solgun,ruhsuz ve hissizdi. Dudakları ezbere bir cümleyi mırıldanıyor gibiydi. Bozuk bir plak gibi başa sürerek aynı kelimeleri yineliyor,baygın bakışlarıyla aracın tavanını izlemeye devam ediyordu.

Mirza,ikiletmemişti. Rıdvan'ın dudakları arasından çıkan herhangi bir kelime Mirza için her zaman ferman niteliği taşıyordu. Tek bir telefonda ,gömlek yakalarını bile doğru düzgün iliklemeden kapının önüne gelmesi beş dakikayı bulmuştu.Rıdvan'ın kafasında binlerce soru vardı ancak Mirza'nın savruk hali şuan zihnini meşgul eden son şeylerden biriydi.

Konaktaki evi buraya yarım saat uzaktaydı,nasıl beş dakika içerisinde gelmişti ? Bilmiyordu.Üstü başı neden kırışıktı,gömlek yakası neden buruşuktu ve düğmeleri yanlış iliklenmişti ? Bilmiyordu.Rıdvan artık hiç bir şeyi bilmek istemediği bir mertebedeydi. Hiç bir gerçeklik onu sarmalamamalıydı. Onun sadece kanında dolaşan,beynini karıncalandıran ve dünyayı toz pembe kılacak bir şeylere ihtiyacı vardı.

Toz pembe bir dünya istiyorsa damarlarında gezinen toz karışımına sıkıca tutunması gerektiğine emindi.

"Oktay..."diye mırıldanıyordu Pınar. Rıdvan başının üzerinden kaynar sular dökülme hissiyle ürperse de yumruklarını sıktı. Kızın kan ve terden keçelenmiş saç tutamlarına zoraki bir temasta bulundu. Eskiden olsa dağları sırtlanıp devireceği bir takım olaylar konusunda parmaklarını bile hareket ettiremez hale geliyordu insan,acıydı lakin Rıdvan bunu da düşünmek istemeyecek kadar solgundu.

Mirza endişeli bakışlarlarını dikiz aynasından sunmuştu. Rıdvan'ın kanlanan sürmeli gözlerine kısacık bir bakış attıktan sonra hastane yoluna doğru sürmeye devam etti,hız tabelalarını ya da kırmızı ışığı umursamadan tam gaz ilerlemeyi sürdürüyordu.

"Bir şey sorma."dedi Rıdvan kızın çığlıkları arasında sessizce. "Hiç bir şey sorma,Mirza."

"Sormama gerek yok."dedi Mirza direksiyonu sertçe kırarken. "Görebiliyorum,belli ki sen de görüyorsun."

"Evdekiler.."diye yanıtladı Rıdvan huzursuz bir ifadeyle. "Onlara nasıl açıklayacağız?"

"Apandist diyeceksin."dedi Mirza sertçe. "Yediği bir şey dokunmuş,apandisti patlamış diyeceksin. Tuvalette bayıldı bizde hastaneye götürdük diyeceksin,sonrası da kendi problemi. Tutmaya çalışırken de düştü bir yeri kanadı de.Seni ilgilendirmiyor."

Pınar hala Rıdvan'ın kucağında sayıklarken Rıdvan havada asılı kalan gözyaşını kirpiklerini sıkıca kapatarak kamufle etti. Can acısından öyle yüksek sesle inliyordu ki Rıdvan'ın içi yerinden olduğu gibi gidiyordu.Rıdvan azapla yüzünü ekşitirken Mirza daha sert bir üslupla yanıtladı.

"Yarın altına girdiği herifin nikahına da girer,konu kapanır."diye gürledi Mirza. "Sen mi girdin herifin altına? Onu da mı takacaksın şimdi kafaya!"

"O benim kard.."

"Kardeşin falan değil,aynı evde yaşadığın amcanının kızı. Kardeşin de nerede Allah bilir.Siktir et şunları diyorum,ağzımı açtırma !"

Mirza'nın dünyasında kurallar belliydi. Kızlar siyasi bir araçtı. Sülalesindeki tüm kadınlar her şeyin en iyisiyle büyürdü. İyi yerler,gezerler,hatta çoğu memleketlisinin aksine diploma bile alırlardı. Bunların hepsi birer kozdu. Babalarının ve erkek kardeşlerinin iktidarını devam ettirmek daha sonrasında da kocalarının ve oğullarının yerini sağlamlaştırmak için oynanan taht oyunlarından bazılarıydı. Elbette sadakatle ve aşkla eşlerine bağlı olurlardı ancak işin ucunda aşiretlerinin çıkarları yoksa o kızların hiç biri çıkıp da işlerine yaramayacak adamlara gönül vermezdi.Erkekleri meydanda hüküm sürse de altından kafesleri bileklerine,boyunlarına dolanmış kadınları gençliklerini gözleri yumulu geçirirdi. Kendine verilene kanaat ederek sindirir,ailelerinin uygun zamanını beklerlerdi.

Ta ki kendileri de boyunlara altın kafes takan hüküm süren yaşlı kadınlar olup erkekleri yönetecekleri zaman gelene dek böyle sürerdi.

Mirza için şuan Pınar tenha bir yerde amca oğlu olan Rıdvan tarafından kafasından kurşunlanması ve temizlenip ortadan kaldırılması gereken bir utanç kaynağından başka bir şey değildi. Mirza,o an yarı ölü gibi duran kıza bakışlarından da bunu gizlemiyordu.

"Ya da kimse duymadan,çek kenara bitir işini."diye fısıldamıştı Mirza. "Sonra da Komutan'ı hallederiz."

Mirza ani bir frenle asfaltı cayır cayır inletmişti. Araba durduğunda Rıdvan savrulan kızın vücudunu sıkıca tuttu ve kendi suratını ön koltuğa çarptığında sızlayan dişinden dolayı inledi. Dilini o kadar sert ısırmıştı ki hem dili hem de alt dişi acır hale gelmişti.

"Siktir!"dedi Rıdvan ön koltuğa bir yumruk sallayıp. "Kızı öldürmeyeceğim,mağarada mısın amcık!"

"Duyulursa Rıdvan'ın kardeşi diyecekler."diye gürledi Mirza hırsla. "Çek bitir işini şurada,yük ettiğine değmez. Yeterince yük değiller mi sana zaten amına koyayım ?"

"SÜR!"

"Bu son Rıdvan."diye gürledi Mirza direksiyonu yumruklarken. "Kendini kullandırırken müsademe bu son!"

"Sen daha fazla kullan diye mi?"dedi Rıdvan tutamadığı gözyaşı yanaklarından sızarken. "Sür,hastaneye bırakalım. Ne hali varsa,kocası alsın."

"Kocası olursa tabi."

"Yarın nikahları var."dedi Rıdvan yumruklarını sıkarak.

"Eğer o nikah gerçekleşmesin,Oktay'ı ellerimle kendim vururum."

Mirza alaylı bir tebessüm kondurup kemerine daima ilintili gezdirdiği silahını kavradı. Arabayı hızlandırmadan önce kendi kemerine sıkıştırılmış silahı okşayıp,aç bir bakışla süzdü Rıdvan'ı. Silah,Rıdvan'ın elleri arasında yerini alırken Mirza kıza böceğe bakar gibi bakış yollayıp yineledi.

"Ben silahı veririm,arkanı toplarım. Kime veya kimlere sıkacağın sana kalmış güzelim."







İktidarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin