🏜️"Yağmur'un peşinden...!"
"...yaralanmışsın!"
"........ yok ....... kaçtı!"
Kulaklarım uğulduyordu.
"Toprak?"
"........ nerede?"
"Ahu?!"
Önüm ardım kapkaraydı, görmüyorum.
".... git!"
"Yok........ yok!"
"... gitmiştir!"
"Toprak!"
Kalbim göğüs kafesimi parçalamak isteyen bir hayvan edasıyla içimde tepiniyordu.
"Yağmur yok," dedi Toprak. "Ferit vurulmuş."
Artık duyuyordum.
Kelimeler birer bütündü ve kelimeler Toprak'ın sesinin içindeydi.
Sesi buradaydı.
Kendisi de.
Hayatta.
Güçlükle düştüğüm yerden doğruldum. Başım dünyanın en sersem sarkacı gibi dönmeye başladı. Gözlerimi ovuşturuyordum ama görüşüm netleşmiyordu. Her şey pis kokulu bir sis perdesinin altına gömülmüştü sanki. Başımı çevirip arkama baktım.
Görüşümü netleştirecek olan şey, arkamdaydı.
Ahu.
Yerde.
Yerde, yaralı halde.
"Ahu!"
Ağaya kalkarken bağcıklarıma bir kez daha dolanıp yere kapaklandım, nerdeyse. Beni tutan Toprak'tı. Belki de Tunç'tu, bilmiyordum. Ahu'nun yanına koştum. Sırt üstü yatıyordu ama baygın değildi. Acı çekiyordu ama benden iyi durumdaydı.
"Ahu??! Vurulmuşsun!!!!"
"Sıyırdı. Önemli değil, abartmayın."
Abartmayın dediği kurşun yarası taş zemin üzerinde ufak da olsa kırmızı bir gölet yaratmıştı. Tunç atkısını Ahu'nun bacağına sarmış, kanamayı şimdilik durdurmuş gözüküyordu.
"Ahu yaralısın, hastaneye gitmemiz lazım!" dedim.
Benden başka kimsenin bunu neden haykırmadığını anlamıyordum.
"Gerek yok."
"Ne demek, gerek yok?!"
"Ne diye açıklayacağız bu yarayı? Öldü diye bildiğiniz adamı susturmak için üstümüze ateş açtılar. Ben de o arada bir kurşun yedim mi diyeceğim?"
Üstümüze ateş açmışlardı.
Ferit'i kurşunlatmışlardı.
Susturmak için.
Bir kez daha.
Bu kez, son kez.
"Öl... ölmüş mü?" dedim, Toprak'a dönüp.
Toprak hala nefes nefeseydi. Avluyu baştan sona koşup yanımıza geldiği anlaşılıyordu. Bunun cevabı ondaydı.
Kirece kesmiş yüzünden okunuyordu.
"Ya Yağmur?" dedi Ahu can havliyle doğrulmaya çalışıp. "Yok di mi, kaçtı sürtük!"
"Ahu kes artık ya!!!! Kes!!!! Şu haline bak!!!!"
YOU ARE READING
Cemre Düştü | TAMAMLANDI
General Fiction"Sanırım bu gece sana biraz daha fazla zarar vermezsem iyi olacak." Sıkamadığı elime bir süre bakakaldıktan sonra, çaresizlikle kendi ellerini iki yana açtı. "Toprak ben." Evreni bembeyaz bir ışık sardı. Şimşeğin geceyi inleten sesi işitilene dek...