39. +18

1.5K 89 94
                                    

Smutlu bölüm +18
Ona göre okuyun canlar❗
Gerçi ben okuyucu olsam dört kere okurum heralde djjdjdjd

Keyifli okumalar 🔥

***

Sadık'ın tebessüm etmekten dudaklarının çevresinde oluşan çizgilere dalıp gitmiştim. Ben dudaklarına baktıkça heyecan yapmış olacak ki, yüzünün her yerine yayıldı bu çizgiler.

Hatta gözünü kıstığı için göz kenarlarında bile vardı o çizgilerden.

"Neden bakıyorsun öyle" diye sorduğunda kahvelerimi onun karalarına çıkardım. Başını eğip alnıma yumuşak bir şekilde dudaklarını yaslattı.

Onun huzur kokan öpüşüne karşı gözlerim yumulup yutkundum ve "Ne zamandan beridir bana karşı ilgin vardı?" diye çekinerek sorduğumda

Başını tavana kaldırıp bir müddet düşünür gibi yaptı. Tekrar yüzünü bana çevirerek hasret kokan sesiyle "Ben ortaokul diyeyim. Sen buna Ömer kadar de!" diye yanıt verdi.

Acı bir şekilde gururum okşandı ama bir o kadarda omuzlarıma yükler bindi. Başımı omzundan çekmeden öylece yatakta uzanmış, göğsüne sarılmıştım.

Siyah tişörtümü ve eşofmanımı vermiştim. Benden daha iri olduğu için bana geniş olan kıyafetler onun heybetli bedenine tam oluyordu.

Tekrar dudaklarımı oynattım "Nasıl dayandın oğlum bu kadar?" dedim ve gülümseyerek "Köylünün dilindeki o kara sevdan demek benmişim amına koyayım. Kendimi şuan çok tuhaf hissettim"

Çizgi haline getirdiği dudaklarıyla iç çekip çipil gözleriyle yüzümün her yerini inceledi. "Nasıl dayandım bilmiyorum ama sen sağlıklıydın ya, bu bana yetiyor, artıyordu da" deyip altımdaki kollarıyla beni göğsüne daha çok çekti. Diğer elinide çenemin altına koyup başımı kendine kaldırdı. Dakikalarca dudağımı öpüp saçlarımı okşayarak kokladı.

Dalgın gözlerle "Dayandım işte be İlhami'm. Bak sonunda kavuştum kara sevdama. Önemli olan da bu değil mi?"

"Peki bana hiç söylemeyi düşünmedin mi? Eğer o günlüğü okuyup sayfaların yerini değiştirmeseydim hala beni kendinden mahrum mu bırakacaktın?"

Başını bana çevirmeden bana yan bir bakış attı "Boşver! İyi ki söylememişim. Bak aslan gibi iki tane çocuğun oldu" dediğinde gülümsedim.

Aslında okuduğum günlükte az çok birşeyleri kafamda tartmıştım. Neyse şimdi kendimle değil, diğer odaya gidip çocuklarıma bakmam lazımdı.

Elimi Sadık'ın göğsüne yaslatıp ayaklanmak için hareket yaptım. "Nereye yavrum?" sorusuna yarım ağız güldüm.

Eskiden yavru olmam farklıydı. Şimdi bu kelime bana çok bambaşka şeyler çağrıştırıyordu. Sadık'ın kararına bakarak "Sadık bir süre bu yavrum kelimesini kulanmasan olur mu?" diye gülüp ricada bulunduğumda, havaya kalkan kaşlar ilk karşılık verdi bana.

"Yok, bugüne kadar yavrumdun. Bundan sonra da hem yavrum hem bebeğim olacaksın!" diye alayla söyledi. Kendimi bir an bebek olarak hayal edince kahkaha attık beraber.

"Neyse ben gideyim de çocukları kontrol edeyim. Bakayım üstünü açmışlar mı!"

Tamam diye başını salladı. Yüzümde kaybolmak bilmeyen gülümsemeyle çocukların odasına doğru yürüdm. Yan odaya yetişip  hafif aralık bıraktığım kapıdan baktığımda, Ömer sıcaktan bir bacağını yorganın üzerine atmış gördüm.

Kızım ise ağzından düşen emzikle sıkıntısızdı. Emziği olmadan uyumuyordu. Birkaç adımda ikisininde şakağından öpüp üzerilerini düzelttim. Belimi doğrulttuğumda kapının açıldığına dair sesi kulağıma ilişti. Bedenimi döndermeden omzumun üzerinden başımı çevirdiğimde Sadık çocuklara hasretle bakıp yanımda bitti. Beni göğsüne çekerek kollarını karnımda birleştirdi.

YASAKLI GÜNAHLAR    Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin