43.

906 78 62
                                    

İlhami

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

İlhami

Meydandaki kalabalığın haddi hesabı yoktu. Sanki şehrin bütün fertleri buraya gelmiş gibiydi. Boyum da uzun olduğu için herkesin simasını çok net görebiliyordum. Kulağıma sevdiğim adamın sesi ilişince en önden onu seyre daldım. Heceler adeta ağzından kuş olup kendini özgürlüğe bırakıyor gibiydi.

Heyecanını yenmesi için dün akşam onunla beraber epey çalışmıştık. Vaatlerinden, çalışmalarından, nasıl bir yönetim sergileyeceğinden gibi bir sürü amaçlar ve araçlar türetmiş kâğıda dökmüş bir o kadarını da aklına kazımıştı. Şimdi de dilinden tek tek dökülen kelimeler, meydandaki kalabalığa ulaşıyor sonra da onları coşturuyordu. İşte bu hayattaki en büyük gurur kaynağım elbette ki can yoldaşım, eşim, hayat arkadaşım ve herşeyden öte bana aile olan Sadık'ın ta kendisiydi...

Hep hayrandım ama şimdi bir başka gözüküyordu gözüme.

"SADIK BAŞKAN!!"

"SADIK BAŞKAN!!"

Diye uzayıp gitti sloganlar. Önümüzdeki günlerde seçimler olacağından zorlu bir süreç bizi bekliyordu. Hakan'ın babası, yani benim piç kuzenim inat olsun diye diğer parti üyesinin pankartlarını evinin duvarına aşmıştı. Köylülerden bir kaçı dün Levent ile kavgaya tutuşunca Sadık derhal müdahaleye gitmişti. Sonuçta bu bir seçim demorasisiydi. Hır gür çıkartarak diğer rakip adaya laf veremezdik. Neyse şimdilik o gereksiz herifi düşünmeyecektim. Gereksizdi çünkü. Kendiside gereksiz olduğunun farkında...

Çocuklarımı ise Safiye'ye emanet etmiştim. Bu kalabalıkta burada perişan olsun istemedim.

Hem önümüzdeki gün Sadık'ın kız kardeşi de gelecekti. Kız kardeşi ise bizi biliyormuş. İlişkimizi ilk gün öğrenmiş. Fakat abisinin beni sevdiğini ise taa kız kardeşimin kına gecesinde öğrenmişti. Başka da bildiğim birşey yok...

Başımı tekrar sevdiğim adama çevirdiğimde gövdesi daha bir heybetli görünüyor güven kokuyordu. Yanında da arkadaşı ve il parti başkanı Kasım. Hemen yan tarafında Kasım'ın yirmi beş yaşındaki erkek kardeşi Gökhan ve Emre yer alıyordu.

Emre'nin arada bana bakışlarını yakalıyordum. Olabildiğince bunu dillendirmemeye, bakmamaya çalışıyordum. Çünkü bunu kendisi istemişti. Köye ilk geldiği anda bile bana yüz vermemeye çalışan oydu. Annemin cenazesinde bir yabancı gibi davranan oydu.

Hâlbuki o vakitler kendisine en çok ihtiyacım olduğu zamanlardı ama şimdi iyi ki böyle oldu diyorum. Bu saatten sonra kimsenin çırpınmalarına kulak asmayacaktım. Helallik de aldığıma göre bir nebze olsun omuzlarımdaki yükler hafiflemişti.

Bir ara Sadık ile göz göze geldiğimde derin nefesler eşliğinde heyecanla bana göz kırptı. Bu hareketinin midemde kasırgalara neden olduğunu bir bilse anında atlar, gelir herkesin içinde beni öperdi. O derece bir deliydi...

YASAKLI GÜNAHLAR    Donde viven las historias. Descúbrelo ahora