Yeniden merhaba, 🤎
Kavuştuk. Havayı, suyu ısıtan cemre, bugün toprağa düştü. Ve cemre bir kez daha baharı getirecek.
Gelen, başka bir bahar olsun.
Acılarımıza merhem olan, yararımızı iyileştiren, kalbimizi ve ruhumuzu onaran, bize sıhhat ve umut veren, aydınlık bir bahar.
Baharımız gelsin ve sonsuz olsun. 🙏🏻
Birbirimize, yakından veya uzaktan, sıkı sıkı sarılabileceğimiz günlere kavuşmak dileğiyle... 🌤️
Sağlıcakla, 🌱
V.
🏜️
"Alo Ahu? Haberi göndermedin? Hadi, bekliyorum!"
Günün ilk telefon konuşmasını benimle yapıyormuş gibi görünen, ama bırakınız günün ilk telefon konuşmasını, günün ilk konuşmasını bu saatte herhangi biriyle yapmak istemediği her halinden belli olan Ahu, hattın ucunda sıkıntıyla homurdandı.
"Sana da günaydın abla."
"Günaydın günaydın. Acelem var biliyorsun. Soner gelmek üzere."
Ahu'nun anlayacağı kadar detay vardı bu cümlede, bana zaman kaybettirmesi yersizdi. Yağmur'un şüpheli bir şekilde ortadan kaybolması ve bunun yıllar önce bir trafik kazasında ölen eski yöneticisiyle bir bağlantısının olup olmadığı hakkında bir gazete haberi hazırlıyordu ve haber internette yayına girmiş gibi bir sayfa hazırlayıp bana gönderecekti, hepsi buydu, çok fazla bir şey istemiyordum.
"Bunun bir işe yarayacağına emin misin gerçekten abla?" diye sordu Ahu, uykusuzluğuna galip gelen, belli belirsiz bir merakla. "Soner bu haberi görse ne olur, görmese ne olur?"
Bininci kez anlatmaya koyuldum, bininci kez üşenmeden. "Görmese bir şey olmaz. Ama görürse, Ahu'yu ve Ferit'i bilmezden gelmek için karşımda bir takım garip şekillere gireceğine eminim. Yüzünde o çirkin gölgeler oynayacak. Verdiğini bilmediği ve benim bildiğimi bilmediği birtakım açıklar verip rengini belli edecek. Yağmur avcunun içinde mi, yoksa o da mı kızı elinden kaçırdı, anlayacağız."
"Hiçbir şey belli edeceğini sanmıyorum ben, boşa çaba."
"Denemeden bilemeyiz değil mi? Kaç dakikaya hazır olur haber?"
Telefonun ucunda, Ahu'nun beni beklemeye aldığını düşündüren bir ton duyuldu. Birkaç uzun saniye sonra Ahu tanıdık bir takım boğuk sesler ve ortam gürültüsüyle aramıza dönmüştü. "Aykut'a sordum şimdi, linki hazırlıyorlar. Gizli pencereden aç. Sadece sana açık bir link olacak."
"Tamam, süpersin."
"Dur dur! Dün akşam ne oldu abla? Toprak'la kapının önüne çıktınız, geri gelmediniz?"
Yörüngeden savrulup bildiğimiz dünyanın dışına da çıkmıştık ama bunu Ahu ile telefonda konuşabileceğimizi sanmıyordum.
"Daha sonra konuşuruz Ahu."
"Şimdi beni daha da meraklandırdın. Ne oldu hadi söyle!"
Ahu'nun inadının galip gelme ihtimali pek yoktu. Ona ne diyebilirdim ki? Kendisini öldürmeye kalkmama ve bununla yetinmeyip aylarca yaşarken öldürmeye çalışmama bakmadan, kendisine zehrettiğim hayatını benim zavallı hayatımla birleştirmek istediğini nasıl açıklayacaktım? Ona evet diyemediğimi, hayır hiç diyemediğimi, ne diyeceğimi bilemediğimi anlayacak mıydı?
YOU ARE READING
Cemre Düştü | TAMAMLANDI
General Fiction"Sanırım bu gece sana biraz daha fazla zarar vermezsem iyi olacak." Sıkamadığı elime bir süre bakakaldıktan sonra, çaresizlikle kendi ellerini iki yana açtı. "Toprak ben." Evreni bembeyaz bir ışık sardı. Şimşeğin geceyi inleten sesi işitilene dek...
