Yitik Ruhlar Müzesi

4.2K 403 49
                                    

Rıdvan tek yanağı şişik halde sırıtırken Oktay çay bardağının arkasından oğlanın yansımasını süzüyordu. Rıdvan'ın kendi kendine sırıtmasını kimyasaldan kafayı kırmasına bağlamıştı lakin...

"Napıyosun amına koyayım?"dedi Oktay sinirle. "Ne gülüyosun."

"Bak."dedi çaydanlıktaki yansımasına bakan Rıdvan kendi kendine sırıtırken. "Tipime."

Çaydanlıkta eciş bücüş,kafası burnu yamuk halde yansımasına gülüyordu Rıdvan. Alayla kendini süzüp tekrar tekrar sırıtıyordu. Oktay ise tek yanağında yemek depolayan bu hamster kırması canlıya iğneleyici bir bakış daha attı.

"Tipine gülmen için çaydanlıktaki yansımana bakmana gerek yoktu."

"Hani sabah sabah yenir miydi ?"dedi Rıdvan göz kırpıp. "Sucuğun içinden geçmişsin. Tavada kalmamış."

"Acıktım." Oktay kehribarlarını sertçe oğlanın gözlerine dikip geri çekmişti.

"Dünya üzerindeki en güzel menemeni ben yaptım diye demiyorum da ekmek arasına tavayı da alıp yeme bak."

Oktay istemsizce kendi yansımasına bakıvermişti. Çaydanlığa yansıyan absürt haline istemsizce gülümseyesi gelmişti,gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken  hoşnutsuz bir ifadeyle yanıtladı.

"Pul biberden dudaklarım yandı,fazla acıydı." diye mırıldandı. Çayından uzun bir yudum alırken gülmemek için yeniden kendini bastırdı.

Rıdvan yaptığı menemeni nefsi müdafa kapsamında vatan savunur gibi savunmaya devam ediyordu. "Senin ağzının tadı yoksa benim menemenim napsın?"

"Toparlan da gidelim."dedi Oktay dalgınca. "Seni bir yere götüreceğim."

-------

Karla kaplı yol boyunca farklı farklı müzikler dinlemişti,bugün niyedir niçindir bilinmez Oktay'ın hüzün damarlarından biri açıkta kalmıştı. Rıdvan,kemik için toprak eşeleyen köpek misali durmaksızın soru bombardımanına tutuyordu.

"Nikah sonrası annenler gelecek mi tanışmaya,siz şimdi lojmanda kalacaksınız dimi Pınarla..."

Oktay çoğu soruyu cevapsız bırakırken derin bir nefes almış ve istemsizce direksiyonu daha da sertçe kavramıştı.

"Sizin düğünler nasıl olur?"diye sordu Oktay buğulu bir sesle.

"Bizim düğünler mi?"dedi Rıdvan sakalsız suratını sakal kavrar gibi kaşımaya başlamıştı. "Kaçıncıyı aldığına göre değişir."

"Ha?"

"Şaka,gül diye be." Rıdvan aracın içinde bir sigara ateşlerken kolunu kar dolu pencereden savurmuş ve gözlerini kısarak "dur" tabelasına bir bakış yollamıştı.

"Zengin bir aşiretsen,Mirzalar gibi,kırk gün kırk gece sürer."diye yanıtladı Rıdvan. "Kilolarca altın,milyonlarca lira,sayısız hediye,sayısız şov."

Oktay tıslarcasına bir ses çıkarmış ve küçümser bir bakışla süzmüştü oğlanı. "Şansına küs,kestirirsen ancak alır belki seni."

"Kız olsam da istenmezdim ki."dedi Rıdvan sessizce. "Kendi içlerindeki siyaset bambaşka. Araziler,dükkanlar,tarlalar...hiç birini dışarıdan birine yar etmezlerdi zaten."

"Ne sik yemeye götünde dolanıyorsun ki o zaman?" Oktay kendi sigarasına o kadar sert vurmuştu ki kül yerine komple izmaritinin közü düşmüştü camdan.

"Ben dolanmasam da o beni bulur."dedi Rıdvan omuz silkip. "Her neyse orta halli biriysen şöyle olur, şehir merkezinde apartman dairesine taşırlar gelinle damadın evini. İkisi de çalışsın falan diye. Ev taşındıktan sonra aile akrabalar komple düğün yapar,yine kalabalık olur altın toplanır ama altınlar genelde borca harca gider işte ev kursunlar diye maksatla yapıyorlar. Orta direk."

"Başka?"

"Bizim gibi garibansan genelde iç güveysinden hallice oluyor. Bahçede ya da arazide mahalle arası bir düğün,kuru pasta,leblebi,gelin arabası önünde sahte dolar kapmaya çalışırken hastanelik olan kekeler..."diye mırıldandı Rıdvan kıkırdayıp. "Götümde araba tamponu izi var baya,hepsi de sahteydi amına koyayım be ama dolar olması yetiyodu!"

"Bizdekiler peri masalı gibi olurdu."

Oktay kızaran gözleriyle yolu izlerken "Bir kaç dakikaya geldik say."diye mırıldandı. "Geleceğini göstereceğim sana."

"Münnecim misin?"dedi Rıdvan alayla. "Nereden bilebilirsin geleceğimi ki?"

Oktay sessizce tabelayı gösterdi.

Rıdvan ensesinden aşağı buz atılmış gibi irkilirken Oktay boş bir bakışla oğlanın irileşen sürmeli gözlerini izlemişti.

"Yitik Ruhlar Müzesi."diye fısıldadı Oktay. "Bir kaç kez ihbara geldik."

"Gidelim."dedi Rıdvan sinirle. "Siktir,şaka mısın!"

"Bağımlılar polikliniği,gel müptezel kankalarına bir selam çak."

İktidarWhere stories live. Discover now