35.

1.2K 94 100
                                    

Keyifli okumalar ❤️

***

İlhami

Uykusuz bir gecenin ardından güneşli bir bahar gününe merhaba diyerekten, kendimle getirdiğim sigara ve çakmağımı, boş sandalyeye indirip bir kaç kez kollarımı ve omuzlarımı gerdirdim.

Tam üç gün oldu bu evde sadece çocuklarımla beraber yaşadığım. Üç gün önce kız kardeşim mecburen evine gitmek zorunda kalmıştı. Hem çocukları da okuldan geri kalıyor, hemde eşi orada tek başındaydı.

Kahvelerimi ufukta doğan güneşe dikerek dudaklarıma bir gülüş kondurdum. Eskiye nazaran daha iyi hissediyordum artık kendimi. Muhtemelen iki saate Sadık burada olurdu. Çünkü üç gündür beraber kahvaltı yapıyorduk. Aklıma doluşan anılarla ağzımın kenarından bir kıkırtı bırakmak zorunda kaldım.

'Ulan Sadık, ulan Sadık' burnumdan derin ve titrek bir soluk bırakıp, sandalyeye bıraktığım sigara paketini elime alarak bir dal çıkardım. Sigarayı dudaklarım arasına sıkıştırarak, yaktığım çakmağa başımı uzattım.

Sigaranın ucunu yaktıktan sonra balkonun korkuluğuna dirseklerimi yaslattım ve burnumdan bıraktığım dumanı havayla karışmasına dalarak, yutkundum.

Bundan tam yirmi gün öncesini, beni çokça afallatan bir itirafa şahit olduğum aklıma geldi.

Hemde ne itiraf...

***

<<<20 Gün Önce>>>

Karanlık kabusların sarmaladığı geceyi, uykusuz ve huzursuz bir şekilde devirmiştim. Sabaha karşı artık boğulacak gibi hissettiğimde, direkt yataktan kalktığım gibi, bedenime soğuk suyla yarım yamalak bir duş aldırttım. Sonra da hızla kıyafetlerimi giyinerek saçlarımı kısa bir kurutmadan sonra odama tekrar geldim ve dakikalarca kızıma sıkıca sarıldım.

Bakışlarım üzerini açan Ömer'ime kaydığında, tam o sıra aşağıdan sesler de geldi. Yavaş hareketlerle kızımın üzerini güzelce örttükten sonra, oğlumun şakağından öperek doğrulttum. Başı yastıktan düşmüştü çünkü. Duvarlar tekrardan üzerime üzerime gelmeye başladığı an, soluğu mutfakta, kardeşimin yanında aldım. Bulaşıkları yıkayıp kahvaltı hazırlayacaktı.

Kız kardeşim henüz beni fark etmemişti. Dudaklarımı aralayarak "Ceylan'ım. Ben Sadık'ın yanına gidip biraz hava alacağım. Sen çocuklara kahvaltısını verirsin dimi?" dediğimde, ıslak ellerini önündeki önlükle silerek yanıma geldi ve belime sıkıca sarılarak "Merak etme abicim. Kendini nasıl iyi hissedecek isen öyle davran ama lütfen çocukların için bir an önce toparlan. Çünkü Ömer sürekli babam üzgün deyip duruyor. Çok üzülüyorum bu duruma. Ömer'im de hasta olacak diye ödüm kopuyor!"

Böyle söyleyince boğazım düğümlendi. Oğlum demek böyle düşünüyordu. Kızarmış gözlerimle yaptığım tek şey, kardeşimin alnından öpmek oldu.

Daha da tek kelime etmeden yorgun adımlarla arabaya atladığım gibi, Sadık'ın evine yetişmiştim. Sabah henüz çok erken olduğundan şuan muhtemelen uyuyordu. Bende bunu bildiğim için, gelirken kendimle beraber iki tane sıcak ekmek de getirmiştim.

Sabahın ilk ışıklarıydı. Güneş yavaş yavaş duvarlara değerek varlığını hissettiriyordu. İçime alabildiğim kadar nefesler bahşederek, birkaç büyük adımda iki katlı, bahçeli evin kapı ziline bastım. Bir dakika kadar beklediğimde, kapı açılmadı. Tekrardan parmağımı zile bastım ama bu sefer Sadık gelip kapıyı açana kadar parmağımı kaldırmadım.

YASAKLI GÜNAHLAR    Where stories live. Discover now